'FETÖ ile mücadele yetersiz ve taraflı'
FETÖ kumpası mağduru Ali Türkşen, şimdi İYİ Parti’den milletvekili adayı... Türkşen “FETÖ ile mücadele yetersiz ve taraflı. TSK’dan temizlenmeleri zaman alır” dedi.
Sözcü- Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'i “Kardak kahramanı” olarak tanıdık. 1996'da Kardak kayalıklarına Türk Bayrağı'nı diken Sualtı Taarruz Timi'nin (SAT) başındaydı. Kumpas olduğu ortaya çıkan Balyoz davasında tutuklandı. 16 yıl ceza aldı. 3.5 yıl da cezaevinde yatan Türkşen, şimdi mücadelesini siyasette sürdürüyor.
‘BABAM DA DENİZCİYDİ'
İYİ Parti kurucusu ve Genel İdare Kurulu Üyesi Türkşen, “Bu düzeni değiştirmek için siyasete girdiğini” belirtiyor. İşte İYİ Parti Kocaeli Milletvekili adayı olan Türkşen'in anlattıkları:
– Bursa'da doğdum. Babam Turhan Türkşen deniz astsubayı idi. Atatürk'ün yatı Savarona'da ikmal astsubayı olarak görev yaptı. Annem Emine Türkşen ev hanımıydı.
– Ben 1 yaşındayken babamın Ankara'ya tayini çıktı. 9 yaşına kadar Ankara'da sonra Bandırma'da, 2 yıl da Gölcük'te kaldık. Babamın arkadaşları da hep bahriyeliydi. Denizci olmaktan başka bir şey düşünmedim.
‘FETÖ TESTİ YAPALIM'
– Bize “İYİ Parti'yi kuramazsınız, beş kişi toplayamazsınız” dediler. Ancak İYİ Parti bir taban hareketidir ve Türk halkının ihtiyacından kaynaklandı.
– Gelsinler bir test yapalım. Bank Asya'ya para yatırmak, FETÖ ile para ilişkisi içinde olmak gibi kriterler belirleyelim. Bu testte AKP'nin yüzde 75'i FETÖ'cü çıkar. İYİ Parti'nin içinde ise yüzde sıfır çıkar.
– FETÖ'nün en mağdur insanları olarak İYİ Parti'deyiz. Bize FETÖ'den mağdur olmuş ve halen AKP'de görevde olan birini gösterebilir misiniz?
– FETÖ ile mücadeleyi yetersiz ve taraflı buluyorum. Kendilerini FETÖ'cü ilan edemiyorlar. Yakınlarını da kolluyorlar. Maalesef FETÖ hâlâ TSK'nın içinde var. Uzun yıllardır var oldukları için de tam olarak temizlenmeleri zaman alacak.
‘SOKAKTAN KOPAMAM'
– Ben sokaktan kopmak istemiyorum. Sade bir vatandaş olarak siyaset yaşamımı sürdürmek istiyorum. Tüm milletvekillerinin de böyle yaşaması gerektiğini düşünüyorum.
– Siyaset için çok büyük paralar konuşuluyor, biz kendimiz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Emekli maaşım var. O kadar.
– AKP çok ciddi sıkıntı içinde olduğu için erken seçime gitti. İstediklerini söylesinler, ekonominin iyi durumda olmadığını gizleyemiyorlar. Güven kalmadı. Yatırımcılar gelmiyor, israf had safhada ve kamu borçlarının artması hükümeti çok zor durumda bırakıyor. Bunu daha fazla öteleyemiyorlar.
‘HUZUR GELECEK'
– Her yaptıkları geri tepiyor. Biz 16 yıldır birbirimizi ötekileştirmekten yorulduk. Seçimden sonra insanlara huzur gelecek. Derin bir “Oh” sesi çıkacak.
– Öncelikle ekonomi devlet kurumlarının yerli yerine doğru oturtulması aşamasına başlanacak. Yasama yürütme yargı erkinin birbirinden ayrıldığı sisteme geri dönülecek. Acil olarak ekonomik çöküntüden üretime dayalı olarak çıkmalıyız.
BİZ ‘SAT' AİLESİYİZ KOMUTAN DA EŞİM
– Bizim aile SAT ailesi. İki oğlum var. İlk evliliğimden olan büyük oğlum Selim Alihan Türkşen 18 yaşında. Küçük oğlum Serhan Ali Türkşen 15 yaşında. Eşimle benim isimlerimizin birleşimi de Sevim-Ali Türkşen. İlk harfleri alınca hepimiz SAT'ız.
– Soyadı avantajını kullandık. Ancak bizim evin komutanı eşim, liseden sınıf arkadaşım. O zamanlar pek geçinemezdik, didişirdik. Yıllar sonra tekrar karşılaşıp evlendik.
– Eşim uzun yıllar otomotiv sektöründe çalıştı. 2006'da Almanya'ya ataşe olarak tayin olduğumda emekliye ayrıldı. Zaten daha kendimize gelemeden 2009'da kumpas davaları süreci başladı. Hapisten 2014'te çıktım, 2015'te de emekli oldum.
‘YENİ HEYECAN YAŞIYORUZ'
– O davalar kolay bir süreç değildi. Asıl eşler ve çocuklar çekti. Ben bir şımarıklık yapıp eşimden kırmızı tişört istedim ama o mavi getirmiş. Ben de o psikoloji ile söylendim. Bana “Sen burada dört duvarla, ben dışarıda bütün dünya ile uğraşıyorum” dedi.
– Babam 2016'da vefat etti. Benim davaların sürecinde Alzheimer hastası oldu. O süreç de hastalığını artırdı. Ölmeden önce vedalaştım kendisiyle, beni bile tanımıyordu maalesef.
– Ekonomik olarak da iyi durumda değildik. Atlattık, o günler geride kaldı. Şimdi yeni bir heyecan yaşıyoruz. Bazen eşim “Bu devlet galiba benim kocamı illa alacak elimden. Ya hapse atıyor ya siyasete giriyor” dedi.