Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Özkiraz'dan Erdoğan'a kötü haber: 'İmamoğlu 6.5 puan kadar fark attı'
Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi Başkanı Kemal Özkiraz, araştırmalara göre Ekrem İmamoğlu'nun Erdoğan'ın önünde olduğunu belirtti.
Türkiye seçim sathına girdi mi girmedi mi bilinmez ancak hemen her hafta kamuoyu araştırma şirketleri anket sonuçları açıklıyor.
AKP “Erken seçim yok” derken bir yandan da seçim kanunu ve siyasi partilerde değişiklik yasalarını değiştirmeyi ve daraltılmış bölge sistemini konuşuyor.
Gazete Diken'den Minez Bayülgen, 9-12 Haziran tarihleri arasında 12 ilde 1410 kişiyle yüz yüze görüşerek bir anket hazırlayan Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi Başkanı Kemal Özkiraz ile röportaj gerçekleştirdi.
Kemal Özkiraz'ın açıklamaları şöyle oldu:
Haziran ayı anket sonuçlarınızı ilk kez bugün açıklıyorsunuz. Anketinizde partilerin oy oranları ne çıktı?
AKP yüzde 35 seviyelerinde. CHP yüzde 28 civarında. İYİ Parti ilk kez 12’nin üstüne çıktı. HDP ise yüzde 12. MHP yüzde 7.5’in da altına inerek, yüzde 7 seviyelerine geriledi. DEVA Partisi yüzde 3, Gelecek Partisi de yüzde 2.5 düzeyinde. Saadet Partisi de yüzde 0.2 seviyesinde.
‘İmamoğlu, Erdoğan’dan 5.5 puan önde’
Peki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sonuç ne çıktı? Hangi aday önde gidiyor?
Bu soruyu geçen ay sordum. “Çatı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Tayyip Erdoğan yarışsa, kime oy verirsiniz” diye. İmamoğlu, Erdoğan’a 6.5 puan kadar fark attı. Bir de “Her parti kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarsa ve ikinci tura kalsa” diye sordum. Bu kez de İmamoğlu ve Erdoğan arasındaki fark 5.5 puan çıktı. Yani İmamoğlu, Erdoğan’ın 5.5 puan önünde.
‘Mansur Yavaş, Erdoğan ile başa baş’
Peki ya Mansur Yavaş için halk ne düşünüyor?
Aslında Mansur Yavaş, Erdoğan ile başa baş gidiyor. Erdoğan yalnızca 0.2 önde. “İmamoğlu mu, Erdoğan mı” sorusunda kararsızlar yüzde 14 iken, “Yavaş mı, Erdoğan mı” sorusunda kararsızlar bu kez yüzde 21’e çıkıyor.
Kararsızlar kimlerden oluşuyor?
Çok büyük kısmı HDP’lilerdi. Ölçmek için HDP’lilere ve İYİ Partililere, “Partiniz, CHP’nin adayını desteklerse siz ne yaparsınız” diye sorduk. İYİ Partililerin yüzde 85’i, “O zaman CHP’nin adayına oy veririm” dedi. Sadece yüzde 2.3 kadarı “CHP’nin adayına oy vermem” dedi.
‘Demirtaş kimi işaret ederse seçmen oy verir’
Peki HDP’lilerde sonuç ne çıktı?
Yüzde 90’ın üzerinde “CHP’nin adayına oy veririm” sonucu çıktı. Yüzde 2 kadar “Vermem” dedi. Yani çatı aday olursa fire verilmiyor. Diyelim çatı aday Yavaş belirlendi. O zaman HDP, daha doğrusu Selahattin Demirtaş, Yavaş’ı işaret ederse HDP’liler oy verir.
Yani HDP’liler partilerini değil, yalnızca Demirtaş’ı mı dinliyor?
Evet, HDP’nin seçmeni Demirtaş dışındaki herkesi adeta parti bürokratları olarak görüyor. Lider Demirtaş. Bu çok net. Bakın, biz açık uçlu sormadığımız halde HDP’lilerin birçoğu anketöre Demirtaş için şık yazdırıyor.
