Demirtaş: Tek bir sözümü bile merak etmeden karar verecekseniz durum çok vahim olur
HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Eylül ayında tahliye edildiği ancak yeniden soruşturma açılan ve tutukluluğu istenen ana davanın görülmesine Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuksuz olduğu ana davada yargılanmasına, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Demirtaş, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı. Gelen belgeleri okuyan mahkeme başkanı, Adalet Bakanlığı’nın Demirtaş’la ilgili ihlal kararı veren AİHM Büyük Daire’nin kararının tercümesinin dosyaya gönderildiğini açıkladı.
Demirtaş hakkında İstanbul, Ankara, Adana, Erzurum, Elazığ ve Mersin’de daha önce açılan dava iddianameleri de ana dava dosyasına eklendi.
Mahkeme, bu davalar için de Demirtaş’tan ek savunma istedi. Bunlardan birisi, Demirtaş’ın çözüm sürecine elişkin Kandil’de PKK’nin üst düzey yöneticileri ile çekilmiş fotoğrafına açılan davayı oluşturdu.
'TUTUKLANMIŞ OLABİLİRİM!'
Duruşma başlarken söz alan Demirtaş, “Ben dosyanızda tutuklu muyum? Tutuklu dediniz sanırım” diye sordu. Tutanağa Demirtaş’ın nasıl geçirildiğini anımsamadığını söyleyen başkan, “Dilim sürçmüş olabilir” karşılığını verdi. Demirtaş ise buna karşılık gülerek “Arada tutuklanmış olabilirim, haberin olmayabilir” dedi.
Duruşmada söz alan avukatlar, Demirtaş’ın tahliye edildiği 2 Eylül’deki duruşmada mahkemenin kalan fezlekeler yönünden sanığın savunmasının yapmış olması kararını eleştirerek, adil yargılanma hakkı kapsamında bu karardan geri dönülmesini istedi. Avukat Mehmet Emin Aktar, Eylül'deki duruşmaya katılmama mazeretlerinin mahkeme tarafından kabul edilmemesini eleştirdi. Mahkeme Başkanı buna karşılık “Sizin duruşmaya katılmayacağınız haberini internet sitelerinden okuduk” dedi. Aktar ise “Biz daha Selahattin Demirtaş’ın sorgusu sürerken Anadolu Ajansı tutuklandığı haberi geçti. Bu daha vahim” yanıtını verdi.
Avukat Mahsuni Karaman, Demirtaş’ın AİHM kararı öncesinde tahliye edildiğini anımsatarak, “Tahliye kararının mahkemenizin kararı olduğu inancında değilim. Bu AİHM Büyük Daire kararından 16 gün önce alındı. Daha sonra Demirtaş, Ankara’daki başka soruşturmada tutuklandı. Demirtaş’ın şu anda tutukluluğu sizin mahkemenize hizmet etmek, buradaki gizli saike hizmet eden bir şeydir. Ben buranın bir mahkeme olduğunu görmekte güçlük çekiyorum. Burası binbir odalı sarayın bir odası gibi” dedi.
Demirtaş’ın yanında duruşmayı takip eden Avukat Aygül Demirtaş, duruşmada mahkeme başkanı tarafından 20 kadar belgenin geldiğinin anlatıldığını ifade ederken, “Ancak biz dün baktım, bunların hiçbirisi UYAP’ta yoktu. Dosya sizin tekeliniz altında. Ancak avukatlar olarak fiziki olarak bu dosyanın evraklarına ulaşamıyoruz. Bu da adil yargılanma hakkının ihlalidir” dedi.
'SAVUNMA HAKKIMIZ KISITLANIYOR'
Avukatların ardından söz alan Selahattin Demirtaş, yerli/yabancı kim olursa duruşmayı izlemesi için içeri alınmasını istedi. Gelen belgelerin duruşmadan önce UYAP’a yüklenmemesi sorununun önemli olduğunu belirten Demirtaş “UYAP ortamında savcılar dosyama çok rahat ulaşırken, avukatlarıma fiili olarak kısıtlılık uygulanmaktadır. Bugün okuduğunuz evraklar dün UYAP’ta yoktu. Dosyama iki duruşma arasında karartma uygulanıyor. Adalet Bakanlığı ve Saray’da kurulan Demirtaş-Yüksekdağ masası böylesi bir uygulama yapıyor. Bu da delillere ulaşmamızı zorlaştırıyor. Bunlar savunnma hakkının kısıtlanması, adil yargılanmanın ihlalidir” dedi.
Mahkemenin 2 Eylül’deki duruşmada kalan 5-6 fezleke yönünden savunmasının yapılmış sayılmasına karar verdiğini anımsatan Demirtaş, “Ben savunmama devam edeceğim. Sizin de benim savunma hakkımı kısıtlamayacağızı umuyorum. Eğer siz 5-6 fezlekede sanık ne düşünüyor diye merak etmeden karar verecekseniz bu durum çok vahim olur. Fiili olarak hakkımdaki her suçlamaya cevap veriririm. Siz ancak Selahattin Demirtaş’ın susturulmasına karar verilmiştir diye karar verirseniz o zaman susarım, diğer türlü susmayacağım, konuşacağım” diye konuştu.
