Süleyman Soylu: Acil durum yönetimine geçtik
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 7/24 alarmda kalmayı gerektiren 'acil durum' yönetimine geçtiklerini açıkladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı aldıkları önlemleri YetkinReport'a anlattı.
Salgının başından itibaren sahada ölçümler yaptıklarını belirten Soylu, "Ölçümlerin yanı sıra özel araştırmalar da yapıyoruz, telefon görüşmeleri ve diğer yöntemlerle. Bunlarda üç temel noktaya bakıyoruz. Birincisi, vatandaş hangi kaynakların söylediğine itibar ediyor" dedi.
Süleyman Soylu’dan OHAL açıklaması!
Soylu şunları kaydetti:
"Burada görüyoruz ki Sağlık Bakanlığı ve hükümet tarafından açıklanan bilgiler ilk sırada. İkinci sırada da Bilim Kurulu üyelerinin açıklamaları geliyor. Televizyon ve gazetelerde yer alan yorumcu görüşleri epey geriden geliyor. İkincisi, vatandaş evinden ne sıklıkta çıkıyor. En çok çıkan yaş grupları, sosyal gruplar, vb kimler? Bu verileri başka önlemlerde yararlı olması amacıyla değerlendiriyoruz. Üçüncüsü de, vatandaşın koronavirüse karşı aldığı önlemler. Burada memnuniyetle görüyoruz ki vatandaşın kendi temizliğine verdiği önem iyi, kendi izolasyonuna da. Sosyal izolasyon konusunda da gelişme var ama devam etmemiz gerekiyor."
Sohbetin devamında yöneltilen sorular ve Soylu'nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
'Şehirlerarası ve şehir içi trafik düştü'
- Büyük şehirler arasındaki trafik engellendi, ama şehir içleri serbest. Buralarda son durum nedir?
Acil durum çerçevesinde yeni bir uygulamamız da şehirlerarası trafiğe getirilen kısıtlamaların denetim ve ölçümü. İlk kademe önlemlere geçildiği 2 Mart’ta yüzde 15 kadar azalmış olan şehirlerarası trafiğin, geçtiğimiz cumartesi-pazar (4-5 Nisan) yapılan ölçümlerde yüzde 99.9 azaldığı görülüyor. Bu önemli bir veri. Şehir içi grafikte, ölçülebilir toplu taşımada 18 büyük şehirde, 10 milyon 89 bin olan yolcu sayısı yine bu hafta sonu yüzde 95 azalarak 612 bin seviyesine inmiş durumda. Cumhurbaşkanımızın geçen cuma günü (3 Nisan) ilan ettiği kısıtlamalardan sonra hafta sonu ev-dışı hayat büyük şehir merkezlerinde yüzde 85-90 durdu. Hafta içinde bu trafiği yüzde 10-15 seviyesinde tutmayı hedefliyoruz; bu da sağlık, güvenlik, temizlik gibi zorunlu hizmetler ve tedarik zincirinin kırılmaması için gerekli.
- Ben Ankara’yı biliyorum uyulduğunu gözlüyorum ama bazı şehirlerde sorunun devam ettiği haberleri var. Bu konuda ne yapılıyor?
Acil durum yönetimi çerçevesinde Güvenlik Acil Durum Merkezi'nde büyük şehirlerdeki meydanlar, ana caddeler gibi toplanma merkezlerinde gruplar görünce hemen müdahale ediyor ekiplerimiz. Ayrılmaları gerektiğini anlatıyor, gerekirse ceza kesiyor, ama müsaade etmiyoruz. Büyük ve orta ölçekli şehirlerin merkezlerinde genel olarak kurallara riayet yüksek; insanlar evlerine çekildi. Yine de istisnai durumlarda özel önlemler alıyoruz. Örneğin, İzmir Karşıyaka’da ana caddeyi kapattık; yaya gezmeleri dahil. Sorun şehirlerin çeperlerinde, dış mahallelerinde; şimdi oralara yoğunlaşıyoruz. Bazı ilçe, mahalle, köy ve mezralardaki karantina uygulamalarından sonuç almaya başladık. Ama şehir merkezlerinde de karantina uygulamaları var. Örneğin, İstanbul, Bağcılar da bir binayı tamamen karantina altına aldık. Sürecin başlangıcından bu yana 212 bin işyerinin kapattık. Bunlar sosyal temasın azaltılması, sosyal mesafenin artırılması için gerekliydi.
'Şu anda sokağa çıkma kısıtlamasının genel nüfusa yaygınlaştırılmasına gerek duyulmuyor'
- Bilim insanları ve muhalefet partileri sokağa çıkma kısıtlamasının genişletilmesini istiyor. Düşünüyor musunuz?
Şu anda sokağa çıkma kısıtlamasının genel nüfusa yaygınlaştırılmasına gerek duyulmuyor. Zaten 25 milyon nüfus 20 yaşın altında, 8 milyon 65 yaşın üzerinde. Buna rahatsızlıkları nedeniyle, öteden beri evden çıkamayanları kattığınızda 40 milyona yakın bir nüfus zaten fiili sokağa çıkma yasağında. Ayrıca kendini sakınmak için gönüllü olarak mecbur kalmadıkça evden çıkmayan milyonlarca kişi var. Böyle devam edebilirsek ihtiyaç kalmayabilir ama yine de her ihtimale karşı hangi yeni kısıtlama adımları atacağımız belli. Ben doktor değilim ama bize verilen bilgilere göre, bazı ülkelerde salgının ikinci dalgası başladı. Bu dalganın Türkiye’ye gelme ihtimaline karşı da yeni adımları devreye alabiliriz.
- Hükümetin belediyelerle işbirliği yapmaması eleştiriliyor. İşbirliği düşünüyor musunuz?
İl Pandemi Kurulları'nın oluşumuyla birlikte yerel yönetimlerle birlikte çalışmaya da başladık. Belediye başkanları il ve ilçelerde vali ve kaymakamların başkanlığında kurulan bu kurulların doğal üyesi. Pandemi Kurullarının karar alma yetkisi olmadığı için burada oluşan kararlar İl Hıfzıssıhha Kurulları'nda karara bağlanıp uygulanıyor. Vefa Sosyal Destek gruplarında da yerel yönetim ve sivil toplum örgütleri yer alıyor. Şu ana dek 65 yaş üzerindeki 1 milyon 319 bin küsur vatandaşa hizmet götürüldü; emekli maaşı olsun, gıda, ilaç olsun. Dünyada bir örneği olup olmadığını bilmiyorum. Ancak tehlike henüz geçmiş değil. İşi sıkı tutmamız gerekiyor. Evde kalmakta biraz daha sabırlı olmamız, sosyal mesafe ve şahsi temizliğe biraz daha devam etmemiz gerekiyor.