Nurettin Sözen'den çarpıcı iddia: Zülfü Livaneli ile arasındaki konuşmayı yıllar sonra açıkladı!
1989-1994 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan tecrübeli isim Nurettin Sözen, yıllar sonra yaptığı açıklama ile Zülfü Livaneli'nin adaylığını anlattı.
1989-1994 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Nurettin Sözen, yıllar sonra çarpıcı açıklamalarda bulundu. Zülfü Livaneli'nin 1994 seçimleri öncesi kendisine "Benden belediye başkanı olur mu yahu? Benim için ideal belediye başkanı sizsiniz" dedikten 5-10 gün sonra aday olduğunu iddia etti.
Söz konusu iddiayı Sözcü'ye anlatan Sözen, şunları kaydetti:
ZÜLFÜ LİVANELİ NASIL ADAY OLDU?
* Bu arada benim yerime aday olan Zülfü Livaneli’yle ilgili bir olay yaşadım. 20 sene söylemedim artık söylememde bir sakınca yok. Abidin Dino'nun Bebek'teki cenaze töreninde yanıma Zülfü Livaneli geldi.
* “Hocam birtakım dedikodular var benim aday olacağıma dair. Ben bir gün devlette çalışmadım, bir gün sivil toplum örgütünde çalışmadım, bir gün siyasi partide çalışmadım. Benden belediye başkanı olur mu yahu? Benim için ideal belediye başkanı sizsiniz” dedi. Bu sözden 5-10 gün sonra Karayalçın'a yakın bir milletvekilinin evine siyaset konuşmak için uzlaşmak için gittiğini öğrendim. Ve sonra o aday oldu.
Livaneli, 1994 yerel seçimlerinde SHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu. İlhan Kesici (ANAP), Recep Tayyip Erdoğan (RP) ve Bedrettin Dalan’la (DYP ) yarışan Livaneli, yüzde 20.30 oy oranıyla üçüncü oldu. Erdoğan ise yüzde 25.19’luk oranla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
PROJELERİMİ KENDİLERİ YAPMIŞ GİBİ ANLATIYORLAR
Sözen kendi dönemi için sık sık dillendirilen “İstanbul'da su yoktu, insanlar susuz kaldı” eleştirisi için ise şunları söyledi:
* Su meselesi çok ilginç, yani bu bir kader. Dünyadaki büyük kentlerin büyük bir kısmı nehirlerin üzerine kurulmuştur veya denizden yararlanmaktadır. Türkiye’de ise baraja dayalı. Kuraklık olduğunda büyük sıkıntılar yaşanabiliyor.
KİMSE SUSUZ KALMADI
* Arabanızı yıkamayın, musluğunuzu kapatın gibi bir sürü önlemler aldık. Onun haricinde bilim kurulu topladık, İTÜ, İstanbul Üniversitesi… Ne kadar bu konularda sözü olan insan varsa hepsini davet ettik. Projeler ürettik. Kimse susuz kalmamıştır. Her ilçe için akıl almayacak derecede güzel verimli projeler uygulanmıştır.
* Mesela ta 50’li yıllarda bir Boğaziçi geçişi vardır, ikinci geçişi biz Haliç’e yaptık Beyoğlu bölgesi için. Bir sürü bağlantılarla hatta kuyular açarak su ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır. Bu bir doğa olayıdır nitekim iki tane proje doğurmuştur bu susuzluk. Biri Istıranca dereleridir.
BENİM DE KATKIM OLDU DİYEBİLİRSİN AMA…
* Yüzde 95'i bitmişti projenin. Yedi deredir, birisi yüzde 100 bitiyor, birisi yüzde 90, birisi yüzde 80. Bitiş düzeni buydu. Parlamentoda da bunu tartıştık. Erdoğan’a da söyledim. Çok ayıp bir şey. “Benim de katkım oldu, ben de yüzde 10 ölçüde katkıda bulundum” diyebilirsin ama Istıranca derelerinin temelinin ne zaman atıldığı ortada. Fotoğraflar var, resimler var, arşivler var.
SON AÇIKLADIĞIM PROJE: MELEN
* Sazlıdere Barajı’nı Devlet Su İşleri’ne bıraktık. Istıranca derelerini İSKİ’ye bıraktık. Yani bir su olayı yaşadık doğru ama Allah'a çok şükür hiçbir kesim, hiçbir ilçe çok büyük sıkıntılar yaşamadı. Onun karşılığı olarak da bulutların bombalanması dahil Istıranca dereleri projelerini yaptık.
* Son olarak onu söyleyeceğim. Ayrılmaya altı ay kala son açıkladığım proje Melen projesidir. İstanbul’un 2050’ye kadar ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasitede bir olaydır. Nitekim 3-5 yıl evvel bir susuzluk tehlikesi oldu. İlk defa yönetim Melen’den bir miktar su almaya başladı.
ÖNEMLİ OLAN SORUNLAR KARŞISINDA NE YAPTIĞIN…
* Su dediğimiz zaman düşünün Melen Projesi bize ait, Istıranca Dereleri bize ait, Sazlıdere bize ait. Sonra kent içindeki kuyular, şantlar birbirine bağlamalar vs. bir de Yalova'dan su taşıma. Tankerle su taşıma düşünebiliyor musunuz? Önemli olan bu su olayının karşısında ne yaptın bu sorunun cevabını vermek.
DERELERİN İÇERİSİNE BİNALAR YAPTILAR
* Tıpta bir şey var. Olması gerekenden az olursa hippo, olması gerekenden fazla olursa hiper derler. Biz böyle bir hippo olayıyla karşılaştık. Yağmur yağmadı, suyumuz azaldı. Peki, çok yağmur yağdığı zaman? Çok yağdığı zaman dünya kadar ölümler oldu. Ve siz onları derelerin içerisine binalar yaparak derelerin yollarını su yollarını kapatarak engelleyerek neden oldunuz. Bizim yağmur yağması konusunda dua etmekten başka ve biraz evvel saydığım önlemleri almaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktu.