Kemal Kılıçdaroğlu: Mustafa Kemal'i anlamak sosyal devleti anlamaktır
Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep'te Atatürk'ü Anlamak konulu sunumda açıklamalarda bulundu.
GERÇEK GÜNDEM - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğl, Gaziantep'te Atatürk'ü Anlamak konulu sunum gerçekleştirdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının satır başları şöyle oldu:
Özgürlüğü ve bağımsızlığı neyle sağlıyorsunuz ekonomik gücünüz varsa. Birilerinden emir alır noktaya gelmemişseniz özgürlüğünüzü ve bağımsızlığınızı koruya bilirsiniz.
Bir soru: Osmanlı niye battı? Devasa Osmanlı. Dünyanın en büyük gücü olan Osmanlı niçin battı? Ekonomik bağımsızlığını yitirdiği için. Genel Borçlar İdaresi'ni kurmak zorunda kaldılar. Ancak borçla bir imparatorloğlu yönetebileceği bir noktaya taşındı.
Mustafa Kemal bir başka gerçeği daha gördü. Dünya değişiyor. İngiltere'de başlayan sanayi devrimini yakalayan bütün topplumlar büyüyorlar. Osmanlı, sanayi Devrimi'ni kaçırdı.
Dumlupınar'da bir müze vardı. O müzede savaşta kullanılan silahlar sergileniyordu. Orada Rus, Alman, Amerikan silahını görüyorsunuz. Silahı olmayan sadece biziz. Niçin? Sanayi Devrimi'ni kaçırdık.
Mustafa Kemal bağımsızlığı elde etti. Siyasi mücadeleyi kazandı. Ama ne Gazi Mustafa Kemal ne de silah arkadaşları hiçbiri ekonomist değildi, ekonomi eğitimi görmemişlerdi. O zaman ilk yaptıkları ilk 1923'te İzmir'de iktisat kongresini toplamak oldu. Tamam devleti kurduk ama Osmanlı fakir bir ülke. Türkiye Cumhuriyeti fakir bir ülke. www.gercekgundem.com 'un toplantıdan derlediği habere göre Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: Devlet demiryolları ve denizyolları yabancıların elindeydi.
1923'te İzmir İktisat Kongresi'ni toplarlar. Derler ki işsizlik var, yoksulluk var. Gelir kaynağı sadece çiftçi çünkü sanayi yok. O kongrede Mustafa Kemal şunu söyler: "Yeni Türk devleti cihangir bir devlet olmayacaktır fakat yeni Türkiye ikitisadi bir ülke olacaktır." Ve böylece yola koyulurlar.
Nasıl Sanayi Devrimi'ni kaçırdık ve nasıl yakalar diye mücadele ediyorlar. Bunun için hep birlikte çalışıyorlar. Kırıkkale'de entegre bir silah fabrikası kurulması kararı alındı. Bir savunma sanayinin kurulması kararı alınıyor. Çiftçi perişandı çünkü vergi alınacak başka kaynak yok. Üretimin değerini bildiği için Mustafa Kemal, ilk işi aşar verisini kaldırmak oluyor.
Alpullu'da şeker fabrikası kuruldu. Düşünün devasa bir Osmanlı, şeker üretecek fabrika yok. Alpullu fabrikası yumurta satılarak kuruldu. O günkü koşullardan bugüne bağlantı kurmamız lazım.
Yumurta satılarak fabrika kuruluyor, biz Tank Palet fabrikasını Katarlılara veriyoruz. Bir şey söylerken bilgiye dayalı söylemek zorundayız. Tarihini bileceğiz, ayrıntılarını bileceğiz ve ondan sonra konuşacağız.
15 Ağustos 1925 Kayseri'de uçak fabrikasının temeli atıldı. Düşünün silah üretemeyen Türkiye, silah ve uçak fabrikasının temelini attı. Tarım okulları kuruldu. Çiftçi ama okuma yazma oranı çok az. O yılda 1927'de yapılan bir sayımda okuma oranı 10.6
Tarım okulları açılır, neyi nasıl ekecekleri çiftçiye öğretilir. 1928'de millet mektepleri açıldı. İnsanlar okuma yazma öğrensin diye. Bugün okuma yazma oranımız 98-99'larda. O yıllarda yüzde 90 okuma bilmiyordu.
