İnce'den Erdoğan'a: Mizah bir zeka ürünüdür, kimde varsa o kullanır
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Kastamonu'da vatandaşlara seslendi.
İNCE'NİN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:
Bu işi kadınlarla, gençlerle birlikte başaracağız. Kadının çalışmasının önündeki en büyük engel çocuk, her mahalleye bir kreş kuracağız. Sloganımız belli: Çocuk kreşe, kadın işe!
İkinci sloganımız: Her aileye bir ev, her eve maaş! Bunu birlikte başaracağız.
"SEÇİMİN GALİBİ SENSİN"
Az önce bir gazeteci bana dedi ki, seçimde ne olur bilemeyiz ama galibi sensin, hiçbir şey yapmasan bile Türkiye'nin yüzünü güldürdün.
Erdoğan diyor ki, şapkayla mitinge çıkıyormuşum, şapka nedir ki 3-5 TLye alırsın diyor. Şapkayı 3-5 TLye alırsın da, onun içindeki köylünün terini ne yapacaksın.
KIRAATHANE ELEŞTİRİSİ
16 sene sonra ne vaat edecek diye düşündüm, ben nanoteknoloji, uzay madenciliği, üretim, fabrika, çocuklara iş dedim, o kıraathane açacakmış. Dedim ki bunun yanında kesin FETÖ var yine kandırıyorlar. Bizi keklemeye çalışıyor, 16 yılın sonundaki projeye bak. Kastamonu'dan sesleniyorum, bedava kek yemek isteyenler oyunu Erdoğan'a versin, fabrikada iş isteyenler oyunu bana versin.
Atanamayan öğretmenler, ben sizi atamayacağım diyor, 1,5 milyon imam hatipli, sana iş bulmayacağım diyor, sizin için tek çözüm kıraathanede biraz kek bir de çay. İnternet bile yok, twitter yok, facebook yok, ona laf söylersin diye.
4 Mayıs'ta aday olduğumda, Türkiye'yi bir kucaklaştıralım, barıştıralım dedim, Rozeti çıkardım, Türk bayrağı taktım. Sonra Akşener'i, Karamollaoğlu'nu, Demirtaş'ı, Erdoğan'ı ziyaret ettim, başarılar diledim. Onların ihtiyacı yok ama hesaplarına 500 TL para yatırdım, Türkiye barışsın diye. Hakkari'de miting yaptık, İzmir marşını çaldık, herkesin elinde Türk bayrağı vardı. Erdoğan ise benim videolarımı kırpmış sadece Demirtaş kısmını almış. "Bakın bakın Demirtaş'a gitmiş" diyor. Ben doğru olanı milletin gözünün önünde yaptım, seni bile ziyaret ettim, sana katlandım.
Yalan üstüne yalan söylüyor! Tek partili dönemde 75 kişilik sınıfta okumuş, öyle diyor. Cumhuriyet 1923'te kuruldu, tek partili dönem 1950'de bitti. Erdoğan 1954 doğumlu. Doğmadan 4 sene önce ilkokula gitmiş. Böyle bir şey olabilir mi? Makine gibi saydırıyor, atıyor.
Türkiye garip bir ülke oldu. Dünyanın bütün ülkelerinde fakirler mutsuz, zenginler mutludur. Türkiye'de fakirler de zenginler de mutsuz. Zenginler gelecek göremiyorlar, malının mülkünün garantisi yok.
Erdoğan'ın döneminde millet kemer sıktı, benim dönemimde devlet kemer sıkacak devlet! Sarayda yaşıyor, 5 tane sarayı İstanbul'da var, şimdi de Marmaris'e saray yaptırıyor. Ben bu sarayı kullanmayacağım, engelli çocuklar tatile gidecek orada.
Meydanlara geliyor, 5 çocuk yap, normal doğum yap diyor. Sanane? Bakalım milletin ekonomik gücü var mı 5 çocuk için? Ben sizin çocuk sayınıza karışmam, doğum yöntemine karışmam. Benim görevim çocuk sayısını belirlemek değil, doğum yöntemini belirlemek değil, benim görevim çocuk bezindeki %18 KDV'yi düşürmek.