Ne yazdırıyorlar peki?
“Demirtaş ne derse ben ona oy veririm” yazdırıyorlar. Böyle bir şıkkımız olmadığı halde anketörleri “Bunu yaz” diye zorluyorlar. Şu çok net ki, HDP’lilikle, Demirtaş seçmenliği ayrışmış durumda. O yüzden HDP değil, Demirtaş kimi işaret ederse HDP seçmeni o kişiye oy verir. Durum bu.
DEVA, Gelecek ve Saadet partililerin yüzde kaçı “CHP’nin adayını desteklerim” diyor?
Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin toplamı yüzde 5-5.5’e tekabül ediyor. BU toplamın yüzde 56’sı da doğrudan CHP adayına oy vereceğini söylüyor. Yüzde 20 kadarı yani 1 puan kadarı vermiyor.
Peki, cumhurbaşkanlığı soruları ile devam edelim…
Bu ay cumhurbaşkanlığı ile ilgili şöyle bir soru sorduk: “Seçim tek tur yapılır ve çatı aday olursa, aday ismi söylemeden Erdoğan’a mı yoksa muhalefetin ortak adayına mı oy verirsiniz?” “Kesinlikle Erdoğan’a veririm” diyen yüzde 38.
‘Muhalefetin adayının oranı yüzde 43’
Peki muhalefetin adayına destek ne çıktı ?
“Kesinlikle muhalefetin adayına oy veririm” diyenler ise yüzde 43’ü geçti. Yüzde 15’e yakın, “Emin değilim, muhalefetin adayının kim olduğuna göre değişir” cevabını verdi. Yüzde üç civarında da “Oy kullanmam” dedi.
Ne muhalefete ne de iktidara oy veren bu yüzde 3 kimlerden oluşuyor?
Muhtemelen AKP’den memnun olmayan, muhalefet deyince de tamamen solu anlayan yüzde 3’lük bir sağ kitle bu. Ancak günün sonunda bu nötr dağılır. Bir buçuk bir tarafa bir buçuk diğer tarafa gider.
‘Ekonomi, geçim sıkıntısı, işsizlik ve pahalılık’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyları neden düşüyor?
Türkiye’nin en büyük sorunlarının ilk dördü ekonomi çünkü… Liste şu şöyler: Ekonomi, geçim sıkıntısı, işsizlik, pahalılık. Bir ülkenin ilk dört sorunu böyleyse, o iktidar zaten oy kaybeder. Bu çok normal.
Vatandaş ekonomik krizden doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mı sorumlu tutuyor?
Evet. Bakın, parlamenter sistem varken, seçmen gözünde Erdoğan ile AK Parti arasında bir ayrışma vardı. Ancak şimdi tek başına yönetiği için artık ayrışma yok. Dolayısıyla AK Parti de yok. Seçmenin gözünde bir tek Erdoğan var ve iyi yapılan şey de kötü yapılan şey de Erdoğan’a yazılıyor.
‘İmamoğlu İstanbul’daki oyunu alıyor’
İmamoğlu’nun 6.5 puan gibi önemli bir fark ile önde olduğunu söylüyorsunuz. O halde İmamoğlu İstanbul seçimleri’ndeki oylarını mı alıyor?
Evet, kararsızları orantısal olarak dağıttımızda bu oran çıkıyor.
İmamoğlu demek ki AKP-MHP seçmeninden de oy alıyor anlamı çıkıyor öyle değil mi?
Evet. İmamoğlu zaten MHP seçmenin üçte birinden oy alacak. Bu oran Yavaş aday olursa biraz daha yükselecek. İlginç bir şey… Yavaş, İmamoğlu’na göre MHP’den çok daha fazla oy alıyor. Ancak İmamoğlu, İYİ Parti seçmeninde Yavaş’ı geçiyor, daha fazla karşılık buluyor.
Neden?
Hiç beklenmeyecek bir şey. İYİ Parti seçmeni aslında Türkiye’nin en muhalif seçmenlerinden.
