Kılıçdaroğlu'ndan AKP hükümetine 'Beşar Esad' çağrısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye'ye müdahale edildiğinde karşı çıktım. En ağır eleştirileri aldım" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye'ye müdahale edildiğinde karşı çıktım. En ağır eleştirileri aldım" dedi.
CHP lideri Kılıçdardoğlu, Aksaray'da bir otelde düzenlenen toplantıda muhtarlarla bir araya geldi.
Demokrasi olmadığı takdirde bir ülkenin gelişemiyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Demokrasi kavga değildir. Demokrasi milletin oyuna başvurmaktır. Vatandaş gider siyasi partilerden birisini seçer. Bir süre sonra bakarsınız iyi yönetmedi, kusura bakma bir dahaki seçimde seni seçmiyor, bir bakalım bu parti diyor ki, ben şöyle şöyle yapacağım, bir de onu deneyelim deyip gidip oyunu ona verecek. Demokrasilerde takım tutar gibi siyasi parti tutulmaz" dedi.
PARTİSİNİ ELEŞTİRDİ
Demokrasilerde herkesin kendi düşüncesini ifade etmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Farklı fikirler yoksa bir toplumda, o toplum gelişemeyecektir'' dedi.
Partisini de eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Eski siyaseti bırakmamız lazım. Eski siyaseti bırakmamız lazım derken şunu da söylüyorum. Efendim CHP olarak biz her zaman doğruları yaptık, doğruları söyledik. Hayır. Bizim de eksiğimiz oldu, bizim de yanlışımız oldu. Biz bazen oturduk Ankara'da çok güzel laflar ettik. Sonra döndük, vatandaşı niye bize oy vermiyorsun dedik. Niye size oy versin? Sen vatandaşın ayağına gittim mi? Oturdun konuştun mu? Varsa derdi, o dert böyle çözülür dedin mi? Ankara'da oturdun bana oy verin, dedin. Vatandaş gelmez. Kabahat kimde vatandaşın ayağına gitmeyen siyasetçide.''
MUHTARLARA BÜTÇE OLUŞTURULMASI
Kılıçdaroğlu, her muhtarın rutin işlerini yapabilecek büro görevlisi olması gerektiğini, bunun maaşının da genel bütçeden karşılanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, mahalledeki fakir ve yoksulu muhtarların bildiğini belirterek, devlet tarafından yapılan yatırımların muhtarlarla birlikte yapılması, belediyelere verilen emlak vergisinin yüzde 1'inin de muhtarlara bütçe olarak verilip, mahalledeki fakir ve yoksulun anında ihtiyacını karşılaması gerektiğini ifade etti.
Belediye meclisinde alınacak kararlara muhtarların oy kullanma hakkının olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, belediyelerin muhtarlıklarla ortak proje yürütebilmesi için de kanun çıkartılması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye Belediyeler Birliği gibi muhtarların da birliği olması ve muhtarlık ofislerinin bulunması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin tarım politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, buğday, arpa, mercimek, canlı hayvan ve etin ithal edildiğini belirtti.
DIŞ POLİTİKAYI ELEŞTİRDİ
Konuşmasında Türkiye'nin dış politikaya yönelik çalışmalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Bizim dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye'ye müdahale edildiğinde karşı çıktım. En ağır eleştirileri aldım, 'neden Suriye'ye karşı çıktın' diye. Suriye politikasından bizim ne karımız oldu? Bir Allah'ın kulu çıkıp bana anlatsın, ne karımız oldu? 6 milyon 300 bin Suriyeli, 40 milyar dolar para harcadık. Şimdi İdlib'den yeni kardeşlerimiz gelecek. Onların sayıları da 1 milyon. Ne faydamız oldu. İtiraz ettim doğru bulmadım. Suriyelileri kendi ülkelerine göndermemiz lazım, dedim, ona da kızdılar. 'Vay efendim sen nasıl böyle dersin'. Kardeşim, benim vatandaşım işsiz, iş bulamıyor. Perişan vaziyette, hadi 1 milyon olsa kabul ederim, 100 bin olsa kabul ederim, 6 milyon 300 bin bu resmi rakam. Aslında daha fazla. Ne olacak bu ülkenin hali? Göçmen sayısı çok fazla. Afganistan'dan gelen var, dünyanın her tarafından gelen var. Özellikle Orta Doğu coğrafyasından Türkiye'ye geliyorlar. Fırsat bulsalar buradan gidecekler, başka ülkeye, Böyle bir sorunumuz var. Bunu da aşmak zorundayız' 'diye konuştu.
