AKP'den 'İstanbul Şehir Üniversitesi' açıklaması
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili tartışmalara ilişkin konuştu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili tartışmalara ilişkin, "Bir üniversite meselesinin bu şekilde siyasallaşmasından da fevkalade muzdaribiz. Bu kadar üniversite açmış Cumhurbaşkanımıza dönük olarak, hükümetlerimize, partimize dönük olarak kullanılan bu ifadeler tamamen yanlıştır, kınanması gereken ifadelerdir" dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili tartışmaların uzun bir zaman boyunca sosyal medyada gündem olduğunu hatırlatan Çelik, bu konuyla ilgili yönetim kurulunun ve bazı hocaların açıklama yaptığını söyledi.
Çelik, bu meseleye herhangi bir şekilde bugüne kadar girmediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Fakat gelinen noktada Şehir Üniversitesine dönük tamamen teknik olan bu sürecin, çirkin bir şekilde bir siyasal öç olarak değerlendirilmesi ya da hocalarımızın ve öğrencilerin hayatlarının altüst olacağı gibisinden bir takım yaklaşımlar ortaya konulması ve bunun aslında hem oranın yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamalarla hem de Cumhuriyet Halk Partisi heyetlerinin o üniversitenin yönetimine yaptığı ziyaretlerde hükümetimizi, partimizi, Cumhurbaşkanımızı suçlayan açıklamaları karşısında bizim de bir şey söylememiz gerekiyor. Normalde siyasetin aslında girmeyeceği, mesafeli duracağı bir konuydu."
İlgili kurumların gerekli açıklamayı yaptığını hatırlatan Çelik, "Üniversitedeki hocalarımızın ve üniversitenin ilmi birikimine hürmetimiz büyüktür. Hiçbir şekilde bu üniversitenin ilmi birikiminin heba edilmesi gibi bir şey söz konusu değildir. Aynı şekilde burada okuyan çocukların, hiçbir şekilde herhangi bir haktan mahrum edilmeleri, eğitim ve öğretim hayatlarının o üniversite çerçevesinde devam etmesinin engellenmesi diye bir şey söz konusu değildir" diye konuştu.
Ömer Çelik, bir üniversiteyi yok etmekle suçlandıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet tarihinde en çok üniversite açmış, hükümet uygulamalarına imza atmış kişi Cumhurbaşkanımızdır, hükümetlerimizdir. Üniversite konusuna ne kadar önem verdiğimiz biliniyor. Bir üniversiteyi yok etmek değil, biz sadece ihya ederiz ve yaşatırız ama ortada bir durum var. Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı döneminde bu üniversiteye bir arsa tahsis edilmiş. Bununla ilgili klasörlerce dosya var. Çeşitli açıklamalar da yapıldı, teknik tarafını bilenler biliyor. Tamamen olayın hiçbir siyasi tarafı olmamasına rağmen bu bir şekilde üniversite yönetimi tarafından, üniversite yönetiminden birilerinin yaptığı basın açıklamaları ve Cumhuriyet Halk Partisi heyetinin yaptığı basın açıklamalarıyla bir siyasal sürece dönüştürülmüştür. Siyasal bir elbise giydirilmeye, siyasal bir renk verilmeye, siyasal bir kılıf uydurulmaya çalışılmıştır ama kimse bu gerekçeleri görmüyor, süreci görmüyor."
'Bu cumhuriyet tarihinde olmamış bir şey'
Arazinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı olmasından sonra Başbakanlıkça tamamen bu üniversiteye hibe edildiğini açıklayan Çelik, şunları söyledi:
"Bu cumhuriyet tarihinde olmamış bir şey. Tahsis başka bir şey, hibe edilmesi ve mülkiyetin devredilmesi bambaşka bir şey. Hiçbir üniversiteye yapılmamış bu ve bilabedel yapılıyor. İlgili kanunlara ve uygulamalara da aykırı. Üniversitenin bankadan kredi almak için sadece tahsil edilmesi gereken bir araziyi daha sonra kendisine hibe edildikten sonra Cumhurbaşkanımızın tahsis ettiği bu durumu bir mülkiyet ve bilabedel bir devre dönüştürüyorlar. Bunu bankaya teminat olarak gösterip, bankadan kredi alıyorlar. Yani olmayan bir uygulamadan usule aykırı bir işlemden bankadan kredi almaya giden bir süreç söz konusu. O dönemde Mimarlar Odası dava açıyor. Burada bu dava süreçleri, ilgili mahkemelerden ve Danıştay'dan geçerek yoluna devam ediyor ama mülkiyetin devredilmesi aykırı bir işlem, aynı şekilde devredilmiş bir mülkiyetin bankaya teminat olarak gösterilip, burada bir kredi istenmesi aykırı bir işlem. Daha sonra bu borçlar ödenemeyince 'bunu öğrenci gelirleriyle öderiz' deyip, öğrenci sayısının artırılmasıyla ilgili birtakım başvurular yapılıyor. Neticede Danıştay burada haksız bir mülk edinme sonucuna varıyor. Bu kararın arkasından banka yeni fiili duruma göre harekete geçiyor. Harekete geçerken 'Mevcut durumda sizin taahhütlerini yerine getirmeniz bu finansmanı sağlamanız ne şekilde olacaktır.' diye söylüyor. Bankanın yaptığı standart bir uygulama olarak bir ihtiyati tedbir noktasına doğru gidiyor."
'Öğrenci ve hocaların mağdur olması söz konusu değil'
Burada siyasal öçten bahsedildiğini ifade eden Çelik, "Kulüplere yapıldı buralara neden yapılmıyor?" sorusunun sorulduğunu dile getirdi.
Herhangi bir şekilde öğrencilerin ve hocaların mağdur olmasının söz konusu olmadığına dikkati çeken Çelik, meselenin, herhangi bir şekilde hocalara, öğrencilere, üniversitenin akademik ve bilgi birikimine dönük olmadığına işaret etti.
Çelik, durumun üniversitenin yanlış yönetilmesinden veya yönetilememesinden kaynaklanan bir mesele olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Mesele sadece yönetimle ilgili meseledir. Dolayısıyla burada hami üniversite, bu üniversitenin yönetimini ve borçlarını devralacaktır. Üniversitenin akademik birikimi ve entellektüel birikimi korunacak. Üniversite öğrencilerinin eğitim öğretim hayatında bir aksama olmayacak. Şimdi biz acaba yeterince bilgili değiller mi diye iyi niyetle düşünüyoruz. Üniversitede ders veren bazı hocalarımızın yaptığı öyle açıklamalar var, sanki bu üniversite ortadan kaldırılıyor, sanki bu üniversite imha ediliyormuş gibi. Bir üniversite meselesinin bu şekilde siyasallaşmasından da fevkalade muzdaribiz. Bu kadar üniversite açmış Cumhurbaşkanımıza dönük olarak, hükümetlerimize, partimize dönük olarak kullanılan bu ifadeler tamamen yanlıştır, kınanması gereken ifadelerdir. Esasında burada kamu bir yük almaktadır. Yani üniversitenin yanlış yönetilmesinden doğan zaafı gidermek için borçları kapatmak, bu borçları devralarak bir yük almaktadır."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bundan sonrasında düzenleme mekanizması YÖK'tür. Hami üniversite, Marmara Üniversitesidir. Burada siyasallaştıran taraf üniversite yönetiminin siyaseti suçlayan açıklamaları ve CHP yönetiminin bu ziyaretten sonra yaptığı açıklamalardır." ifadesini kullandı.