‘Muhalefet çatı aday çıkarmalı’
Bu ne anlama geliyor?
Onlara iktidar vaat edildi. Partileri iktidara ortak oldukları halde iktidarı terk edip gelmiş milliyetçi seçmen var yarıya yakını. Yani eski MHP seçmeni. Bir de tabii İYİ Parti’nin içinde CHP’yi muhalefette yetersiz bulup İYİ Parti’ye gitmiş bir seçmen grubu var. İmamoğlu iki kez iktidarı yenmiş biri ve ona çok büyük hayranlık duyuyorlar. Zaten İmamoğlu öyle bir figür ki seçmenler için… Hem CHP’li hem, HDP’li hem, İYİ Partili…
DEVA ve Gelecek partileri gelecek seçimde kendi cumhurbaşkanı adaylarını çıkaracaklarını söyledi. Böyle bir durumda sonuç ne olur?
Bunu söylemek için çok erken. Bunlar söylenir, düşünülür ancak son kertede anketlere bakar ve ona göre karar verirler. Şu an hiçbir parti, “Biz cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağız” diyemez zaten.
Diyelim ki ayrı ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar… Cumhurbaşkanlığı ikinci tura kalırsa ne olur?
“Kesin kaybedilir” diyemem ama YSK’nın 23 Haziran kararını bile bile seçimi ikinci tura taşıyacak bir hamle büyük bir macera olur. Bu yüzden en ideali muhalefetin çatı aday çıkarması.
Partilere dönersek… MHP, AKP’den oy çalan bir partiydi. Şimdi ise tüm araştırmalar baraj altında kalacağını öne sürüyor. MHP neden artık kendisine oy kaydıramıyor? Yoksa kaydırıyor da AKP’nin oyları mı çok düşüyor?
24 Haziran’dan önce yaptığımız söyleşide “MHP sürpriz yapacak, AKP’den epey oy alacak” demiştim. Peki niye bu oyu alıyordu? MHP kendisini tam iktidar gibi konumlandırmamıştı. MHP’nin kendi teşkilatlarına da anlattığı şuydu: “Ben bir tane bile bakanlık, genel müdürlük, kadro istemedim. Aslında iktidarın içinde yokum. Ancak dış güçler, terör örgütleri var. Bunlar, iktidarı devirmek istiyor. Bu iktidar devrildiğinde yerine geçmek istiyorlar. Ben de buna izin vermiyorum ve hiçbir beklentim olmadığı halde devleti ayakta tutmak için rakibime destek oluyorum.” AKP’nin özellikle kırsal seçmeni de buna teşekkür ediyordu.
‘Seçmene göre Bahçeli, Erdoğan’dan daha muktedir’
AKP seçmeni teşekkür etmek için MHP’ye oy mu veriyordu?
Evet, hiçbir sıkıntısı olmadığı halde “Ben AK Partiliyim ama MHP’ye oy vereceğim” diyordu. Bir kısım AKP’li seçmenin de AKP’den şikayeti vardı, kopuyordu ama mahallesinin dışına çıkmadan MHP’ye oy veriyordu.
Peki bu oylar MHP’den neden gitti?
MHP’nin düşüşü özellikle EYT tartışmasından sonra başladı. Af yasası, AKP’den önce önergeleri reddediyor oluşu, MHP’yi iktidar partisi konumuna getirdi. Şu anda seçmen nezdinde Devlet Bahçeli, Erdoğan’dan daha muktedir gözüküyor. MHP’nin, hükümet iyi bir şey yapsa bile, ona da müsaade etmeyecek gibi bir imaj oluştu. MHP aşırı nobran, Bahçeli’nin tweet’leri çok aşağılayıcı ve kırıcı bulunuyor.
‘İYİ Parti ocak ayından beri 4.5 puan yükseldi’
AKP’den kopup daha sonra MHP’ye geçen, şimdi de MHP’den kopan bu oylar nereye gitti peki?
