İşte 'yemek ve çamaşır ortak, çaylar ve ütü bende' diyen CHP'li vekilin ev halleri
Meclis'te Bütçe görüşmelerinde evliliğe dair kullandığı ifade ile dikkat çeken CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın ev halleri.
HÜRRİYET - GAMZE KOLCU - CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz hafızama 15 Kasım 2019’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerindeki sözleriyle kazındı. Bütçe maratonunda 12’nci saat, tartışmalar herkesi yormuş.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın o dönemde tartışılan kamu spotu “Telefona değil eşine bak” Meclis’in de gündeminde. AKP'li İsmail Güneş alıyor sözü: “Toplumumuzun âdetleri, örfü var. Deniz Bey yeni evlenmiş, Allah mesut etsin. Sormak lazım istemeye gittiğinde kahveyi kızımız mı yapmış?”
Yavuzyılmaz’ın yanıtı net: “Sayın vekilim evlilikle ilgili bana atfen bir konu söyledi. Evdeki işbölümünü açıklamak durumundayım: Yemek ve çamaşır ortak, çaylar ve ütü bende...” Biz de işbölümünü yerinde gördük.
Aile Meclisi’nin bu haftaki konuğu Deniz-Serpil Yavuzyılmaz çifti. Deniz Yavuzyılmaz elektrik mühendisi, TBMM Kit Komisyonu üyesi ve Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu üyesi. Serpil Yavuzyılmaz Zonguldak’ta doğup büyümüş, İstanbul’da endüstri mühendisliği okumuş. Çiftin tanışma hikâyesi tesadüflerle dolu. Serpil Yavuzyılmaz’ın lezzetli ikramları eşliğinde mutfakta sohbet ediyoruz.
MİDEDE KELEBEKLER...
Serpil Birinci ile Deniz Yavuzyılmaz’ın yolları nasıl kesişti?
Zonguldak’ı çok severim ama eğitim, çalışma hayatı derken biraz uzak kalmıştım. 2015 yılı 31 Mayıs’ta Zonguldak’a bir düğüne gittim. Deniz geliyor karşıdan. Milletvekili adayıymış, ben bilmiyorum. Masada bir uğultu, övgü furyası başladı: ‘Deniz geliyor. Ne efendi çocuk. Genç milletvekili adayımız.’ Masada herkesle tokalaşırken benim de elimi sıktı. Deniz ayrılıp gittikten sonra masadakiler, ‘Ne güzel de olursunuz. İkiniz de mühendis, ikiniz de bekâr’ dediler. Bende kıkırdamalar, midede kelebekler durumu.
Millet İttifakı CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın mutlu gününde buluştu
Düğünde bir telefon alışverişi, sosyal medyadan bir iletişim oldu sanırım...
Hayır hiçbiri olmadı. Düğünde karşılaştık, bitti. Tesadüflere inanan bir insan değilim ama inanılmaz şeyler oldu. Düğünün ardından bir yıl geçmiş. Ben Köy Okulları Projesi yapıyorum. Bir gün telefonum çaldı. Projeyi Zonguldak’ta yapmak isteyen biri, Deniz Yavuzyılmaz... Ben o an düğünde karşılaştığım kişi olduğunu anladım ama Deniz henüz benim o kadın olduğumu bilmiyor. Projeyi konuşmak için Beşiktaş’ta Şairler Kahvesi’nde buluştuk ilk kez. Sevgili olmuyoruz, sadece köy okullarına yardım projesinde ‘Zonguldak’a neler yapabiliriz’i konuşuyoruz. Bir yandan da başka bir şey de bekliyorum artık. ‘Acaba iş ortaklığı mı yapıyor’ demeye başladım, içten içe. Neyiz, ne değiliz... Sonra bir anda başladı. Proje için buluştuğumuz günden bir yıl sonra 2018’de Şairler Kahvesi’nde de evlilik teklif etti. Şiirsel duyguların başlangıcıymış 2015’teki düğün, daha sonra anladım.
SEÇİLDİĞİ GÜN DOĞUM GÜNÜMDÜ
Mühendis olarak tanıdığınız, sonrasında vekil olan bir sevgili. Neler hissettiniz?
Serpil Yavuzyılmaz: Çok çabuk kabullenmedim. 2018 yılında milletvekili oldu ama düğünde karşılaştığımızda da adaydı. Seveni, arayanı çok fazla. Hep görmek istiyorum uzakta kalıyor, özlüyorum. Tamamen kadınsal duygularla kıyas gibi bir şeye giriyorum. Sevgili olduk, beni aradı 2018 yılı genel seçimlerinden önce: ‘Hayatım erken seçim olacakmış. Ben de aday olacağım’ dedi. Elimden geldiğince destek oldum. Deniz’in bunu çok istediğini gördüğümde tutkusu, isteği ve azmi olan bir insanı durdurmak, engel olmak cinayet işlemek gibi olurdu. Hep mantıklı konuşur ve ikna eder. Bütün dünyaya iyilik yapabilmenin en kısa yolunun siyaset olduğunu düşünüyor.