1 Haziran 1930'da merkez bankası kuruldu. Devasa bir Osmanlı düşünün, 7 kıtada olan bir imparatorluktan söz ederiz. Bu imparatorluğun parasını basacak merkez bankası yoktu. Ekonominin ne kadar önemli olduğunu görmemiz lazım. Nasıl oluyor da, devasa bir imparatorluğun parasını basacak merkez bankası olmuyor.
İlk paramızı 1930'da basmaya başladık.1933, beşinci sanayi planı kabul edildi. Artık genç Türkiye Cumhuriyeti Sanayi Devrimi'ni yakalamak için 5 yıllık plan yapıyor. 1933'de Türkiye'yi sanayileştirmek istiyoruz 2018 yılında Türkiye ;Cumhuriyeti Devleti'nin kallkınma planı yok. 14 Ağustos 1934 kağıt üretilmeye başlandı.
Fabrika ne demek? Fabrika kurmak demek sadece fabrikayı kurmuyorsunuz. Malatya'da 500 kişinin çalıştığı bir fabrika düşünün. İlk kez Malatya'nın tarihinde ilk kez insanlar çalışmaya başlayacak ve ilk kez aylık alacaklar.
Daha çağdaş bir yaşama hep beraber adım atıldı. 1934 yılında ilk uçağımız Kayseri'den Ankara'ya uçtu. 1937 yılına geldiğimizde dünyada uçak üreten beş ülkeden birisi Türkiye idi.
Eskişehir'de de uçak fabrikası, Ankara'da da uçak motor fabrikasının temelleri atıldı. 1930'lu yıllardan söz ediyorum. Mustafa Kemal'in dehasından bahsediyorum. Çiftçiler bir süre sonra üretmeye başladılar tarım satış kooperatifleri kuruldu. Arabayı üretirsiniz satmazsanız bekler ama çiftçinin ürünü bekleyemez. Hayat standartları yükselmeye başladı ve Sanayi Devrimi'ne giden yolu hızlandırdı. 1940'ta köy enstitüleri Türkiye'ye dengeli bir şekilde yayıldı.
Anadolu'nun bütün coğrafyasına dengeli bir şekilde yatırımlar yapıldı. Köy enstitülerinden mezun olanlar dağıldılar ve aydınlanmayı getirdiler. Üretimi, düşünmeyi götürdüler Anadolu'ya. www.gercekgundem.com 'un toplantıdan derlediği habere göre Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
Sanayi Devrimi olunca işçiler ortaya çıktı. İşçi sigortaları kuruldu. Bugünkü SGK'nın temeli. 22 Mayıs 1947 Marshall yardımı gelmeye başladı. 1948'te uçak motor fabrikası hizmete açıldı. 1952'de Amerikalılar diyorlar ki size 58 milyon dolar yardım yapacağız.
Niye uçak fabrikası yapıyorsunuz? Biz size uçağı bedava vereceğiz. Denizaltı yapıyor Türkiye, niye yapıyorsunuz bedava vereceğiz diyorlar.Türkiye, fazla değil moratoryum ilan etmesinden sonra köy enstitüleri kapatıldı.
Atatürk'ü anlamak demek eğitimi bilmek demektir. Eğitime büyük önem vermiştir. Eğitim nasıl olmalı? Eğitim üretime dönük olmazsa eğitim değildir. Eğitimin üretime dönük olması lazım. Ne demek eğitimin üretime dönük? Sorgulayıcı eğitim demektir.
Eğitimin temel felsefesi nedir? İnsanı daha fazla düşünmeye sevk etmek demektir. Hayatı daha fazla sorgulamaya sevk etmek demektir. Ezberci eğitimi bize getirdiler. Sen düşünme... Siz hiç düşünmeyin ben sizin yerinize düşünüyorum... Bu ne demektir? Aklınızı kullanmayın demektir.
Kuran'da bile "aklınızı kullanmıyor musunuz?" diye sorar. İnancımız böyledir. Aklımızı kullanacağız, hayatı sorgulayacağız. Birileri sizin yerinize düşünür ve siz onun söylediklerini tekrar ederseniz aklınızı başkasına kiraya vermişsiniz demektir. Eğitim budur. Eğitim geleceği planlamaktır. 10 yıl sonra, 20, 50 yıl sonra ne olacak bunu düşünmektir.