Bir kısmı İYİ Parti’ye gidiyor. İYİ Parti’nin ocak ayından beri 4-4.5 puan kadar çok ciddi yükselişi var. İYİ Parti özellikle güçlendirilmiş parlamenter sistem söyleminden sonra hem AKP, hem de MHP seçmeninden oy almış. CHP’ye de kaybettiği seçmenin bir kısmını da 24 Haziran’da geri aldı.
Niye İYİ Parti? DEVA ve Gelecek partilerini tercih etmeleri daha olası değil mi?
Oraya da gidiyorlar. MHP’yi ara durak yapmış seçmenlerin bir puan kadarı Gelecek Partisi’ne gidiyor. Zaten Gelecek Partisi toplam 2.5 puan kadar oy alıyor. 1 puan MHP’den, 1.5 puan da AKP’den.
‘DEVA Partisi’nin bilinirliği yüzde 46’ya yükseldi’
DEVA Partisi’nin oyu kaç peki ?
Yüzde 3 civarında. Burada ilginç olan, DEVA da Gelecek Partisi kadar AKP’den oy koparıyor. Yani bir buçuk puan. Ancak DEVA’nın bilinirliği geçen ay yüzde 24’lerdeyken, bu ay yüzde 46’lara çıktı. Ekonomi konuşulmaya başladığı zaman ise DEVA’nın AKP’den alacağı oyu tahmin bile edemiyorum. Çok çok yüksek bir oy alacak.
AKP ve MHP’den kopan bu kitle kimlerden oluşuyor?
Aslında her sınıftan var. Ancak en az, en yoksul olan kesim. Sürdürülebilir yoksulluk denilen cendereye giren seçmen kopmuyor. AKP iktidardan düştüğünde de yeni iktidar partisine oy verecek, devlete muhtaç yaşayan kesim bu.
‘AKP’de beyaz yakalı seçmen kalmadı’
En büyük kopuş hangi kesimde?
Esnaf, tüccar, sanayicide. Onun dışında AKP’de neredeyse beyaz yakalı seçmen kalmadı diyebiliriz.
Son dönemde AKP, İslamcı söylemi artırdı. Bu, kendi çekirdeğini sağlam tutma, DEVA ve Gelecek partilerine oy kaptırmama gayreti mi? Bölünme ve dağılmanın telaşı mı?
Evet, yeni partilere oy kaptırmama telaşından kaynaklanıyor. Aslında büyük bir hata yapıyorlar.
‘AKP’nin İslamcı söylemleri DEVA’ya yarıyor’
Niye?
İslamcı söylemler belki Gelecek Partisi’nin seçmeni nezdinde işe yarayabilir, her iki parti de daha mukadderatçı. Ancak AKP’nin İslamcı söylemleri DEVA’ya daha çok oy gitmesini sağlıyor. AKP’den memnun olmayan ve bir yere gidecek olan seçmen, zaten DEVA’nın hedeflediği kitle.
Kimdir bu kitle?
Bunlar, aşırı İslamist söylemden sıkılmış olan seçmenler. Bu AKP açısından temel bir stratejik hata. Bütün araştırmacıların temel bir hatası vardı. Diyorlardı ki, “AKP’nin içinde gerçek Müslüman, vicdanlı muhafazakarlar çok rahatsız. Bu grup, başka partilere geçecek.”
‘AKP’den rahatsız olan dindar kitle yok’
Siz neden katılmıyorsunuz bu yorumlara?
AKP’nin içinde çok muhafazakar olan herkes bin yıllık hayallerini yaşıyor. AKP’den çok memnunlar. Aksi olsaydı Saadet Partisi’nin oy patlaması yapması beklenirdi. İktidarı bir daha asla terk etmek istemiyorlar ki rahatsız olsunlar. Bu yüzden Türkiye’de AKP’den rahatsız dindar, Müslüman bir kitle yok. Bunlar hiçbir yere gitmiyor.
Bu durumda AKP’yi terk edenler muhafazakar esnaf, tüccar gibi kesimlerden değil, öyle mi?