2018 yazında evlenebiliriz diye konuşuyorduk, seçim nedeniyle erteledik. Onunla mücadele ettiğim zamanlar başladı. Benim içimden de başka bir insan çıktı. Seçim gezilerine gidemedim. Çünkü adı konulmamış bir ilişkimiz vardı. Yanında olmam doğru olmayacaktı. Seçim günü 7 Haziran benim doğum günümdü. En güzel doğum günü hediyemdi onun vekil olması.
ÜTÜYÜ ALIRKEN DENİZ’E SORDUM
Gelelim meşhur ütü meselesine. Bu bir işbölümü mü, kendiliğinden gelişen bir süreç mi?
Serpil Yavuzyılmaz: Evimizde yazılmamış kurallarımız var. Sofrayı Deniz kaldırır, itinalı şekilde sudan geçirir yerleştirir makineye. Aslında çok yorulduğu için kıyamıyorum ama kendisi yapmak istiyor. Markete gider, çöpleri atar. Hatta bazen markete iki kez gittiği bile olur. Hiç ütü yapmadım, gerçekten de Meclis’te söylediği gibi ütüyü eşim yapar. Ütü yaparken eski usule geçer bazen. Yanına alır biraz su, açılmayan kırışıklığın üzerine serpiştirir parmaklarıyla. İşine saygısından, jilet gibi görüntüyü de sevdiği için. Ben de yanında eşlik ederim. Ütüyü alırken Deniz’e sordum zaten. Nasılsa kendisi kullanacak.
Deniz Yavuzyılmaz: Birbirini tamamlamak çok önemli. Hem insan zihnini dinlendiriyor hem de her gayretin içinde bir hareket var. Erkekler de şunun farkına varmalı. İnsanın evde hareket etmesi gerekli. Çöpleri atarım, nefestir benim için. Önemli olan ne? Çöpü attın, yerine de yeni poşeti takacaksın. Olmazsa eğer felaket. Bence ortak olan tamamlayıcı özelliklerimizden birisi de yumurta konusunda. Ben yumurtanın sarısını Serpil de beyazını sever.
YÜZME, DANS, FİLM, MÜZİK
Yavuzyılmaz çifti birlikte ne yapmaktan keyif alır?
Serpil Yavuzyılmaz: Denizi çok seviyoruz. Yüzmeye bayılıyoruz. Kaş, Ege, Akdeniz hattındaki denizler müthiş. Balıkların arasında yüzüyoruz. O kadar güzel ki el ele tutuşuyoruz, saatlerce yüzüyoruz. Balıkların yanlarına gidiyoruz. Kılıçbalığı gördük bu sene. Gideceğimiz yerlerde de nerede denizaltı aktivitesi vardır araştırarak gidiyoruz. Dalmaya başlamayı düşünüyoruz. Ben biraz korkuyorum. Dans etmeyi çok seviyorum. Bazen evde kendi kendime dans etmeye başlarım. İşimi çok severek yapıyorum ama endüstri mühendisi olmasaydım hayalim müzikal dansçısı olmaktı. Keyfim yoksa da varsa da dans ederim. Deniz’i de zorluyorum arada. Film izler, kitap okur, müzik dinleriz.
Deniz Yavuzyılmaz: Bütün dünyanın karmaşasından ayrılıp denizin içindeki dünyaya girmek. Önde ayaklarını çırpan, bir balık gibi yüzen kişinin Serpil olduğunu bilmek muazzam bir duygu. Beni çağırıyor, eliyle bir balığı gösteriyor. Denizin altında bir yaşamımız var. Dansa bence doğuştan yetenekli. Düğünümüzde de baçhata dansı yaptık.
EVDE VEKİLLİK OLMAZ
Neden Deniz Yavuzyılmaz?
Serpil Yavuzyılmaz: Deniz Meclis’in hırçın çocuğu belki ama evin içinde bana karşı çok sakin, uysal, uyumlu. Deniz’den sonra ehlileştim. Asi bir ruh vardı bende. Sürprizlerle dolu. İlişkimiz de zaten benim baştaki tutkum ve ilgimle başladı. Proje için her buluştuğumuzda onun konuşmalarını hayranlıkla izledim. O kadar kibar ki, başlarda ‘Rol mü yapıyor acaba’ diye çok düşündüm. Hep bekledim, bir yerde bir falso olur mu diye ama olmadı. Bir de inandığı şeylere olan tutkusu etkiledi beni. Tanıdıkça eğlenebildiğim biri haline geldi. Hatta bazen Meclis konuşmasını izlerken gülüyorum. İki saat önce evde şakalaşmışız. Sarılmayı, öpüşmeyi, koklaşmayı seven bir çiftiz. Birine anlatsam inanmaz diyorum. Hayranlık duyuyorum ona. Çocuk ruhlu evde.
