Gelecek Partisi'nden 'pelikan' çıkışı: Ambargo uyguluyorlar
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Başçı, AKP içindeki 'pelikan'cıların partilerine saldırdığını ve Gelecek Partisi'ne ambargo uygulandığını ileri sürdü.
Türk siyasetinin yeni partileri arasında yer alan, kurucu genel başkanlığını, eski Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı Gelecek Partisi, 13 Aralık 2019’de adını ve logosunu açıklayarak siyasi hayatına başlamıştı.
Yeniçağ'dan Barış Yahya Çinçin'in haberine göre; 26. Dönem AKP İstanbul Milletvekili, Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Başçı, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
HDP'den Gelecek Partisi'ne Selahattin Demirtaş yanıtı: 'HDP’yi karalamak için mi?'
Abdullah Başçı
Başçı’nın gündeme ve Gelecek Partisi’nin politikalarına dair açıklamalardan satır başları şu şekilde:
"YENİ PARTİLER İÇİN GEÇERLİ DURUM"
"Gelecek Partisi’nin seçime girecek partiler arasında yer almamasında, bizim aleyhimize karşı bir durum yok. Her yeni parti için geçerli bir durum. Ancak iktidar bu konuda bilgilendirmede bulunmuyor. Yeni partilerin aleyhinde algı oluşturmak için bilinçli olarak yapıyor olabilirler. Biz çok yeni kurulmuş bir partiyiz, 6 ay içerisinde olağan kongremizi gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Bunu da en iyi şekilde yapacağız. İl ve ilçe başkanlıklarımıza ciddi talep var. Geçen hafta 9 il başkanımızın atamasını gerçekleştirdik, atamalarımız devam ediyor. 3 veya 4 isim içerisinde partimizi en iyi temsil edecek isimleri seçmeye gayret gösteriyoruz."
"AMBARGO UYGULUYORLAR"
"Ben uzun zamandan bu yana siyaset yapan biri olarak şunu iyi biliyorum. Türkiye’de millet, mağdur olana daima sahip çıkar. Milletimizin böyle bir özelliği var. Halkımız mağdur edeni hiç sevmez. Partimiz kurulalı aşağı yukarı 1 ay oldu. Bize hiçbir televizyon kanalında yer vermediler. Ambargo uyguluyorlar. Halkımızın bunu iyi gözlemlediğini düşünüyorum. Bize gelen bilgiler, partimize önemli talep olduğu yönünde. Çok ciddi oy alacağımızı düşünüyoruz. Ben görüyorum ki ülke genelinde Gelecek Partisi’ne yönelik esen olumlu bir rüzgâr var."
"İŞLERİNDEN OLMAKTAN KORKUYORLAR"
"Örnek verecek olursak önceki günlerde Ak Parti İstanbul Küçükçekmece İlçesi Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Ümit Yaşar Karlıdağ görevinden istifa etti. Bunlar baskılar sonucu gelişen şeyler. Böyle çok örnek sıralayabiliriz. Tabii hepsinin yanında, işinden gücünden olmaktan korkan insanlar da var. Özgür seçim yapmakta zorlanıyorlar. Bazı insanlar da sonuna kadar gelip, bu böyle gitmeyecek diye tepkisini gösteriyor."
"MEDYADA YER BULAMIYORUZ"
“Bizim her hareketimiz iktidara karşı ayrı hamle. İktidarın yaptığı yanlışlara karşı koymaya devam edeceğiz. Mesela son olarak Kanal İstanbul ile ilgili bir çalıştay gerçekleştirdik. Daha sonra ekonomi ile ilgili bir çalıştay yaptık. Yoğun bir çalıştay oldu. Ekonomi alanında uzman insanlar bir araya gelip, ekonominin gidişatı ile ilgili açıklamalar yaptı. Televizyonlar bunu vermedi. Aynı şekilde birçok etkinlik yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Ancak bize uygulanan ambargo nedeniyle çalışmalarımız yeterince medyada yer bulamıyor."
"PELİKANCILARIN HEDEFİNDEYİZ"
"Son zamanlarda Pelikan tayfası Genel Başkanımıza ciddi anlamda saldırdı. Genel Başkanımız bu saldırıların çoğunda sessiz kaldı. Çünkü Türkiye’nin ve partisinin zarar görmesini istemiyor. Bu konuda çok hassas. Biz de Türkiye zarar görmesin diye bu saldırılarak cevap verme gereği duymadık. Ne zamanki 3 gazeteci ile bir araya geldi, soruların hepsine samimi şekilde cevap verdi.
Tabii bunu kızarak veya bağırarak yapmadı. Açık açık ve sakince anlattı. O dönemde bir karar verildiyse, bu sadece Ahmet Davutoğlu’nun sorumluluğu değildir. O dönem Genel Başkanımızın Suriye konusundaki düşünceleri tam olarak yansıtılsaydı, Suriye konusu bu noktalara gelmezdi. Ancak verilen kararlara uymak zorunda kaldı."
"ESAD İLE 60’IN ÜZERİNDE GÖRÜŞME YAPTI"
"Genel Başkanımız bu konuda çok sayıda açıklama yaptı. Suriye konusu 2011 yılından bu yana gelişen bir süreç. Bununla ilgili Ahmet Hocamız 60 defanın üzerinde Beşar Esad ile görüşme yaptı. Esad’ın da bu görüşmeleri dinlediğini ve hocamızın fikirlerine saygı duyduğunu biliyoruz. Tabii, Genel Başkanımız bu görüşmeleri tek başına yapmadı.
Milli Güvenlik Kurumu o dönemde toplanıyordu. Bu toplantılarda herkes fikrini düşüncesini söyler, orada bir karar alınır. Suriye ile ilgili bir karar alındıysa, o dönemin Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve askerler ile birlikte beraber alınırdı. Genel Başkanımız da bu konuda açıklama yapmıştı. Yanlışlar Davutoğlu’nun bagajına yüklendi, doğruları biz yaptık dediler. Bir ülkede karar alındıysa ve karar yanlış sonuçlar doğurduysa, o kararı alan herkes sorumludur. Bir kişiyi öne atmak çok yanlış."
“BABACAN KENDİ EKİBİNİ KURUYOR”
"Tabii orada da bir ekip kurma süreci var. Ali Babacan kendi ekibini kurmaya çalışıyor. Onlar da yeni bir parti. Önce önümüzdeki süreci var yapılacak seçimleri görmeliyiz. Nasıl bir seçim yapılacak, nasıl bir konum oluşacak? O dönem geldiğinde bizim görüşümüze uyan bir durum varsa, gereğine bakarız.
Ama onun haricinde onlarla beraberiz, şunlarla beraberiz diye bir durum söz konusu değil. Günü geldiği zaman bakarız. Bu ülkede terör ile bağı olanlar hariç, tüm siyasi partiler bizim için değerlidir. Şu parti ile şöyle yapalım, bu parti ile böyle yapalım diye bir fikrimiz yok."