Bunlar seküler seçmenmiş. Bundan sonra da ayrılanlar ekonomik nedenlerden dolayı ayrılacaklar. Ayrılanlar esnaf dedik. Zaten esnaf oldukları için hayatın olağan akışına göre seküler olması gereken kesimler.
‘Ayasofya Erdoğan’a oy getirmez’
Ayasofya’nın sürekli ibadete açılması cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy kazandırır mı? Erdoğan bu konuda geri çekilse de MHP bastırıyor…
Erdoğan’a oy getirmez. Ancak muhalefet itiraz etseydi oy getirirdi. Gri alanda kalan kararsız seçmenler yani “AKP’den memnun değilim ama muhalefet de sol, ikisine vermem” diyenlerden çok fazla oy akışı olurdu.
Cumhurbaşkanı ısrarla “Erken seçim yok” diyor. Halk ikna olmuş mu bu söyleme?
Vatandaş erken seçim bekliyor, ben hariç. Cumhurbaşkanı ve Bahçeli ne zaman “Erken seçim yok” deseler, bir hafta 10 gün sonra seçim açıkladılar. Bu kez o 10 günlük süre geçildi. İnsanlar hiç güvenmiyor yani. Son beş altı yıldır yapılan hiçbir seçimden sonra seçimden öncekinden daha iyi olamamış bir ülke Türkiye. Vatandaş bıkkın. Muhalefet de istemeyecektir erken seçimi.
‘İktidar da muhalefet de erken seçim istemez’
Yani iktidar da muhalefet de erken seçim istemiyor?
Hayır, ikisinin de işine gelmiyor. Her iki taraf için de şartlar oluşmadı.
Pek çok araştırmacı 2021’de erken seçim beklerken siz beklemiyorsunuz, niye?
2021’i şartlı düşünüyorum. Milletvekili kopuşları başlarsa, ki bunun sadece AKP ile sınırlı kalmayacağını düşünüyorum… MHP’den de milletvekili kopuşları bekliyorum. Bunlar olur ve Meclis çoğunluğunu kaybedecek kadar büyük bir furyaya dönüşürse, Erdoğan’a rağmen seçim bekliyorum. Ekonomi daha da bozulursa, muhalefet “Erdoğan nasılsa kazanamaz” noktasına geldiğinde seçime gidilir.
‘AKP’nin oyu yüzde 30’un altına düşmeyecek’
Bu durumda Erdoğan kazanabilir mi?
İki türlü de Erdoğan kazanamaz. Tabii AKP’nin tabanı yüzde 30 ve bu rakamın altına da hiçbir zaman düşmeyecek.
Neden düşmez, yüzde 30 kimleri kapsıyor?
Az önce bahsettiğim sürdürülebilir yoksulluk ve bir miktar yine sürdürülebilir zenginliği yaşayan kesimlerden ötürü. Mesela pandemi sürecinde AKP oy kaybetmedi ama kazanmadı da. Pandemi süreci belirsizlik olduğundan seçmen bekliyor. Ancak pandemi süreci bittiğinde bence dünyada değişmeyen lider neredeyse kalmayacak. Halkına çok iyi ekonomik destek verenler dışında…
‘AKP-MHP’yi yenen iki ititfak seçeneği var’
Vatandaşa birden fazla ittifak seçenekleri soruyorsunuz. Çıkan sonuçlara göre, kim kiminle ittifak yaparsa, AKP ve MHP ittifakını yeniyor?
İki iyi seçenek var. Bir tanesi, bütün sağ partilerin yani İYİ Parti, DEVA, Gelecek ve Saadet bir ittifak oluşturduğu, CHP’nin ve HDP’nin de sol blok oluşturduğu bir seçenek. Bu tabloda AKP ve MHP, Meclis çoğunluğunu kaybediyor.
Diğer seçenek ne peki?
