Mehmet Metiner: 'Süleyman Soylu yokken ben buradaydım. Ben Reisçiyim...'
AKP'li eski vekil Mehmet Metiner, CNN Türk'te İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaşadıkları tartışmaya ilişkin yeni bir açıklama yaptı.
GERÇEK GÜNDEM - CNN Türk'te Semiha Şahin'in sunduğu CNN Türk Masası programında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile tartışan AKP'li eski vekil Mehmet Metiner'den yeni açıklama geldi.
Metiner, Süleyman Soylu tartışmasıyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamayı şu notla paylaştı:
"SOYLU TARTIŞMASINA DAİR
Cumartesi akşamı CNN Türk’te katıldığım programda asla partimi ve hükümetimi eleştirmedim.
Tam tersine her zamanki gibi yüreklice savundum."
AKP'li Mehmet Metiner'den Süleyman Soylu'ya: 'Şamar oğlanı mıyız, böyle hükümet anlayışı olamaz'
Metiner sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Cumartesi akşamı CNN Türk’te katıldığım programda asla partimi ve hükûmeti eleştirmedim. Tam tersine her zamanki gibi yüreklice savundum. Süleyman Soylu’nun adını anmadığım gibi kendisine ve bakanlığına yönelik bir eleştiride bulunmadım. Benimkisi FETÖ bulaşığı isimler konusunda her zamankinden daha duyarlı ve dikkatli olunması gerektiğine dair yaptığımı kardeşane / dostane bir uyarıydı" görüşünü savundu.
Gerilim artıyor! Süleyman Soylu'dan Mehmet Metiner'e ayetli yanıt
Metiner açıklamasında şunları kaydetti:
Dediğim mealen şuydu:
"Bize de ulaşan bazı isimler oluyor, listesini iletebiliriz"
“FETÖ’cüler bukalemun gibidirler. Her kılığa girerler. Nedamet gösterisiyle kendilerine yeni bir alan açabilirler. Tekrar bizi kandırabilirler. Bakınız ordu içinde hâlâ bazı komutanlarımızın yaverlerinin FETÖ’cü oldukları yeni belirleniyor. Geçmişte FETÖ ile bir ve beraber olmuş veya bir biçimde o ittifak sistemi içinde yer almış kişiler konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bürokrasinin her alanı önemlidir ama özellikle silahlı bürokrasi (ordu ve emniyet) çok önemlidir. O yüzden geçmiş ilişkiler titizlikle araştırılmalıdır. Bize de ulaşan bazı isimler oluyor. Arayıp sorarlarsa isim listelerini iletebiliriz Ben Millî Savunma ve İçişleri Bakanlığımızdaki yetkili arkadaşlarımızın bu tür seçimler, tayin ve terfiler konusunda duyarlı olduklarına inanıyorum. Buradan kılı kırk yaran daha bir duyarlılık sahibi olmalarını salık veriyorum. Çünkü bir delikten iki defa ısırılırsak veya tekrar kaldırıldık dersek inandırıcı olamayız”
"Soylu’nun hangi müşavirlerle çalıştığına bakılırsa ne dediğim anlaşılır"
Bu sözlerimi kim Soylu Bakana, ne şekilde aktardı bilmiyorum. Ama Bakanlık Müşaviri sıfatını taşıyan karakter yoksunu birinin şahsıma dair attığı tweet o kişinin kim olduğunu ortaya koyuyor. Soylu’nun hangi müşavirlerle çalıştığına bakılırsa ne dediğim anlaşılır. FETÖ’nün bize yaptığının aynını yapan o müşavir müsvettesini Reis’e ve partimizin yetkili kurullarına ve bir de aziz milletimize havale ediyorum.
Bakanın kendisine verilen yanlış ve art niyetli bilgiyi doğru kabul edip canlı yayına bağlanması, bağlanır bağlanmaz şahsıma karşı aynı parti çatısı altında siyaset yapmanın getirdiği hukukla bağdaşmayan bir üslupla ve öfkeyle suçlamalar getirmesi hiç hoş olmadı.
"Keşke bağlandığında doğrudan suçlama yoluna gitmeden önce teyit alsaydı"
Keşke bağlanmadan önce cep telefonumdan yazsaydı, ben kendisine olayın aslını ve ne dediğimi açıklardım. Keşke bağlandığında doğrudan suçlama yoluna gitmeden önce ne dediğimi veya kendisine iletilenleri dediğimi demediğimi sorup teyit aldıktan soran o kendine bakanlık kurumuna yakıştıramadığım öfkeli ve sağduyudan yoksun sözlerimi üzerime boca etmeseydi. Kendi adıma üzüldüm.
"Ben de kendimi bildim bileli ölüm tehditleriyle yaşıyorum"
Partim adına, davamız adına üzüldüm. Kendini övere söze başlamasına üzüldüm. ‘Risk içinde yaşıyorum!’ diye başlayan cümleler kurması üzüntü vericiydi. Ben de kendimi bildim bileli ölüm tehditleriyle yaşıyorum. Bu konuşulacak bir konu mu?