Mahkeme, öğleden sonraki bölümde Demirtaş’ın talebini kabul ederek, ana davada kalan fezlekelerden savunmasını yapmasına hükmetti. Ayrıca dışarıda bekleyen yabancı heyetin duruşmayı izlemesine izin verildi.
DEMİRTAŞ'TAN DOKTORUNA YANIT!
Öğle arası sona erdiğinde mahkeme başkanı, Demirtaş ile salondaki HDP’li vekillerin sohbet etmesine izin verdi. Demirtaş, “Nazmi Bey saçlarınızı uzatmışsınız” deyince HDP’li Nazmi Gür’e “Siz çıkana kadar saçımı kesmeyeceğim” karşılığını verdi. Demirtaş da “O zaman sana Rapunzel diyebiliriz” ifadesini kullandı. Vekillerin sağlık durumuna ilişkin sorularını yanıtlayan Demirtaş, “Sağlık durumum olsa Ankara’ya gelecektim, ancak el vermiyor. Üç defa hastaneye gittim. Tetkiklerim devam ediyor. İlaç kullandıktan sonra tekrar tetkiklerime başlayacaklar. EKG’de kalbim temiz çıktı. Doktora, ben biliyorum dedim, kalbim temiz benim. (Gülerek) Doktor, yaşam biçiminizi değiştirin dedi. Koğuşta eskiden soldan sağa yürüyorsun, şimdi soldan sağa yürüyorum.” dedi.
Savunmasına kaldığı yerden devam eden Selahattin Demirtaş, AİHM Büyük Daire’nin tutukluluğun siyasi olduğuna ilişkin karar verdiğine dikkat çekti. Bu davanın yargılama aşamasının da AİHS’in 18. maddesinde belirtilen sözleşmede belirtilen amaçlar dışında kısıtlanmasının ihlalinin devam ettiğini ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
“Tutuklama saikinin siyasi olduğu, yargılamanın her aşamasının da aynı saikle devam ettiğine dair iddialarımız var. Burada amaç bir yargılama yapmak değil. İktidarın, AKP hükümetinin özellikle AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın siyasi hedeflerinin gerçekleşmesi, muhalefetin tasfiye edilmesi için yapılmış bir toplantıdır bu. Strazburg’ta 17 ülkenin yargıcının katılımıyla yapılan duruşmada, ben değil sizin kararlarınız yargılandı. Bu sürece dahil olmuş bütün yargı mensuplarının yargısal süreçleri yargılandı orada.”
Demirtaş, fezlekelerin hepsinin hazırlanmasının gizli bir amaç taşıdığını ve üstünün yargısal faaliyetlerle örtülmek istendiğini belirterek, buradaki siyasi amacı da şöyle açıkladı:
“Biz anayasal düzene karşı değiştirmeye mi çalıştık? Hayır. Ben iddia ediyorum. Şuanda anayasal düzen tasfiye ediliyor. Anayasal düzen ortadan kaldırılıyor. Tek adam rejimi kuruluyor. Buna diktatörlük değil, rekabetçi otoriterizm denir. Seçimlerin tamamı otoriter liderin kazanması üzerine inşa edilir. Geri kalan herşey tasfiye edilir, göstermelik seçimler yapılır. Yönetim modeli anayasaya aykırı şekilde feshedilmiş bir şekildedir. Fili olarak tek adam rejimine geçiliyor. Bunun önündeki engeller ne? Her yönüyle muhalefet. Tek adam rejiminn kurulmasına karşı çıkan herkes hedefe konulmuş durumda.”
15 Temmuz sonrasında devletin bütün kurumlarının tasfiye edildiğini ifade eden Demirtaş, “Yerine bir düzen inşa edilmiyor. Kaos düzensizliği ikame ediliyor. Görülmekte olan dava, bu kaos düzeninin anayasal cumhuriyet rejimine ikame etmek için açılmış davalardır” dedi.
Demirtaş, AKP’nin devlet içerisinde kendisine bağlı, eskisinden çok daha tehlikeli yapı oluşturduğunu belirterek, bu örgütün yargı, medya, işveren ve siyasi ayağı olduğunu kaydetti. “Bunları tarihe not düşsün diye söylüyorum” diyen Demirtaş, “Hukuk devleti olduğunda bir savcı çıkacak, bunların hepsinin belgelerini ortaya koyacak. Aralarında itirafçılar çıkacak. Pişmanlık duyanlar olacak” dedi. Demirtaş, medya ayağının yönetildiği merkezsı Saray İletişim Başkanlığı olduğunu savundu.
Son katıldığı temmuzdaki duruşmada Türkiye’de yaşanan adli olayları anlatan Demirtaş, tahliye edilen bazı sanıklara işaret ederken, “Bunlar iyi halli biz kötü halliyiz. Adli bir suçtan ceza alsaydım, çoktan infazını yapmış durumdaydım” ifadesini kullandı.