‘Akıllı şehir’ modeliyle Saray'dan yönetim
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu “Ulusal Akıllı Kentler Stratejisi ve Eylem Planı” belediyelerin Saray'dan yönetilmesini sağlayacak yeni bir modeli öngörüyor. CHP’li vekil Kamil Okyay Sındır, düzenlemeye tepki gösterdi.
Son seçimlerden sonra yerel yönetimlerdeki ağırlığı azalan AKP, kontrolü kaybetmeme gayretlerini sürdürüyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ile belediyelerin Yerel Akıllı Şehirler Kurulu tarafından yönetilmesini öngören “Ulusal Akıllı Kentler Stratejisi ve Eylem Planı (2020-2023)” açıklandı.
BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülecek plan, yerel yönetimlerde bütüncül strateji ile “ortak vizyon ve yol haritası” belirleme temelinde hayata geçirilecek. Eylem Planı’nda “Akıllı Şehir” modeli “insan müdahalesine gerek duyulmadan şehrin veri ve uzmanlığa dayalı olarak gelecek öngörüleriyle kendi kendini yönetebilmesi” olarak tanımlanmakla birlikte yönetsel ciddi değişiklikler getiriyor.
ÖNCE KANAL İSTANBUL’A
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, projeyi Kanal İstanbul vurgusu ile tanıttı. Kurum, “Kanal İstanbul projesiyle İstanbul’a trafik, sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla nefes aldıracak ilk örnek akıllı şehri de yapacağız” dedi.
CUMHURBAŞKANI HİMAYESİ
İktidarın yerel seçimlerden hemen önce çalışmalarına başladığını duyurduğu plan on ayda yayımlanacak hale getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan çalışmalarda, yeni hükümet sistemi ile Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Yerel Yönetim Politikaları Kurulu da etkili oldu. Kurula “Akıllı şehircilikle ilgili araştırmalar yaparak strateji önerilerinde bulunmak” görevi verilerek bu konunun “Cumhurbaşkanlığı himayesine alındığı” bildirildi.
KOORDİNASYON SARAY’DA
Eylem Planı’nın hayata geçirilmesinde Cumhurbaşkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler etkin rol oynayacak. Cumhurbaşkanlığı’nın bazı kurumlarla ortaklaşarak üstleneceği görevler şöyle:
>>2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi,
>>Akıllı şehir paydaşları arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanması,
>>Şehre özgü yerel akıllı şehir stratejisi ve yol haritası hazırlanması ve yaygınlaştırılması,
>>Yerel akıllı şehir yönetişim mekanizması ve organizasyon oluşturulması, işlerliği ve sürdürülebilirliğinin sağlanması.
>>Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarının Akıllı Bölgeler olarak değerlendirilmesi.”
HARCAMADA SÖZ SAHİBİ
Akıllı şehir yatırımlarında kaynakların etkin ve verimli kullanımına yönelik bütüncül ve planlı bir yatırım ortamı sağlanması hedefini gerçekleştirme görevini de Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine getirecek. Bu hedef doğrultusunda yerel yönetimler dahil tüm kamu idarelerinin yatırım projeleri ve buna ilişkin harcamalarının izlenmesi Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılacak.
YEREL AKILLI ŞEHİR KURULU
Plana göre kentler, Yerel Akıllı Şehir Kurulu tarafından merkezi olarak yönetilecek. Kurul, üst düzey siyasi ve bürokratik iradeyi temsil eden siyasi liderler ile tüm ekosistem paydaşlarının üst yönetiminden oluşacak.
ÖLÇÜ 50 BİN NÜFUS
Akıllı Şehir dönüşümü nüfusu 50 binin üzerinde olan tüm yerleşim yerlerini kapsayacak. Bunun yanı sıra tarım, sanayi, turizm ve hizmet gibi sektörlerde yoğun faaliyet gösteren ve nüfusu dönemsel olarak 50 bin ve üzeri olan kentsel alanlar da şehir olarak nitelendirilerek kapsama dahil edildi.
UZAKTAN YÖNETME ANLAYIŞI
CHP İzmir Milletvekili, Bornova eski Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nı, “Yerelin yetkilerini merkeze devretme stratejisi” olarak değerlendirdi. Eylem planının şehirleri “uzaktan yönetmeye” yarayacağını ifade eden Sındır, “Avrupa ülkelerinde yerel yönetimler için demokrasi, diyalog ve ademi merkeziyetçilik yani yönetimin yerele aktarılması stratejisi izlenir. Türkiye’de ise bunun tam tersi uygulanıyor. Zaten iktidar, bakanlık eliyle plan notlarında tadilat yaparak yerelin yetkilerinin bir kısmını kullanıyordu. Şimdi bunu genişletecekleri görülüyor. Dünya yerele daha çok özerklik ve yetki verme çabası içerisindeyken bizim bilim ve teknolojiyi merkeziyetçi anlayışa hapsetmemiz kabul edilemez. Bu durum demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere karşı bir anlayıştır” dedi
SARAY’IN DEĞİLHALKIN AKLI OLMALI
“Akıllı şehir” kavramının bilim ve teknoloji kullanılarak çevrenin, doğanın, kent yönetiminin daha etkin ve verimli sürdürülmesini ifade ettiğini bildiren Sındır, “Akıllı şehir, merkezi yönetim aklına ait bir şehri değil, yerelin kendi dinamiklerinden elde edilen veriler üzerinden yönetimi ifade eder. Bunu bile bir manipülasyonla merkeziyetçi yönetime evirmeye çalışmalarını reddediyoruz. Akıllı şehir halkın ve yaşamın aklının kullanıldığı şehirleri ifade eder, Saray’ın aklını değil” diye konuştu.