En iyi seçenek yine İYİ Parti, DEVA, Gelecek ve Saadet’ten oluşan bir sağ blok. CHP ve HDP’nin de ayrı ayrı girdiği bir model. Bu durumda milletvekili sayısı biraz daha azalıyor fakat MHP ve AKP’nin oy oranı daha fazla düşüyor. CHP, HDP ittifakı konusunda… CHP’nin yerinde olsam bundan korkmam, HDP’nin yerinde olsam bu konuda ısrar etmem.
‘HDP kilit parti, ittifaka ihtiyacı yok’
Niye?
HDP’nin herhangi bir ittifaka ihtiyacı yok çünkü. HDP, her geçen gün barajın üstündeki oyunu artırmaya devam ediyor. Özellikle gençlerden, ortalamanın çok üzerinde bir oy alıyor. Hatta bu seçimde HDP 60, 65 milletvekiliyle iki ittifakın tam ortasında ne tarafa giderse orayı 300’ün üzerine taşıyacak şekilde kilit bir parti konumunda. O yüzden ittifak için ne ısrar etmesine, ne de “Beni ittifaka almıyorsunuz” diye alınganlık yapmasına gerek var. Bu seçmeninde de alınganlığa neden oluyor ve bu tavır, taban ittifakını çatlatacak bir etkiye doğru gider. Öte yandan CHP’nin de hem muhalefet hem de iktidar tarafındaki iki sağ blok karşısında HDP ile ittifak yapmaktan çekinecek hiçbir şeyi olmaması lazım
‘Anketçileri susturmak için bir kurum planlanıyor’
AKP ve MHP, seçim yasalarında değişiklik istiyor. Siyasi partiler kanunu ve seçim yasasını başkanlık sistemine uygun hale getireceklerini söyledi. 2014’ten beri cumhurbaşkanı olan Erdoğan niye şimdi seçim sistemini ve siyasi partiler kanunu değiştirmek istiyor?
Kaybettikleri için. Geçmişte kaybedenlerin yaptığı her şeyi yapmaya başladılar. Oy kaybettiler, “Oylar çalındı” dediler. Yeniden seçim yaptılar. Şimdi ne yapıyorlar biliyor musunuz? Anketçilerle ilgili RTÜK gibi bir kurum planlıyorlar.
Nasıl yani?
Şu sıra anketçileri denetleyen RTÜK gibi bir kurum oluşturma peşinde olduklarını biliyoruz. Böylece bizi susturmaya çalışacaklarmış.
‘Seçim kanununu değiştiremezler’
İktidar, seçim sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştirmek istiyor. Bunu yapmadan seçime gider mi?
Bu değişiklikleri yapmazlar. Yaparlarsa muhalefete de büyük kıyak yapmış olurlar.
Nasıl?
Arzuladıkları gibi bu yaptıkları değişikliklerle milletvekillerinin başka partilere geçişleri yasaklanırsa, grup kurma sayısı da 50’ye yükseltilse, ki bu sayede DEVA ve Gelecek partilerine İYİ Parti ya da CHP grubu veremeyecek… Dolayısıyla DEVA ve Gelecek partileri seçime giremezse, seçmen çok tepki gösterir. “Benim oy vereceğim partiyi seçime sokmuyorsun” der. O zaman da buna tepki olarak muhalefet, örneğin CHP bir aday çıkarır, geri kalan partiler onu destekler ve olay biter.
‘Dar bölge muhalefete yarar’
Peki ya dar bölge?
Olsun dar bölge. Atıyorum CHP, “Güneydoğu’da seçime girmiyorum” der, HDP, Güneydoğu’yu siler süpürür. HDP de “Büyükşehirlerde CHP’yi destekliyorum” der. Bütün büyük şehirlerde yerel seçimlerde olduğu gibi CHP birinci parti olur. İç Anadolu, Karadeniz gibi bazı yerleri de İYİ Parti’ye bırakırlar. 400’e, 200 biter seçim. İsterlerse yapsınlar. Bütün bu seçim sistemi, Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklikler, dar bölge vs… Bunların hepsi muhalafeti bir araya getirecek şeyler.