'Kılıçla değil hukuk ve adaletle barışı sağlayacağımızı öğrenecekler'
Diyanet Başkanı Erbaş, bayram namazı için de eline kılıç aldı. CHP’li Antmen, “Kılıçla değil adaletle barışın sağlanacağını öğrenecekler” diye konuştu.
MUSTAFA Kemal'in imzasıyla müzeye çevrildikten 86 yıl sonra Danıştay'ın kararıyla camiiye dönüştürülen Ayasofya'da Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kılıçlı gösterisi bayramda da sürdü.
Ayasofya'da kılınan ilk namazda elinde kılıçla minbere çıkan ve hutbe okuyan Erbaş, caminin müzeye dönüştürülmesine "lanet" okuduktan sonra tepkilerin odağına yerleşti.
Muhalefet, Erbaş'ın kılıç kullanıp lanet okumalarına karşı özür dilemesini talep ederken Erbaş ise yeniden eline kılıç aldı. 86 yıl sonraki ilk bayram namazında hutbe okuyan Erbaş, elindeki kılıca rağmen herkes için sağlık dilemekten de geri durmadı.
Erbaş, "Sizleri bayram süresince kurban kesiminde, ziyaretleşmede, bilhassa trafikte anlayışlı ve sabırlı olmaya davet ediyorum. Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kaza ve beladan muhafaza buyursun. Salgın hastalıklardan, savaş ve acılardan halâs eylesin. Nice bereketli bayramlarda buluştursun. Allah'ın selamı, rahmeti, ikram ve inayeti üzerimize olsun” dedi.
Erbaş'ın kılıç inadına TBMM Adalet Komisyonu Üyesi, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen tepki gösterdi.
Antmen, "Kılıçla değil hukuk ve adaletle barışı sağlayacağımızı öğrenecekler. Her şeyden önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da bir kamu görevlisidir. Maaşı, Atatürk'ün kurduğu devletin halktan topladığı paralarla ödeniyor. Bunun bilincinde olarak konuşması ve eline kılıç almaması gerekir" dedi.
YETİM HAKKI SARAY’DA YENİRKEN KILIÇ NEREDEYDİ?
Erbaş'ın istifa etmesi gerektiğine yönelik taleplerini yineleyen Antmen, BirGün'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Ali Erbaş hangi ülkenin Diyanet İşleri Başkanı? Türkiye'nin olmadığı kesin. Konuşmaları hem tarihimize hem halkımıza hakaret… Ayrıca hutbeye gene kılıçla çıktı. Erbaş bir kamu görevlisi... Kanunun neresinde yazıyor bu? Ülkeler kılıçla değil adaletle ve hukukla yönetilir.
Erbaş'ın kılıcı Ensar'da çocuklara tecavüz edilirken, kadınlar öldürülürken, babalar çocuğuna pantolon alamadığı için işsizlikten intihar ederken, emekçiler kar hırsına iş cinayetlerine kurban edilirken, devleti yolsuzluk ve rüşvet sarmışken, Kuran ile 'Bakara makara' diye alay edilirken, yetimin hakkı saraylarda yazlık köşklerde yenirken neredeydi? Erbaş'ın kılıcı bunlar olurken ne yapıyordu? Kendisi bir devlet memuru olan Ali Erbaş kime ne mesaj vermek istiyor bunu açık ve net olarak açıklamalıdır. Eğer derdi Cumhuriyetimiz'le ise bunu bilmek Cumhuriyetimize ve demokrasimize âşık halkımızın en doğal hakkıdır."