HDP'den 'sine-i millet' açıklaması: Çekilmenin kararını verecek olan...
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, HDP'li belediyelere kayyum atanmasının ardından başlayan 'sine-i millet' tartışmaları hakkında açıklama yaptı.
AKP iktidarının seçilmiş HDP’li belediyelere yönelik kayyum politikaları sürüyor.
Eşbaşkanları gözaltına alınan Mardin’in Savur, Derik ve Mazıdağı belediyeleri ile Şanlıurfa’nın Suruç Belediyesi’ne kayyum atandı.
Bu kararla birlikte partinin 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı üçü büyükşehir olmak üzere 69 belediyeden 24’üne kayyum atanmış oldu.
HDP Genel Merkezi, 20 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek toplantı sonrası kayyumlara ilişkin detaylı bir rapor yayımlayacak. Parti içinden yükselen ‘tüm belediyelerden çekilelim’ önerisi de söz konusu toplantının ana gündem maddelerinden biri olacak.
Birgün'den Mehmet Emin Kurnaz'ın haberine göre; konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Sözcüsü Günay Kubilay, “Belediyelerden çekilmeyeceğiz şeklinde bir tavrımız yok, sine-i millete dönüp dönmeme kararını 20 Kasım’da gerçekleştireceğimiz toplantıda belirleyeceğiz” dedi.
HDP’li Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen ise, “Oturduğumuz makamlar, temsil ettiğimiz yetkiler halktan alınmış yetkilerdir. Çekilmenin kararını verecek olan da halktır. Belediye başkanları ya da diğer siyasi yapılar bu tartışmaları halkla birlikte yapacaktır” diye konuştu.
4 Belediyeye daha kayyum...
HDP yönetimindeki Savur Belediyesinin Eşbaşkanı Gülistan Öncü, Mazıdağı Belediyesi Eşbaşkanı Nalan Özaydın, Derik Belediyesi Eşbaşkanı Mülkiye Esmez görevlerinden uzaklaştırılarak, yerlerine kayyum atandı. Mardin Valiliği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın haklarında “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla başlatılan soruşturmanın gerekçe gösterildiği belirtildi. Bu belediyelerin ardından Şanlıurfa’nın Suruç Belediyesi Eşbaşkanı Hatice Çevik’in de yerine kayyum atandı. Çevik’in yerine ilçe Kaymakamı Kenan Aktaş’ın kayyum olarak atandığı açıklandı.
HDP Genel Merkezi, partilerinin yönetiminde olan belediyelere atanan kayyumlara ilişkin rapor hazırladı. Rapor, Ankara’da bulunan Hilton Otel’de 20 Kasım’da yapılacak toplantıyla kamuoyuna duyurulacak. Toplantıda HDP milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları, Meclis ve belediyelerden çekilme konusunda da görüş belirtilecek.
Saray uzantısı rejim
“31 Mart’tan sonra AKP-MHP iktidarı ülkeyi Saray uzantısı bir kayyum rejimiyle yönetmek istiyor” diyen HDP Sözcüsü Kubilay, “İktidarının içinde bulunduğu politik acziyete ve yönetememe haline baktığımızda HDP’li belediyelerin belli bir zaman dilimine hapsedilerek ikişer üçer gasp edilmeye devam edeceği görülüyor” açıklaması yaptı.
20 Kasım’da büyük ölçekli bir toplantı ihtiyacı duyduklarını, bu toplantının amacının kayyumların önüne geçmek ve belediyelerin nasıl geri alınabileceğini konuşmak olduğunu söyleyen Kubilay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan bu arayışlar içerisinde de arkadaşlarımız farklı farklı öneriler getirdiler. Bu önerilerden biri de sine-i millet. Sine-i millet önerisinin bizzat kendisi de demokratik ve meşru bir öneridir.
Bütün önerileri bir havuzda derliyoruz. Toplantının katılımcıları arasında MYK üyelerimiz, PM üyelerimiz, milletvekillerimiz, eşbelediye başkanlarımız, belediye meclis üyeleri, genel sendikalar, demokratik kitle örgütleri sosyalist partiler, sivil toplum kuruluşları da olacak. Bugünkü saldırı dalgası bildiğiniz gibi sadece Türkiye’nin sorunu değil.
İstanbul’a kayyum atamayı göze alamıyorlar. Dolayısıyla İstanbul da çok büyük bir rant alanı ve kaynağı olarak gördükleri İstanbul Boğazına resmen el koyuyorlar. Bu rejim sadece bir belediyeye el koyma yöntemi değildir. Onların iktidarlarını sürdürebilecekleri iktisadi, siyasi, politik vb. ne varsa bunların hepsine o iktidar gücünü kullanarak bir zorla el koyma yöntemidir.”
Çekilme kararını halk verir
“Belediyelerden çekilmek başlı başına bir çözüm yöntemi midir yoksa sonrasında yürüteceğiniz toplumsal mücadeleyi güçlendiren, daha dinamik kılan bir başlangıç mıdır?” diye soran Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen ise, “Burada eğer çözüme katkı sunacaksa elbette ki hiç kimsenin kişisel olarak koltuklara yapışması, kendi kişisel geleceğini bir toplumsal mücadelenin vazgeçilmezi gibi görmesi düşünülemez. Burada kazanımları terk etmemek ve asıl karar vericinin halk olduğunu bilmek gerekiyor. Sonuçta görevden alanlar, o yetkiyi verenler değil. Oturduğumuz makamlar, temsil ettiğimiz yetkiler halktan alınmış yetkilerdir. Bunun kararını verecek olan da halktır. Belediye başkanları ya da diğer siyasi yapılar bu tartışmaları halkla birlikte yapmalıdır. Şuanda parti kurullarımız 20 Kasım’da bunu tartışıp oradan çıkacak sonuca göre rota belirleyecek” ifadelerini kullandı.