Bu felsefe dolayısıyla eğitimde büyük başarıalr elde edersiniz. eğitim sadece okumak değildir. Sadece sorgulamak değildir. Eğitim aynı zamanda üretmek demektir. Özgürlük ve bağımsızlıktan, bağımsızlığını ekonomiyle güçlendiren çağdaş bir anlayış... Biz bu felsefe üzerine Türkiye'yi büyüttük ve bugünlere getirdik.
Borç alan emir alır. Bugün, son 17 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye verdiğimiz faiz 140 milyar doları aşıyor. Yabancı sermayeye ödediğimiz faiz. 140 milyar dolarla siz yeni bir Türkiye inşa edersiniz.
Üretmekten Türkiye'yi kopardıkları için. Bir ülkeyi geriye götürmek istiyorsanız yapacağınız iş eğitim sistemini bozmaktır. Bozduğunuz anda o ülke geriye gider. Üretim sadece fabrikada üretim değildir. Sanat üreteceksiniz, bilimde üreteceksiniz, fabrikada, tarlada üreteceksiniz. Hizmette üreteceksiniz. Hayatın her alanında üreteceksiniz. Üretim güçlü olursa çok güçlü sanatçılarınız olur.
Hepimizin cep telefonları var ve bunları biz üretmiyoruz.
Yeni sınıflar ortaya çıktı. Türkiye'deki üniversiteler bütün bu hızlı gelişmelere ayak uyduruyor mu? Hayır. Sorunumuz bu. Mustafa Kemal'i anlasalardı bizim üniversitelerimiz en çok bilgi üreten üniversiteler olurdu. Anlasalardı, en güçlü devletlerden biri olurduk.
Atatürk sadece CHP'lilerin Atatürk'ü değildir. Dünyaya mal olmuş bir liderdir. 82 milyonun Atatürk'üdür. Çünkü onun felsefesi bütün zamanların felsefesidir. Çağdaş uygarlığı aşmak, yakalamak... Çağdaş uygarlık sürekli gelişen bir kavramdır.
Eğitimde sorgulayan bir eğitimi nasıl geliştireceğiz? Demokrasi içinde. Mustafa Kemal, o günün koşullarında demokrasiyi her ortamda savunmuştur. Bugünkü Meclis, o Meclis'in yanında sıfır. Yetkileri elinden alındı. Gazi Mustafa Kemal'e verilmeyen yetkiler bugün tek adama verilmiştir.
Atatürk çok partili hayata geçmek istemiştir, denemeler de yapılmıştır ama başarılı olamadı. Parlamentoya her şeyin hesabını verdi ve yolsuzluklara izin vermedi. Her kuruşun hesabı mutlaka millete verildi. TBMM adına kamu harcamalarını denetlemek için Sayıştay vardı. Bugünkü Sayıştay, o günkü Sayıştay değil.
Yargı bağımsızlığına büyük önem vermiştir. Kendisini karşılamayan savcının yanına gidip kahvesini içmiştir, bu kadar saygı göstermiştir. Bugüne bakıyorsunuz, farklı bir şey var. Saray'dan alınan talimatlar var .
Mustafa Kemal'i anlamak hepimizin görevidir. Hukukun üstünlüğünü sağlamak hepimizin görevidir. Mustafa Kemal'i anlamak sosyal devleti anlamaktır. 1921 yılında ilk kurduğu kurum Çocuk Esirgeme'dir. Savaş meydanlarında binlerce şehit verilmiştir. Binlerce çocuk babasızdır. Mustafa Kemal hiçbir zaman gidip yurt dışında servet edinmemiştir.
Mustafa Kemal'i anlamak sıradan bir olay değildir. Bütün varlığını topluma armağan etmiştir. İş Bankası'nda hissesi vardır. CHP'ye oradan beş kuruş para gelmez. Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na eşit şekilde dağıtmakla CHP'yi görevlendirmiştir.
Mustafa Kemal sanata ve bilime de büyük önem vermiştir. İnanca büyük önem vermiştir. Mustafa Kemal ilk imam hatip okullarını kuranlardan birisidir.
