AKP'den Muharrem İnce sorusuna yanıt

İşte Ünal'ın açıklamlarından satır başları:

Seçim beyannamesi 25 Mayıs'ta açıklanacak.

ERDOĞAN - İNCE GÖRÜŞMESİ

Bildiğiniz gibi CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı sayın Muharrem İnce dün genel başkanımızı, Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti. Görüşme son derece samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşti.

TAMAM-DEVAM POLEMİĞİ

Cumhurbaşkanımızın Salı günü grup toplantısında, millet iradesini egemen kılmak ve söz de karar da milletindir mücadelesini veren bir siyasi parti olarak cumhurbaşkanımız “Bu millet bize tamam derse, biz tabi ki tamam deriz. Devam derse devam ederiz” Cumhurbaşkanımızın bir sözünden yola çıkarak, kendilerine bir slogan buldular. Seçimleri de seçimlerin motivasyonlarını da, sloganlarını da seçimin süreçlerini de taraftarını da muhalifini de 16 yıldır bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan belirliyor. Zaten liderlik de böyle bir şeydir.

CHP’Lİ 15 MİLLETVEKİLİNİN GERİ DÖNMESİ

Bugün yine bir gelişme oldu biliyorsunuz. İlk gün söylediğimiz, milletvekilleri bugün evlerine döndüler. Hasret bitti, gözyaşı dindi. Giderken ağlayan milletvekilleri bugün mutluluk içerisinde gülümseyerek evlerine döndüler. Bir siyasetçi olarak bir taraftan bu meseleye üzüleyim mi, yoksa son derece komik bir hale gelmesi yönüyle güleyim mi açıkçası karar veremedim. Bu durum muhalefetin içine düştüğü pespayeliği göstermesi, siyasetsizliği göstermesi açısından şayanı dikkat bir durum. Siyasi tarihimizde nasıl isimlendirilecek, zaman içerisinde göreceğiz. Biz güneş motele bu olayı benzettiğimizde çok tepki gösterdiler. Şunu unutmasınlar ki para her zaman parayla olmaz. Pazarlık başka şekillerle de olur. Ama en çirkin pazarlık parayla yapılan değil, milletin iradesi üzerinden kişisel hesaplarınız doğrultusunda yapılan pazarlıktır.

Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel hırsları çerçevesinde, milletin seçtiği vekilleri adeta taşımalı sistem gibi bir siyasi partiye gönderip, geri o siyasi partiden alması doğal olarak şöyle bir sonuç ortaya çıkardı. İhtiyaç duyan diğer siyasi partiler de böyle bir talepte bulundular. Hatta bir CHP’li vekili, ihtiyacı olan partilere de milletvekili gönderilmesi gerektiğini söyledi ki, şu anda gülüyorsak da aslında güleriz ağlanacak halimize dedirtiyor bize. Bir daha Türk siyasetinde bu tür tuhaflıkların, pespayeliklerin de yaşanmamasını umut ediyoruz.

Bugün sayın Cumhurbaşkanımız, Ruhani ile görüştü. Yapılan görüşme bölgede yaşanan son dönemdeki gelişmelerin değerlendirilmesi niteliğindeydi. Bizim genel merkezimizde olup bitenler ve bizim siyasetimizin etrafında olup bitenler bunlar.

Soru: Muharrem İnce 24 Haziran sonrası için “Amacımız intikam almak değildir” dedi. Nasıl değerlendirmeniz olur?

Muharrem İnce’nin bu sözünü sanırım herhalde kendi tabanına dönük bir söylem olarak görmek lazım. Hani Nasreddin Hoca’nın peşin parayı gördün nasıl da gülüyorsun demesi gibi muhatabına… Yani seçimi kazanmış sa seçim sonrasını mı düşünüyor? Öncelikli olarak sayın Muharrem İnce’nin kendi partisinde verdiği genel başkanlık mücadelesini kazansın, sonra Türkiye’yi konuşuruz. Çünkü Cumhurbaşkanlığı siyasi partilerin genel başkanlarının iktidar olma iddiasıdır. Eğer bir siyasi parti, kendi genel başkanını cumhurbaşkanı adayı göstermiyorsa yeni sistemde iktidar olma iddiası yok demektir. Eğer bir genel başkan kendisine rakip olarak çıkan, kendi partisi içerisinden birisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteriyorsa bu da ondan kurtulmak istediği anlamına geliyor demektir.

Önce isterseniz bu meseleleri kendi içlerinde konuşsunlar, karar versinler. Ondan sonra 24 Haziran sonrası duruma dair bir takım değerlendirmelerde bulunsunlar. Şunu da ekleyeyim, bu süreç bir şeyi daha göstermiştir. Cumhurbaşkanı adayı konusunda bir türlü, hani çatıydı, kapıydı, pencereydi… Bir uzlaşmaya varamayan, daha sonra Meclis’e dönük bir şeyler yapalım diyerek kendi aralarında ittifak oluşturan siyasi partilerin bu süreçteki girişimleri, az önce ifade ettiğim vekil alışverişleri, getirip götürmeleri göstermiştir ki bu ülkede, bu ülkeyi yönetebilecek böyle zor bir coğrafyada bu ülkeyi taşıyabilecek, 2023’e 2053’e taşıyabilecek kadrolar ak kadrolardır. Lider de Recep Tayyip Erdoğan’dır. Eski sisteme dönmeyi vizyon edinmiş, Erdoğan’ı yıkmayı hedef edinmiş kadroların Türkiye’yi yönetme gibi bir iddiası zaten olamaz.