CHP'li Kılıç: 'Taşeron yasası toplumsal barışı bozmasın'
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi Avukat Sevda Erdan Kılıç taşeron olarak çalışan hükümlülerle ilgili düzenlemenin gözden geçirilmesini istedi.
Kılıç, “Düzenlemenin ilgili maddeleri çok geniş. Sadece İzmir’de belediyelerde 2 bin 500 işçi kapı önüne konulacak. Suçun niteliği ayrılmalı terör ve devlete yönelik suçlar dışındakiler kadroya alınmalıdır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi (PM) Üyesi Avukat Sevda Erdan Kılıç taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda açıklama yaptı. Daha önce yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de belirtilen maddelerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Avukat Kılıç, taşeron işçilerin kadroya alınabilmeleri için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. Maddesinde yer alan şartların gözden geçirilmesini istedi.
Av. Sevda Erdan Kılıç şunları söyledi:
“Taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda birçok madde var. Bu maddelerden birisi de işçinin Türk Ceza Kanunu’nda sınıflandırılan her hangi bir suçtan dolayı bir yıl ya da daha fazla ceza alması. Kamu kurumlarında birçok yerde binlerce hükümlü çalışıyor. Geçmiş zamanda suça karışmış, şimdi toplumun içinde, ekmeğini kazanan insanlar bulunuyor. Belediyeler başta olmak üzere birçok yerde bu kişiler sorunsuz, tartışmasız bir şekilde istihdam ediliyor. Yeni düzenlemeye göre, güveni kötüye kullanma, hırsızlık ya da borçlar nedeniyle iflas gibi adi suçlardan ceza almış kişiler de kadroya geçemeyecek. Sadece İzmir’de belediyelerde çalışan 2 bin 500 işçi kadroya alınamayacağı için kapının önüne konulacak. Bu konuda acilen bir düzenleme yapılmalıdır.
Terör ve devletin bütünlüğüne karşı işlenen suçlar ile adi suç dediğimiz suç türleri birbirinden ayrılmalıdır. Genelleme yaparak bir sonuca ulaşılamaz. İnsanlar geçmişte suça karışmış, cezasını çekmiş ya da pişman olmuş olabilir. Bu kişileri topluma kazandırıp onlara gereken desteği vermezsek toplumsal barışa zarar vermiş oluruz. Acilen bu konuda düzenleme yapılarak çalışanlarımızın yaşadığı kafa karışıklığı giderilmelidir. Hükümetin yapması gereken seçim atmosferinde binlerce işçiye önce eşeğini kaybettirip sonra buldurmak değildir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri herkesten çok bu durumun değiştirilmemesi halinde topluma zarar vereceğini de bilmektedir. O halde gereken neyse kısa sürede yapılmalıdır”