Mustafa Kemal Osmanlı'nın borçlarını hiç reddetmemiş ve ödemiştir. O fakir ve genç Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödemiştir. Gidip birilerine dilenmemiştir. Türkiye'ye mektup gönderen bütün devlet başkanları Mustafa Kemal'i övgüyle anmışlardır.
Mustafa Kemal, bu ulusun şanını ve şerefini hayatı pahasına her ortamda korumuştur. Millete ezdirmemiştir, birilerine kul köle yapmamıştır. Çiftçisine, sanayicisine, üniversite hocasına saygı göstermiştir. Devlette liyakat sisteminin ne olması gerektiğini anlatmıştır. Liyakatli insanların devlet yönetiminde olmasını istemiştir.
Bazı tuzu kurular söylerler. "Çok geç demokrasiye geçtik..." Hakkari'de seçim yapsak Ankara'ya günler sonra gelirdi. Hakkari'deki sandığın başında okuma yazma bilen yok...
Bu mirası içselleştirdiyseniz bu mirası korumak zorundasınız. Baskıya, sömürüye, haksızlığa karşı çıkacaksınız. Kadın ve erkek eşitliğini sağlayacaksınız. Kadının adı yok, yeri yok...
Cumhuriyet bizim için değerlidir. Cumhuriyeti şimdi demokrasiyle taçlandıracağız. Bizim gibi düşünmeyen insanların da düşüncelerini özgürce dile getirdikleri bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Mustafa Kemal'i anlamak için düşünce özgürlüğünün ne olduğunu bilmek gerekiyor.
Atatürk sıradan ve durağan bir kavram değildir. Bütün dünyanın saygı duyduğu liderdir. Her toplumun eksiği, yanlışı olabilir ama bütün mesele bilimin, ahlakın, adaletin, liyakaitn yolundan gitmektir.
Düşünce özgürlüğüne önem verirseniz çok hızlı büyüdüğünüzü ve kalkındığınızı görürsünüz. Biz bilimsel anlamda da gerilerdeyiz. Hızla büyümek zorundayız. Dünya artık çok daha hızlı büyüyor.
Bilimdeki, teknolojideki hızlı gelişmeye ayak uydurmak zorundayız. Bunu yapacak bilim adamı kapasitemiz var. Önündeki en büyük engel politika. Farklı düşünüyor diye hapse atamazsınız.
Bir dönem bir kişi kalktı dedi ki, "dünya düz değil yuvarlaktır" Aldılar mahkemeye götürdüler. Oysa bugün biliniyor "dünya yuvarlaktır" Düşünceden korkmamak gerekir. Allah'ın bize verdiği en değerli şey düşünmektir, geleceği tasarlamaktır. Böyle bir yetenek başka canlıda yok. Farklı düşündü diye insanlar hapislere atılıyor. 21. yüzyıldayız...
İnanç ve kimlik siyasette tartışılmaz. Kim kendi anne ve babasını seçme özgürlüğüne sahip? O zaman kimlik nasıl tartışılır. Toplumu nasıl kutuplaştırırım, toplumu nasıl bana oy vermeye zorunlu kılarım anlayışıyla siyaset yapılıyor.
Asla bağnaz bir düşüncenin tutsağı olmayacağız. Sorgulamak kadar değerli bir şey yok. İnsanın doğasında keşfetmek, soru sormak vardır. Eğitimle siz soru sormayı engelliyorsanız toplumu geriye taşırsınız. Bizim eğitim sistemimizin böyle bir sorunu var. Geleceği düşünmek ve planlamak, insanoğlunun yaptığı bir şeydir. Bunu kim için yapacaksınız, insanlık için mi bireysel çıkar için mi? Mustafa Kemal asla bireysel çıkarını düşünmedi.
Mustafa Kemal sıradan bir siyasetçi değildir. Sıradan bir asker de değildi. Batı dünyasını çok iyi bilen, o dünyanın nasıl geliştiğini gören ve Türkiye'nin nasıl geride kaldığını gören ve tanık olan bir liderdi. Bütün bu gelişmeleri görüp verdiği ulusal kurtuluş savaşından sonra verilen mücadelelerin sembolüdür. O nedenle bütün dünyanın saygı duyduğu bir lider haline gelmiştir.
Bütün çabası insanlık için olmuştur. Bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Yedi düvele karşı savaşmak sıradan bir olay değildir.