Erdoğan diyor ki "Biz iktidara geldiğimizde köpeklerin çektiği ambulanslar vardı." Ben 54 yaşındayım öyle bir şey görmedim. Sibirya ile ilgili bir film falan mı izledi acaba akşam?
"ERDOĞAN'IN YÜZDE 1 BİLE OY ALMAMASI LAZIM"
1.köprüyü Demirel yaptı. 2. köprüyü Özal yaptı. 3. köprüyü Erdoğan yaptı. Demirel'in yaptığı köprüden gidiş geliş 11 TL'ye geçiyorsun. Erdoğan'ın yaptığı köprü giderken 114 TL, giderken 114 TL toplam 228 TL. Bayramda İstanbula giderseniz Demirel'in yaptığı köprü bedava, Erdoğan'ın yaptığı köprü parayla. Bu Erdoğan'ın yüzde 1 bile oy almaması lazım. Demirel'in yaptığı köprünün geliri hazineye gidiyor, Erdoğan'ın köprüsünün geliri uluslararası şirketlere gidiyor.
Cumhuriyeti kuranların felsefesi 3 beyaz ve 3 siyahtı. Şeker, pamuk, un ve demir, petrol, kömür. Şeker fabrikaları çayın yanında keyif olsun diye yapılmadı, bebeler için yapıldı. Çocuklar ishalden ölüyordu o yıllarda, onlara enerji verecek bir şey lazımdı, o da şekerli suydu. Ey Kastamonulu, şeker fabrikalarını sattırma!
Camileri yıkıyorlar diyor, ben sordum doğruymuş. Bütün camileri deterjanla yıkıyoruz.
Erdoğan iktidara gelmeden önce buzdolabımız yoktu, yiyeceklerimizi ağaç kovuğuna saklıyorduk. Dalga mı geçiyor bu! Ben sıradan bir köylü çocuğuydum, bizim evimizde vardı ben gençken buzdolabı. Evet buzdolabı ile ilgili bir şey yaptın, içindekileri boşalttın.
APOLET TARTIŞMASI
Bir iftar yemeğinde Erdoğan beni eleştirirken paşa alkışlıyor, ben de dedim ki "Senin apoletlerini sökerim." Bana kızanlar varmış, ben lafımın arkasındayım kim ne derse desin geri adım atmam. Sen ayağa kalkmadı diye 5 sene hapse atacaksın sonra gelip bana laf söyleyeceksin.
Ben kavga etmeyeceğim, meydanlarda barış, uzlaşma, aş, iş, gelecek diyeceğim. Ama makara yaparım. Mizah bir zeka ürünüdür, kimde varsa o kullanır.
ERDOĞAN'A TELEVİZYON ÇAĞRISI
Kastamonu'dan çakma ekonomiste bir çağrım var. Madem ben çırağım sen ustasın, istediğin televizyon kanalına, istediğin zaman gel karşıma çık. Sizce gelebilir mi benim karşıma? (Hayır sesleri...) Eğer yüreği varsa, bilgisi varsa, ben hazırım. İstediğin kanalda ekonomi, dış politika tartışalım.
Bir oyunuzla cumhuriyetin kaderini, çocuğunuzun kaderini değiştirebilirsiniz. Bir çivi bir nalı kurtarır, bir nal bir atı kurtarır, bir at bir yiğidi kurtarır, bir yiğit memleketi kurtarır.
Buradan İstanbul'a gidiyorum, 01:00'de mitingim var. Yandaş medyaya sesleniyorum, son haftayı kanalların önünde geçireceğim, bakalım o zaman ne yapacaksınız. Bu gece saat 1'de bakalım hangisi verecek mitingi göreceğiz. Merak etmeyin, benim cumhurbaşkanlığımda siz de özgürleşeceksiniz. Ama şu kadarcık utanma duygunuz varsa gelmeyin ziyarete beni.