'Bu iş biraz kurcalansa Yüce Divanlık iki olay çıkar'

Emin Çölaşan: Bu iş biraz kurcalansa, sanırım altından Yüce Divanlık iki dosya çıkar ve sorumlular adalet önünde hesaba çekilir…

'Bu iş biraz kurcalansa Yüce Divanlık iki olay çıkar'

Türkiye'nin Rusya'dan aldığı ve aaktif edilmesi sürekli ertelen S-400 savunma sistemi ve ABD ile yapılan F-35 anlaşmasını hatırlatan Sözcü yazarı Emin Çölaşan, "Yüce divanlık iki olay" başlıklı yazısında her iki olayda da kamuoyuna bilgi verilmediğini yazdı.

"Bu iş biraz kurcalansa, sanırım altından Yüce Divanlık iki dosya çıkar ve sorumlular adalet önünde hesaba çekilir…" diyen Çölaşan'ın yazısı şöyle:

Sevgili okurlarım askeri harcamalara büyük önem veren, bu amaçla haddi hesabı olmayan paralar ödeyen Türkiye'nin başına şimdi yeni iki iş açılmış durumda…

İlki S-400 hava savunma füzeleri.

Uzun görüşmeler sonrasında bunları Rusya'dan satın aldık.

Üretilmesi, ince hesapların yapılıp bitirilmesi ve kurulması doğal olarak uzun bir süre gerektiriyordu.
Rusya ile anlaşma süreci 2017 tarihinde başlamıştı.
Karşılığında Rusya'ya tam 2.5 milyar dolar trink para ödedik.

★★★

İki ülke arasında yapılan anlaşma uyarınca, sistem aylar önce hizmete sokulacaktı.

Sonra bir baktık ki yerli ve yabancı medyada haberler çıkmaktadır!

“Korona salgını nedeniyle sistemin işlerlik kazanması nisan 2020'ye ertelenmiştir.

Korona salgını ile S-400 füzelerinin ne gibi bir ilgisi olduğunu gerçi kimse anlamamıştı ama beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.

Bunlar olurken Rusya'ya peşin ödediğimiz 2.5 milyar doların faizi tıkır tıkır çalışıyor ve Rusya'ya yarıyordu.

★★★

Bu süreçte gerek NATO ve gerekse ABD, Türkiye'nin bu alımı yapmasına ısrarla ve defalarca karşı çıktı. Nedeni:

“Gerektiğinde bu füzelerle hem bizim uçaklarımızı, hem de bizi bile vurmak mümkün. Bu alışverişten derhal vazgeçmelisiniz.”

Bizi yönetenler ise tınmıyordu.

Söyledikleri her zaman olduğu gibi şöyle idi:
“Siz bizim işimize karışamazsınız. Biz istediğimizi yaparız!”

S-400 savunma sistemi Yunanistan, İran, Suriye, Mısır gibi ülkelere karşı kullanılacaktı ama bunu NATO ve ABD'ye anlatmak mümkün değildi.

★★★

Bakınız…

Devlet olarak savunmamızla ilgili bir alışveriş yapmışız…
Ve üstelik bu iş için satıcıya 2.5 milyar dolar para ödemişiz.
Bu para bizim ceplerimizden çıktı.
Şimdi ise geriye doğru baktığımızda bu füze sistemiyle ilgili pek çok şeyi bilmiyoruz.

-Bunlar Türkiye'ye getirildi mi?
-Kuruldu mu?
-Kuruldu ise ne zaman işlerlik kazanacak?

★★★

Bu konu Meclis'te de uzun uzun tartışıldı.
Özellikle muhalefet milletvekillerinden sert eleştiriler geldi. O kadar ki, “Sistem çalışmayacaksa, bu demektir ki Türkiye dünyanın en pahalı hurda deposunun sahibi olmuştur” denildi.

Bazı milletvekilleri espri yaptı…

“Eğer çalışmayacaksa bunları kesip biçelim, yontalım ve soba borusu olarak kullanalım!”

İktidar kesimi ise bu konuda gelen eleştirilerin hiçbirine tutarlı bir yanıt veremedi.

S-400 olayı şu anda bile karşımızda büyük bir “Meçhul” olarak duruyor.

Bilinen tek şey, Rusya'ya ödenen 2.5 milyar dolar.

Dua edelim de buharlaşıp uçmasın!

★★★

Sevgili okurlarım, iş bununla da bitmiyor…

Bir de ABD'den satın almayı planladığımız son model F-35 jetler var.

ABD ile bu konuda uzun görüşmeler yapıldı…

Ve sekiz adet F-35 için anlaşma imzalandı.

Karşılığında ABD'ye bir milyar 250 milyon dolar trink para ödendi.

Uçaklar artık bizim malımız olmuştu…

★★★

Ancak ABD bu konuda da su koyuvermeye başladı.

S-400 sorunu çözülmezse üretimi biten F-35'leri Türk ordusuna teslim etmeyeceğini açıkladı…

Ve dediğini aynen yaptı!

Uçaklara el koyarak bunları ABD Hava Kuvvetlerine devretti.

Recep Bey çok kızmıştı, gerekirse dava açacağımızı söyledi!

İyi de, bu uçakların bedeli olan 1 milyar 250 milyon doları peşin ödemişti.

O paradan da ses yok!

★★★

Şimdi şu tabloya bir kez daha göz atalım!

2.5 milyar dolar artı 1 milyar 250 milyon dolar eşittir 3 milyar 750 milyon dolar.
Biz Türkiye olarak bu iki alım için bu parayı ödedik…

Ve ilki depolarda yatıyor, ne olacağı bilinmiyor.
İkincisinde uçaklara el kondu!
Yav arkadaş bu nasıl iştir?
Türk Milletine her gün masallar okuyanların ağzı bu konularda hiç açılmıyor.

★★★

Bu para petrol zengini hırsız Katar'ın, ya da Suudi Arabistan'ın parası değil.

Ama bizi yönetenlere kimse bu hesabı sormuyor, kimse işin üzerine gitmiyor.

Bu iş biraz kurcalansa, sanırım altından Yüce Divanlık iki dosya çıkar ve sorumlular adalet önünde hesaba çekilir…

Zira sorumsuzluğun bu kadarını ancak adalet ve yargı paklar.

Etiketler
Emin Çölaşan Lula