HDP: İktidar azınlığa düştü, meşruiyetini yitirdi
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, erken seçimin bütün muhalefet için bir fırsat olabileceğini belirterek, “Biz AKP-MHP iktidarının azınlığa düştüğünü ve meşruiyetini yitirdiğini iddia ediyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Günay Kubilay, parti genel merkezinde yaptığı haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Kubilay'ın gündeminde HDP'nin geçtiğimiz günlerde kayyımlara karşı açıkladığı ve erken seçim çağrısı yaptığı deklarasyon, Suriye'de yaşanan gelişmeler ve ekonomik kriz vardı.
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, erken seçimin bütün muhalefet için bir fırsat olabileceğini belirterek, “Biz AKP-MHP iktidarının azınlığa düştüğünü ve meşruiyetini yitirdiğini iddia ediyoruz” dedi.
Kubilay, “HDP, Türkiye halklarının barış, demokrasi, özgürlük ve insanca yaşam özlemlerine yanıt verecek yeni bir demokratik siyasal sürecin inşası için öncü rolü oynayacağını ilan etmiştir” ifadelerini kullandı.
HDP sözcüsü sözlerini şöyle sürdürdü: “Saray rejimi, kayyım darbeleriyle Kürt halkının iradesini gasp etmeye, seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmaya başladığı andan itibaren, kendi demokratik meşruiyet kaynağını da yok etmiştir. AKP iktidarı, özellikle 23 Haziran’da İstanbul’da yaşadığı seçim hezimetinin yanı sıra kayyım rejimiyle seçilmiş belediye eş başkanlarını görevden uzaklaştırmakla, belediye meclislerinin kapısına fiilen kilit vurmakla kalmamış, aynı zamanda kendi tutunduğu dalı da kesmiş ve siyasi darbe prangasını kendi ayağına bağlamıştır.”
Kubilay, "HDP'nin halklarımızın dişiyle tırnağıyla kazarak elde ettiği hiçbir demokratik kazanımdan vazgeçmeyeceğini, elindeki bütün siyasi mevzileri sonuna kadar koruyacağını teyit etmiştir. Ağır bir kan kaybı içinde olan ve kendinden olmayan herkese saldırarak ayakta durmaya çalışan saray rejimine karşı kararlı duruşunu, ilkeli siyaset tarzını ve meşru direniş çizgisini yükselteceğinin altını çizmiştir. Türkiye halklarının barış, demokrasi, özgürlük ve insanca yaşam özlemlerine yanıt verecek yeni bir demokratik siyasal sürecin inşası için öncü rolü oynayacağını ilan etmiştir" ifadelerini kullandı.
"AKP var olduğu sürece işsizlik ve yoksulluk, açlık ve sefalet büyüyerek devam edecektir. Hırsızlığa ve yolsuzluğa, israfa ve şatafata, yağmaya ve talana son vermek mümkün olmayacaktır." iddiasında bulunan Kubilay, " Din istismarının, çocuk istismarının, kadın istismarının, doğa, emek ve kadın düşmanlığının sonu gelmeyecektir. " dedi.
"Erken seçime yakıcı ihtiyacının olduğunun dile getirilmesi de olumlu"
Kubilay, erken seçim çağrılarının parlamento içi muhalefet partilerinde karşılık bulmasının olumlu olduğu belirtti. Kubilay, "Farklı ses tonlarıyla, farklı gerekçelerle de olsa Türkiye'nin böyle bir kritik kavşak noktasında bir erken seçime yakıcı ihtiyacının olduğunun dile getirilmesi de olumlu bir yaklaşımdır. Ancak yeterli değildir. Bugün her şeyin sarayın tekeline alındığı 'tek adam rejimi' yerine Türkiye halklarının özgür iradesiyle oluşan demokratik, çoğulcu ve işlevli bir meclise ihtiyaç duyanlar, erken seçim talebini yüksek sesle dile getirmeli, kararlı bir iradeyle arkasında durmalıdır" diye konuştu.
"EYT'liler AKP-MHP iktidarına takılıyor"
"Her şeyden önce emeklilikte yaşa takılanların temel talebi şudur: 1999'da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesidir. Yani 1999'dan önce çalışmaya başlayanlar, prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olabilmelidir. O nedenle Erdoğan'ın 'Erken emeklilik' dediği gerçek dışıdır, koca bir yalandır. Zira EYT kapsamındaki olan ücretli çalışanlar Erdoğan'ın son açıklamasından sonra yaşa değil, artık AKP-MHP iktidarına takılmaktadır."
Bakınız bu iktidar EYT'lilere bulamadığı mali kaynağı kimlere buluyor: S 400 almak için anında 2,5 milyar doları buldu ve S-400'ü Rusya'ya peşin ödedi. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının yaşadıkları toprakları işgal etmek ve Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmak için 100 bin kişilik bir çete ordusunu besleyecek milyarlarca doları buluyor. Artık Erdoğan'ın sorumluluğundaki 2020 yılı bütçesinde 196 milyar lira sermayeden alınmayacak olan vergi bulunuyor. Bu miktar ile EYT sorunu 7 kez çözülüyor. Bu kadar değil. Görev zararları altında 99 milyar lira harcama yapılması öngörülüyor. Bu para ile 4 kez EYT sorunu çözülüyor.
Halkın vergileriyle toplanan bütçede bankalara, yandaş şirketlere, hiper müteahhitlere, yandaş medyanın patronlarına, Erdoğan ailesine yakın dernek ve vakıflara 'vergi harcaması', 'görev zararları', 'kar amacı gütmeyen kuruluşlar' adı altında kaynak transfer edilebiliyor. Ama EYT'lilere kaynak bulunamıyor?
Son olarak önemli bir noktanın altını çizmek gerekir ki, EYT'liler hiç kimseden hak etmedikleri, emeği kazanılmamış, alın teriyle yoğrulmamış hiçbir şey istemiyorlar. Hiç kimsenin aşına ekmeğine göz dikmiyorlar. EYT'lilerin istedikleri tek şey kazanılmış ve bugün zorla ellerinden alınmış emeklilik hakkının iadesi edilmesidir. Vaktiyle devletle yapılan sözleşmeye uyularak emekli edilmeleridir."