Gazetecilerin tutuklanmasının ardından yeniden gündemde: Pelikancıların yalısı mı, Erdoğan’ın sarayı mı?
Pelikancılar bugüne kadarki tüm hamlelerini “Reis” için, “Reis”in yol haritası doğrultusunda yaptı. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış isimlerin bile ‘gerektiğinde’ tasfiye edilmesi, AKP içinde Erdoğan’a rağmen bir iradenin var olamayacağını kanıtladı
Adını ilk kez Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlıktan istifa ettirildiği Mayıs 2016’da duyuran Pelikan grubu, gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel’in tutuklanmasının ardından yeniden gündeme geldi.
Üsküdar Kuzguncuk’ta bulunan bir yalıda, Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi (Twitter’da @BosphorusGlobal) adı altında faaliyetlerini sürdüren bu oluşumun Erdoğan’a yakınlık derecesi dün olduğu gibi bugün de tartışma konusu.
Birgün gazetesi tartışmaya ışık tuttu.
Gazete yer alan habere göre, Pelikan grubu kimilerine göre, kendi çıkarı doğrultusunda hareket eden ve iktidara muhalif kesimleri hedef gösteren; Erdoğan’ı destekleyen ancak Erdoğan’ın da tam anlamıyla kontrol edemediği bir “çete”… Kimilerine göre ise kamuoyu algısını manipüle etmek amacıyla doğrudan Saray’a bağlı çalışan gayri resmi bir “halkla ilişkiler kuruluşu”…
Pelinkancıların neye hizmet ettiğini tam olarak bile bilmek zor. Ancak oluşumun faaliyet sicili bir fikre sahip olmak açısından incelenmeye değer.
PELİKAN BİLDİRİSİ VE ‘HOCA’NIN İSTİFASI
Pelikancılar, Davutoğlu’nun istifaya zorlandığı süreçte yayımladıkları ‘Pelikan Bildirisi’ ile kamuoyunda tanındılar.
1 Mayıs 2016’da “Selam Olsun!” başlığıyla, pelikandosyasi.wordpress.com adlı bir blogda imzasız olarak yayımlanan yazıda; Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki kavgaya “Reis” diye hitap edilen Erdoğan cephesinden bakıldı ve “Hoca”, yani Davutoğlu, alaycı bir üslupla yerden yere vuruldu.
Bildiriden 3 gün sonra da Davutoğlu, Saray’a çağırılarak istifa ettirildi. Ne var ki bu bildiri Pelikancıların ilk icraatı değildi.
Ekibin kurucularından olan Süheyb Öğüt (Sabah yazarı Hilal Kaplan’ın eşi ve ekranların ateşli iktidar savunucusu Selman Öğüt’ün kardeşi), AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden 20 gün sonra, 27 Haziran 2015’te Sabah gazetesini de bünyesinde bulunduran Turkuvaz Medya’nın sahibi olduğu Aktüel dergisinde Davutoğlu’na hitaben “Bravo hocam! Bravo!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Davutoğlu’nu başkanlık için yeterince mücadele etmemesi sebebiyle eleştiren Öğüt, “Ben bundan sonra sizin riyasetinizdeki bir AK Parti’ye katiyen oy vermeyi düşünmüyorum. Benim oyum Erdoğan’a” ifadelerini kullandı. Yazı daha sonra yayından kaldırıldı.
Eylül 2015’te kurulan Pelikancı yapının hedeflerinden biri de AKP’nin 7 Haziran yenilgisini 1 Kasım’da telafi etmekti.
Özellikle Kürt oylarına yoğunlaşıldı. 21 Ekim 2015’te YouTube’daki ‘Kesin Bilgi’ kanalından ‘Baraj ve Savaş’ adlı bir video yayınlandı. Videoda, Erdoğan’ın Kürt halkı için elinden geleni yaptığı, HDP’nin ise “teröre bağlı olduğu” konsepti işlendi. Bu içerik, 2 gün sonra saat 21.35 ve 23.15’te art arda iki kez TRT Kurdi’de gösterildi. Twitter’dan duyuruyu yapanlardan biri de Hilal Kaplan’dı.
Öte yandan Melih Altınok ve Hilal Kaplan gibi, şöhretlerini FETÖ’nün yayın organı olduğu gerekçesiyle kapatılan Taraf gazetesinde yakalayan isimlerin Pelikancılar adıyla siyasete bu denli müdahil olması, kimi iktidar çevrelerinde rahatsızlık da yarattı.
Örneğin Yeni Şafak’ı da bünyesinde bulunduran Albayrak Medya’nın haftalık dergisi Gerçek Hayat, Ekim 2016’daki sayısında Taraf gazetesini ele aldı.
Kaleme alınan dosyada Hilal Kaplan, Rasim Ozan Kütahyalı, Melih Altınok ve Kurtuluş Tayiz’in Taraf gazetesinde “yıldızının parladığı” hatırlatıldı. Eski bir Yeni Şafak yazarı olan Hilal Kaplan, Twitter’dan yaptığı paylaşımda dergiye şöyle yanıt verdi: “Darbeye 10 ay kala FETÖ’cü Ali Bulaç ve Boydakların Mustafa’yla manşetten uzlaşma kuran Yeni Şafak’ın tetikçi dergisi beni 3. kez hedef göstermiş.”
Pelikancıların kim olduğuna ve hedeflerine ilişkin tartışmalar sürerken, 3 Ağustos 2019’da Erdoğan’dan cevap mahiyetinde bir hamle geldi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u da yanına alarak Pelikancıları Kuzguncuk’taki meşhur yalıda ziyaret etti. Ziyarete ilişkin fotoğraf, Bosphorus Global’in resmi Twitter hesabından paylaşıldı. Tweette, Erdoğan’a organizasyonun yürüttüğü sosyal medya faaliyetleri hakkında bilgi verildiği kaydedilerek, gerçekleştirilen 1,5 saatlik görüşmede Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi Başkanı Süheyb Öğüt, Hilal Kaplan ve Ceyhan Aksoy’un bulunduğu bilgisi yer aldı.
ERDOĞAN’A RAĞMEN BİR İRADE OLABİLİR Mİ?
Pelikancılar bugüne kadarki tüm hamlelerini “Reis” için, “Reis”in yol haritası doğrultusunda yaptı. Zira bu cenahta ne oluyorsa “Reis” istediği için oluyor; kim nerede duruyorsa “Reis” istediği için orada duruyor. Kimse “Reis”i kandırmıyor; “Reis” herkesi son kullanma gününe dek kullanıyor ve sonra da bir kenara atıyor.
Bugün AKP cephesinin yekpare olmadığı herkesin malumu... İçinde binbir türlü çıkar odağını barındıran iktidar blokunun, kendi içinde çatışmalar yaşadığı da aşikâr. Bu odaklardan biri olan Pelikan grubu, yarın Fethullahçılar, hatta Davutoğlu ve Gül gibi “hain” de ilan edilebilir. Ancak AKP genel başkanlığı, başbakanlık ve hatta cumhurbaşkanlığı yapmış isimlerin bile ‘gerektiğinde’ tasfiye edilmesi, AKP içinde Erdoğan’a rağmen bir iradenin var olamayacağını kanıtlıyor.