CHP'li Eren Erdem: Sağlıkta soygun devam ediyor
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem ; “İktidarın izlediği sağlık politikasının iflas ettiğini , artık paran yoksa öl mantığının geçerli olduğu bir dönem yaşanıyor, bu sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkmıştır” dedi.
Tüccar mantığı ile sosyal devlet olunmaz, diyen Erdem , “bu nedenlerle konu TBMM nin gündemine taşınmalı ve çözüme dönük çalışmalara yasama organı katkı sunmalıdır”, ifadesini kullandı. Bu konuda TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi verdiğini dile getiren Eren Erdem, Sağlıkta yaşanan bu vurgun düzeni biran önce bitirilmelidir. Vatandaş SGK ‘nın açıklarını kapatacak bir finansman aracı değildir. İktidar elini halkın cebinden çekmelidir, bu açıkça bir soygundur”, dedi. Eren Erdem’in TBMM ne sunduğu araştırma önergesi şöyle :
HASTA YERİNE MÜŞTERİ
Türkiye’nin en temel sorunlarının başında sağlık harcamaları gelmektedir. Sağlıkta “devrim” adı altında özel sektörü devreye sokan iktidar, Hasta-Hekim ilişkisini, hizmet veren –hizmet alan, hastane hasta ilişkisini ise, şirket-müşteri düzeyine getirmiştir. Evrensel hasta hakları yerine, müşteri hakları kavramı geliştirilmiş, İyi hizmet-iyi parayla ölçülür anlayışı yerleştirilmiştir. Şimdi devreye sokulan Şehir Hastanelerinin işletme anlayışı bu mantıkla yürütülmektedir. TÜİK verilerine göre Sosyal Güvencesi olan bir yurttaşımız sağlık giderlerinin %16 sını cebinden ödüyor. 2016 yılı verilerine göre bu rakam asgari ücretin üstünde, 1.524 TL olarak gerçekleşti.
SGK AÇIKLARI VATANDAŞIN CEBİNDEN KARŞILANIYOR
SGK açıklarını katılım payı adı altında Vatandaştan karşılamak bir finansman modeli olarak uygulanmaktadır. İzlenen yanlış politikalar Kamu hastanelerinden hekimleri uzaklaştırmış özel hastanelere yönlendirmiştir. Özel hastanelerle yapılan anlaşmalar hasta aleyhine işlemektedir. Bir hastaya konulan teşhis, tedavi sürecini uzatmakta yeni maliyetler yüklemektedir. Hekim tarafından istenen ileri tetkikler (MR-Tomografi vb) için en erken 6 ay sonrasına randevu verilmektedir. Ancak aynı hastanede aynı cihazlara ek ücret ödendiği takdirde bu randevular öne alınmaktadır. Bu işlemler özellikle sağlık gibi hassas bir alanda her türlü etik anlayıştan uzaktır.
HASTANEYE HAZIR MÜŞTERİ GARANTİSİ
İdari olarak Hükümetin yaptığı işlemler, uygulanan sağlık politikası işleri daha karmaşık hale getirmiştir. Kamu hastanelerinin bağımsız bir kurum olarak , kurumsal bir yapıya kavuşturulması öngörülmüşken, ani bir KHK ile Kurum kapatılarak Sağlık Bakanlığı bünyesine alınmıştır. Yap-İşlet Modeli ile kamu arazilerinde ve Hasta garantili bir sistemle yeni oluşturulan Şehir Hastaneleri sistemi daha da karmaşık hale getirecektir. Koruyucu önlemler kapsamında oluşturulan ilk kademe sağlık kuruluşları işlevsizleştirilmiş, sadece raporlu ilaçlara reçete yazar hale getirilmiştir. Vatandaşlarımız en temel İnsan haklarından olan sağlıklı yaşama hakkından yoksun bırakılmaktadır.
ANAYASA İHLAL EDİLİYOR
Anayasamızın 56. Maddesinde “…Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.” Denilmektedir. Ancak devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı ..” içinde sürdürmesinin şartlarını oluşturamamaktadır.
Bu nedenle ;Anayasanın 98. İç tüzüğün 104 ve 105. Maddesi gereğince bir komisyon kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını arz ederim.