Meral Akşener'den yeni partilere: Böyle bir talep gelirse 'Evet' derim
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Yeni partiler bizden milletvekili isterse 'Evet' derim, biz de böyle bir yoldan geçtik" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TV 100’de katıldığı programda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Hükümetin dış politikasını eleştiren Akşener, "Her şeyin hakimiyim, ben bu ülkenin babasıyım gibi bir ruh haliyle gittiğiniz zaman sizinle top gibi oynarlar. Dış politikanın, güvenliğin geldiği yer. Bu hükmetme duygusunun getirdiği sonuç Suriye'dir" değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerin önemine vurgu yapan Akşener, "Gençleri benim kadar dinleyen başka bir siyasetçi yoktur. Bizim partimiz ismini gençler buldu. Dedim ki ‘Siz bir isim bulacaksınız, söz veriyorum onu kabul edeceğim.’ Manası itibariyle çok beğendiğimiz bir isim oldu. Gerçekten onları dinleyen ve feyz alan bir siyasetçiyim" dedi.
"MÜMKÜN OLDUĞU KADAR AK PARTİ DEMEYE GAYRET ETTİM, BİZE İP DENMESİ HAKARETTİR"
Parti ismine kısaltma yapılarak hakaret edilmesine ise sert tepki gösteren Akşener, 'İyi Parti'ye İP denilmesiyle ben bir şey hissetmiyorum. Fakat bu İP sözünü, 'ipli, ipsiz' şeklinde hakaret etmek amacıyla kullanıyorlar. Onu görüyorsunuz zaten. Hakaret etmek, aşağılamak, küçümsemek için söylüyorlar. Bu sözü söyleyen ister siyasetçi olsun istersen sıradan bir vatandaş olsun o çemkiren yüz ifadesiyle, o çirkinleşen ağız ifadesiyle 5 milyon insana hakaret ediyorlar. Bizim 24 Haziran’da aldığımız oy 5 milyon. AKP denmesinde bir hakaret yoktu. AK Parti denmesinde bir algı yaratma vardı. AKP denmesinde bir hakaret unsuru yoktu, bu kısaltılmış haliydi. Mümkün olduğu kadar ben de hep AK Parti demeye gayret etmişimdir. MHP’de görev yaparken de sayın Devlet Bahçeli’nin ısrarla AKP demesine rağmen AK Parti demeye gayret ederdik biz. Bizde ise İyi Parti olarak tescil alınmıştır. Burada ‘İP’ denmesi hakaret şeklindedir. Bu şekilde hakaretvari söyleyenleri de bizim seçmenimiz asla unutmaz" ifadelerini kullandı.
"ERDOĞAN HER TÜRLÜ HAKARETİ EDİYOR, CEVAP VERİNCE MAHKEMELİK OLUYORUZ"
Yeni sistemi de eleştiren Akşener, “Biz 1947’nin Türkiye’sine döndük. Hem Cumhurbaşkanı partili hem de genel başkan. Şimdi şöyle bir durum oluyor. Diyelim ki bana ya da Sayın Kılıçdaroğlu’na, Erdoğan her türlü cevabı veriyor, hakareti ediyor. Sonra siz ona cevap verdiğiniz zaman mahkemelik oluyoruz çünkü o Cumhurbaşkanı. 2019’un dünyası budur” dedi.
"SİZİNLE TOP GİBİ OYNARLAR"
Hükümetin dış politikasını da eleştiren Akşener, “Barış Pınarı Harekâtı oldu. HDP hariç muhalefetin tümü destek verdi. Kötü mü oldu? Yurt dışına bu bütünlük anlatıldı. Eskiden başbakanlar Avrupa Birliği ile görüşmeye gittiği zaman ketenpereli konularda muhalefetle danışıklı dövüş yaparlardı ve AB’ye o başbakan ‘kusura bakma bunu ben yapamam ülke yangın yeri’ derdi. Şimdi her şeye hakimim, ben bu ülkenin babasıyım, her şey benden sorulur diyerek o ruh haliyle gittiğiniz zaman sizinle top gibi oynarlar. Dış politikanın geldiği yer, güvenliğin geldiği yerin şu anda budur” dedi.
Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gül'ün aday çıkarılma önerisine ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Ben hâlâ Kılıçdaroğlu'na çok teşekkür ediyorum demokrasiye çok büyük bir katkıda bulunmuştur. Meral Hanım hiç 100 bin imza ile uğraşmayın biz sizi aday olarak gösterelim dediler. Hayır dedim, o arkadaşlarımız rencide olmasın diye 100 bin imza topladık. O milletvekili arkadaşlarımızı başka bir sözle muhatap etmemek için. Hepsine ölünceye dek tek tek teşekkür edeceğim. Sayın Erdoğan'ı iyi tanıdığım için İyi Parti, Saadet Partisi Demokrat Parti adayı olabilir mi Sayın Gül diye bir fikir uçuşması yaptık. Sonuç olarak CHP'nin diğerlerinin ortak adayı olarak Sayın Gül öne aldığı için ayrı ayrı adaylarla çıktı. Karamollaoğlu aday oldu, ben aday oldum, İnce aday oldu, HDP başka bir aday çıkardı, böyle bir sistem çıktı."
"YENİ PARTİLER TALEPTE BULUNURSA EVET DERİM"
Devamında gelen, "Yeni partilerden birinin genel başkanı sizden 20 milletvekili isterse, verir misiniz?” sorusuna Akşener'in yanıtı şöyle oldu:
"Biz böyle bir yoldan geçtiğimiz için elbette evet derim. Bu durumda kendinizi çok kötü hissediyorsunuz. Pek çok insan size bel bağlamış. Ki bize bir de büyük bir haksızlık yapıldı. Bizim teşkilatlarımız, kongremiz, her şeyimiz tamamdı. Nitekim o 15 milletvekili de dahil olduktan sonra YSK’nın kararında bütün bunlar olduğu için ve de grubu da olduğu için ‘seçime girebilir’ dendi. Canımız o kadar yanık ki, bireysel olarak biliyoruz onu. Sonuç olarak ben bunu Sayın Kılıçdaroğlu’ndan nasıl gidip istediysem benden de Sayın Babacan veya Davutoğlu böyle bir talepte bulunduğu zaman elbette evet derim. Prensip olarak evet derim. Kamuoyu nasıl karşılar onu bilmiyorum. Siz bir şey talep edip karşılık aldıysanız benzer bir durumda olan başka bir yapıya da onu yapmak zorundasınız. Prensip bu."