CHP'li Kaya: Trump'un mektubu derhal iade edilmeliydi
Muğla’da bir dizi ziyaret ve etkinliğe katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, basına açıklamalarda bulundu.
Muğla’da bir dizi ziyaret ve etkinliğe katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya Bodrum İlçe Örgütünde; Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, Muğla Milletvekili Suat Özcan, Bodrum İlçe Başkanı Halil Karahan ve partililerle birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
Türkiye’nin uzun zamandan beri ekonomik, sosyal ve siyasal krizin içinde olduğunu söyleyen Kaya, “Çok garip bir ülke olduk! Fiyatlar attıkça, enflasyon düşüyor. İçişleri Bakanı suçluları aklamak için raporlar hazırlatıyor. Uluslararası alanda yediğimiz darbeler AKP’ye kahramanlık türküleri söyletiyor. Bütün dünyanın gördüğü gerçekler ters yüz edilerek halk kandırılmaya çalışılıyor.” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın mektubuna cevap vermeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da eleştiren Kaya, “Tüm bu yaşananlardan sonra, Recep Tayyip Erdoğan 13 Kasım’da yine ABD yolcusu. Açıkladığı gibi, ABD Başkanı Donald Trump’ın hakaret dolu mektubunu yanında götürür mü bilemeyiz. Ancak, bir Cumhurbaşkanının görevi postacılık yapmak değil, o mektuba gerektiği zaman teamüllere uygun bir dilde cevap vermektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi şahsını değil, Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiğini hiçbir zaman unutmasın!” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın açıklaması şöyle:
Çok garip bir ülke olduk!
Fiyatlar attıkça, enflasyon düşüyor.
İçişleri Bakanı suçluları aklamak için raporlar hazırlatıyor.
Uluslararası alanda yediğimiz darbeler AKP’ye kahramanlık türküleri söyletiyor.
Bütün dünyanın gördüğü gerçekler ters yüz edilerek halk kandırılmaya çalışılıyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SUÇ İŞLİYOR
Çubuk'ta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik planlanan linç girişiminde güvenlik tedbirlerini almayan, görevini yapmayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; koltuğunu kaybetmemek için, makamını kullanarak linç girişimini yapanları ve arkasındaki gizli güçleri korumak için bizim raporumuza karşı bir rapor hazırlatmış.
İçişleri Bakanı hazırlattığı raporda linç girişimini planlayan gizli elleri korumaya devam ediyor. Suçluları gizleyerek, koruyarak, aklayarak açıkça suç işliyor. Ancak şunu herkes bilsin ki bugün olmazsa yarın, er ya da geç, linç girişiminin arkasında kimlerin olduğunu ortaya çıkartacağız.
İŞSİZ SAYISI 8 MİLYONU AŞTI
AKP, ekonomideki krizi resmi verilerle oynayarak aşağı çekmeye çalışsa da, çarşı pazardaki fiyatlar, mutfaktaki yangın ekonomik krizin faturasını tüm çıplaklığıyla önümüze koyuyor.
Ekonomik veriler, “Ekonomik kriz yok.” diyen AKP’yi ve her ay enflasyonun düştüğünü açıklayan “Sosyete Damat”ı yalanlıyor.
TÜİK’in verilerine göre resmi işsiz sayısı 4 milyon 569 bine ulaştı. İşsizlik oranı 13, 9 olurken; 15-25 yaşa aralığındaki genç işsizlerin oranı yüzde 27,1 olarak gerçekleşti.
Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 8 milyon 112 bin kişiye ulaşmış.
Bu rakamlara göre, 3 milyonu aşkın kişi çalışmaya hazır olduğu halde iş bulma ümidini kaybetmiş ve iş aramaktan vazgeçmiş durumda.
Türk-İş’in dört kişilik bir ailenin beslenme ihtiyaçlarını dikkate alarak hesapladığı açlık sınırı 2019 Ekim ayında, 2 bin 58 lira, yoksulluk sınırı ise 6 bin 705 liraya çıktı.
Bu rakamlara göre, 2019 yılının ilk 10 ayında açlık sınırı 117 lira, yoksulluk sınırı ise 382 lira arttı.
Yine TÜİK verilerine göre buğday ambarı olarak bildiğimiz ülkemizde, buğday üretiminde 1 milyonluk tonluk azalma bekleniyor. Geçen dönem 20 milyon ton olan buğday üretimi, bu dönem 19 milyon tona inecek.
Muğla genelinde, özelde ise Bodrum’da ekonomik durum Türkiye’nin durumundan farklı değil. Yabancı turist sayısında yüzde 25 oranında artış olurken, yerli turist sayısında yüzde 60 oranında bir azalma var. Esnafı da çiftçisi de ekonomik krizden etkilenmiş durumda, turizmci borçlarını ödeyemiyor.
Dünyanın en gözde turizm merkezlerinden biri olan Bodrum 11. Kalkınma Planında yer almıyor. Türkiye’nin turizm cennetine yatırım yapılmaması büyük bir eksiklik ve düşündürücü bir durumdur.
DONALD TRUMP’IN MEKTUBUNA ANINDA CEVAP VERİLMELİYDİ
Dışişlerinde yaşadığımız kriz de dünyanın gündemine oturmuş durumda. ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin Suriye’ye gerçekleştirdiği operasyonundan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupta, “Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem, ama bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim.” diyerek Türkiye’yi tehdit ediyor. Trump mektubunu, “Sert adam olma. Aptallık etme!” diye bitiriyor.
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mektuba hak ettiği şekilde, uluslararası teamüller çerçevesinde cevap vermesi gerekirken kamuoyundan saklıyor. Mektup basına sızdıktan sonra da, “Mektubu çöpe attık.” açıklaması yapılıyor.
Mektup, şahsi bir mektup değil ki çöpe atılsın. Bu mektup kayıtlara girmesi ve cevabının verilmesi gereken bir mektuptur. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir. Cumhurbaşkanına yazılan mektup, 82 milyona yazılmıştır.
Tüm bu yaşananlardan sonra, Recep Tayyip Erdoğan 13 Kasım’da yine ABD yolcusu. Açıkladığı gibi, ABD Başkanı Donald Trump’ın hakaret dolu mektubunu yanında götürür mü bilemeyiz. Ancak, bir Cumhurbaşkanının görevi postacılık yapmak değil, o mektuba gerektiği zaman teamüllere uygun bir dilde cevap vermektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi şahsını değil, Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiğini hiçbir zaman unutmasın!”