'LİBYA'DA DA ATEŞİ SİZ TUTUN DİYORLAR'
Suriye'de olduğu gibi Libya konusunda da Türkiye'nin bir maşa olarak kullanıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben aynı düşüncelerimi koruyorum. Suriye'de Beşar Esad ile süratle görüşeceksiniz diyor, süratle görüşün. Şartlarınızı da koyun. Benim sınırıma askerlerinizi yığacaksınız, oradan bir tek terörist toprağıma gelmeyecek. Gelirse ben gereğini yaparım. Oturup anlaşma yapacağız. Eğer siz bunları sağlıyorsanız bir sonuç elde edersiniz, aksi halde bu kadar Suriyeli ile ne yapacaksınız? Nasıl besleyeceksiniz. Nüfus yapımız değişti zaten. Libya konusunda düşüncelerimi söyledim. Asker göndermek yanlış. Egemen güçler, yani dünyaya hükmetmek isteyen güçler, ateşi elleriyle tutmazlar. Maşa kullanırlar ateşi tutmak için. Esad'a kızdılar bizi maşa olarak kullandılar. Şimdi Libya'da kavga ediyorlar. Orada da ateşi siz tutun diyorlar. Niye biz tutalım arkadaş? Birleşmiş Milletler var mı? Var. Bunların barış gücü var mı? Var. O barış gücü gitsin iki tarafı barıştırsın. Ben de söyledim. Hafter tarafı var. Ulusal Mutabakat Hükümeti var. Kardeşim Türkiye Cumhuriyeti devleti hep bugüne kadar yukarıda durmuştur. Orta Doğu'da birisinin bir derdi oldu mu gelir Türkiye'nin kapısını çalmıştır. Bizim derdimiz var, bunu nasıl çözeceğiz diye. Türkiye bugüne kadar böyle bir fonksiyon üstlenmişti. Dolayısıyla hiç kimse bize düşman değildi, herkes Türkiye'yi saygıyla karşılardı. Bizim söylediğimiz sözün bölgede de bir ağırlığı vardı. Şimdi biz düşman olduk. Yarın taraflardan birisi kazansa öbür taraf düşman olacak. Niye düşman kazanalım dost kazanmak varken. Barış gücü olsun, dedim. Kızdılar. 'Vay efendim bunu nasıl söylersin' Efendim Hafter tarafını Birleşmiş Milletler tanımıyormuş, teröristmiş onlar. Tanır veya tanımaz. Ama sen Birleşmiş Milletleri davet et. Burada Müslüman kanı akmasın. ''
'ORTA DOĞU'DA MÜSLÜMAN KANI AKIYOR'
Türkiye'nin dış politikasını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in belirlediğini öne süren Kılıçdaroğlu, ''Orta Doğu'da Müslüman kanı akıyor. Birbirini öldürenler Müslümanlar. Ellerine silahı verenler de bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya veriyor silahı. Buyurun beyler birbirinizi öldürün. Niye Müslüman kanı akıyor? Engel olmamız lazım. İki tarafı getir, buluştur. Kıyamet kopardılar Putin geldi, Putin'in dediğini yaptılar. Peki bizim dış politikamızı kim belirliyor? Dışişleri bakanlığı mı? Yok. Kim belirliyor? Putin belirliyor. Suriye'yi de mi Putin belirliyor? Evet. Beşar Esad ile nerede görüşüldü? Rusya'da. Sen devletsin arkadaş senin iraden yok mu? İlla Rusya istediği zaman mı gidip görüşeceksin. Hafter ile görüşün dedik. Birbirlerini barıştırın, birbirlerini öldürmesin dedik. 'Vay efendim onlar terörist'. Gittiler Rusya'ya Hafter ile görüştürler. Kim dedi? Putin dedi. Politikayı belirleyen kim? Putin. Ee Türkiye Cumhuriyeti devleti, dış politika nedir yav. Böyle miydi Türkiye. Türkiye'nin dünyada bir ağırlığı var. Bunu söylediğim için sürekli her türlü kızmalar, hakaretler geliyor. Ama ben emin olun doğruları söylüyorum. İnsan kanı akmasın istiyorum. Bölgede huzur olsun diyorum. Komşuda yangın varsa kime sıçrar. Evinize sıçrar arkadaşlar. Suriye'de yangın bize sıçradı. Dışişleri bakanına sordum. Libya'da çatışmalar büyük boyutlara ulaşırsa, Türkiye'ye göç olur mu, diye. 'Evet olur' dedi. Suriye yetmedi bir de Libya'dan gelecekler şimdi. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Türkiye bu sorunları aşabilir'' diye konuştu.