Deniz Yavuzyılmaz: Ekrem Bey (Ekrem İmamoğlu) düğünde bir tavsiye vermişti: “Evde vekillik olmaz.” Yaptığım ütüden de belli olmak üzere tavsiyeyi dinliyoruz. Evde siyasetçi kimliğimi bırakıyorum, çocuklaşabiliyoruz evde.
KAYINVALİDEN YEMEK TAKTİKLERİ
Elleriyle besliyor eşini Serpil Yavuzyılmaz. Arada mutfağa teftişe gelirmiş eşi. “Mutfağa sadece o zamanlarda giriyor” sözleriyle takılıyor eşine ama eklemeden de edemiyor: “Süt, buz, meyveler... Değişik içecekler hazırlar bize. Rendeyi yapar, limon sıkar ama daha fazlası yok.” Deniz Yavuzyılmaz hemen muzipçe giriyor araya: “Çok güzel yemek yapan biri olunca bana gerek kalmıyor.”
Serpil Yavuzyılmaz, yemek tüyolarını kayınvalidesinden alıyormuş:
“Deniz iyi yemek yaptığım konusunda çok ciddi. Herkese anlatıyor beni de utandırıyor biraz. Bu yaşıma kadar hiç yapmadım. Annem hep ‘kızım otur’ dedi, dokundurmadı. Ankara’ya geldik, hazır beslenmekten nefret ediyorum. Deniz de yesin istemiyorum. Deniz’in annesinden taktik alıyorum. Şimdilerde o taktiklerle yol alıyorum. Sanırım doğru yoldayım. Aslında ben de yemek yapmayı sevdiğimi Ankara’da keşfettim. Deniz’in yediğini gördükçe de mutlu oluyorum. Yemekleri yaparken Deniz’i düşünüyorum. Sağlıklı nasıl beslenir, kafamda sürekli formüller dönüyor. Çikolataları, ekmekleri hep saklıyorum.”
KÖMÜRDEN TEK TAŞ
İlişkinin başlarında Serpil Yavuzyılmaz, Deniz Yavuzyılmaz’a ‘Küçük Prens’i işlediği el emeği göz nuru bir kanaviçe hediye etmiş. Böyle bir hediye karşısında ne yapacağını şaşıran Deniz Yavuzyılmaz, aylarca ne yapabilirim diye düşünmüş ve unutulmaz bir armağana imza atmış: “Serpil madenci kızı, benim de dedem madenci. Ne yapabilirim diye düşünürken kömürden tek taş yüzük yapmaya karar verdim. Aylarca sürdü. Önce sert bir kömür bulmak lazımdı. Çeşitli numuneleri maden ocaklarından topladım. Kimi yerin 500 metre altından geldi, kimi denizin altından. Kapalıçarşı’ya gittim. Kapılar kilitli, şifreli giriliyor bazı yerlere. Yüksek güvenlik altında ustaya kömürü verdim. O yüzükle evlenme teklifi yapacağımı söyledim, yoksa yapmazdı.”
SİNDİRELLA'YI ARAR GİBİ
Tesadüflerle dolu ilişkiyi Deniz Yavuzyılmaz “Film gibi” diye anlatıyor: “İlk tanışmamız hayatımızın en güzel anlarından biriydi. Yollarımız düğünde kesişti; kesişti ve ayrıldık. Ben zaten seçim süreci içindeyim. Bir yıl sonra tekrar tesadüfen karşılaştık. Prensesimi böyle buldum. Cam ayakkabıyla Kül Kedisi Sindirella’yı arayan prens gibi.”
VEKİL EŞİ OLDUĞUMU DÜĞÜNDE ANLADIM
Serpil Yavuzyılmaz: Bir milletvekili eşi olduğumu düğünde anladım. Düğünümüz İstanbul’un yenilenen seçimlerine denk geldi. 28 Temmuz 2019’da. Hazırlıklarımız bile epey zordu. Aylarca hiç görüşemedik ama aynı evdeyiz. Panik olmadık, nihayetinde amacımız birlikte olmak, evlenmek. Ben düğün hayali olan bir insan da değildim. Birini seversem evlenirim, düğünde şu olsun bu olsun gibi isteklerim yoktu. VIP’e şu koltuklar diyor organizasyon şirketi, ben ‘niye’ diyorum. Bilmiyorum ki protokol falan. İttifak düğünü oldu. Kılıçdaroğlu, Akşener, Muharrem İnce, Canan Kaftancıoğlu, Zonguldak valimiz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kıydığı ikinci nikâhtı. Deniz’in vekil olduğunu dillendirmedim, anlatmadım; arkadaşlarıma bile. Birçoğu düğünde öğrendi. Polisler, aşırı bir güvenlik hali. Arkadaşlarım panik olmuşlar korumaları falan görünce, ‘Olay mı oldu’ diye yanıma geliyorlar. Çoğu o gün öğrendi.