"Soylu Bakanın partimi ve Reis’in hükûmetini bana karşı savunur gibi yapıp suçlamalar yapması çok ağrıma gitti"
Üzüldüm, zira o şekilde eleştirdiği bendeniz Soylu yok iken de bu davanın içinde olan biriyim. Reis’e sadakatimi de partimin hukukunu korumak konusundaki hassasiyetimi de herkes bilir. Başkaları gibi ihanet etmedim. Dünyalık mevkilerle tamah etmedim. Vekil gösterilmeyince gönül koymadım. Eskisinden daha fazla çalıştım, çalışıyorum. Soylu Bakanın partimi ve Reis’in hükûmetini bana karşı savunur gibi yapıp suçlamalar yapması çok ağrıma gitti.
Daha da ağrıma giden ve beni ziyadesiyle üzen Soylu yandaşları olarak bilinen troller şahsıma yönelik itibar suikastine girişmeleriydi. Beni HDPPKK’lı ilan eden o soysuzları Allah’a ve milletimize havale ediyorum.
"Geçmişte FETÖ konusunda uyarılarda bulunanları düşman bellerdik"
İçişleri Bakanlığı doğası gereği terörle mücadele eden bir bakanlıktır. Hiçbir bakanın terörle şöyle mücadele ediyorum, ölüm riskiyle karşı karşıyayım deme hakkı yoktur. bU sözler üzerinden kendini dokunulmaz- ilişilmez kılmaya hakkı yoktur. Biz de ölümüne terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. FETÖ ile PKK ile. Hepsinin de ölüm listesinde olduğumuzu bakanın kendisi bilir.
Geçmişte FETÖ konusunda uyarılarda bulunanları düşman bellerdik. Kadrolaşmalar konusunda bizi uyaranlara kızardık. 15 Temmuz’dan sonra kaç valinin ve emniyet müdürünün görevden alınıp içeri tıkıldığını Soylu Bakanımıza hatırlatmama gerek var mı? Kurumsal taassuba gerek yok. Öfkeyle saldırmaya da. Velev ki söylenenler yanlış bile olsa geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden dolayı denilenleri tahkik etmek veya uyarılar kulak vermek bizi daha da yüceltmez mi?
"Ölümüne Reisçiyim"
Defalarca söylediğim bir hususu belirtmek isterim ki ben ölümüne Reisçiyim. Reis’ten dolayı AK Partiliyim. AK Partimizi kendimce savunmaya devam ediyorum. Yeri geldiğinde uyarılarımı da yapmaktan geri duymuyorum. AK Parti’yi ve Reis’i bu şekilde savunmamda rahatsızlık duyanlar, kendi statülerini ve statükolarını korumayı dava anlayışımızın üstünde görüp uyarılarımızdan rahatsızlık duyanlar bilsinler ki biz evin oğluyuz. Ne bırakır ne gideriz ne ihanet ederiz ne de şahsi statülere boyun eğeriz.
Bugüne kadar Reisime ve partime zarar verecek söylemlerin içinde olmadım. BUndan sonra da olmam. Partimizin içine şahısçılık fitnesi sokmaya çalışanlar bilsinler ki biz başarılarından dolayın en önemlisi aynı davanın çatısı altında bulunmaktan dolayı her bir kardeşimizi değerli bilir, destekleriz. Lakin itaatimiz de sadakatimiz de Reis’edir.
Şu an partide görevli değilim. Vekil değilim. Kendi tarzımca partimizi savunuyor ve Reis’in başarısı için çabalıyorum. Sahadayım. Her yerdeyim .
Başarılarını takdir ettiğim Soylu Bakanımız keşke zaafına yenik düşüp öyle bir tartışma / kavga görüntüsüne oluşmasına sebebiyet vermeseydi.
"Ben beklediğiniz fitnenin figüranı olmam!"
Ve keşke adına hareket eden o itibar suikatçılarının siyaseten kendine verdiği zararı görüp tavır koyabilse diyorum. Benim trollerim yok. Mensup olduğum bir cemaat, dernek, vakıf ve tarikat yok. Sağolsunlar seven dostlarımız var. Dava ve partili arkadaşlarımız var. 15 yaşımızdan beri verdiğimiz mücadeleyi bilim sevenlerimiz var. Hepsinden ricam bu tartışmada öteki trollerin yaptığını yapmamalarıdır. Birimizin itibarı diğerinin itibarıdır. Partimizin içine fitne sokmak isteyenlerin oyununa gelmemeliyiz. Şahıslar adına tavır almak ve şahısçılık yapmak dava anlayışımızla asla bağdaşmaz.
O pusuda bekleyenlere sesleniyorum. Ben beklediğiniz fitnenin figüranı olmam!"