CHP'li Fethi Gürer: Açıklanan hileli ürün rakamları devede kulak bile değil!
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım Bakanlığı’nın ifşa ettiği hileli ürünler ile bu ürünleri piyasa süren firma sayısının, gerçekte var olanlarla kıyaslandığında "devede kulak" bile etmeyeceğini söyledi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım Bakanlığı’nın ifşa ettiği hileli ürünler ile bu ürünleri piyasa süren firma sayısının, gerçekte var olanlarla kıyaslandığında "devede kulak" bile etmeyeceğini belirterek, sürekli denetimler yapılması halinde binlerce parti taklit ve tağşiş ürün tespit edilebileceğini söyledi.
Gürer, sadece tüketicilerin yaptığı ihbarlarla değil, gerçek manada sürekli denetimler yapılması halinde binlerce parti taklit ve tağşiş ürün tespit edilebileceğini belirtti.
Taklit ve tağşiş ürünlerin yeterince denetlenmediği, denetimlerde uygunsuz olduğu ortaya çıkan ürünler ve bu ürünleri piyasaya süren firmalarla ilgili cezaların caydırıcı olmadığını ve bu nedene ülkemizde gıda terörünün adeta tavan yaptığını belirten Gürer, konuyu, kanun teklifleri, soru önergeleri ve Meclis Araştırma Önergeleriyle defalarca kez TBMM gündemine taşıdığını da sözlerine ekledi.
“Bitki çaylarında ilaç etken maddesi”
Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı ifşa listesine göre, süt ve süt ürünlerinde bitkisel yağ ve nişasta, et ve et ürünlerinde ise kanatlı eti, sakatat, at eti ve tek tırnaklı etinin belirlendiğine dikkat çeken Milletvekili Gürer, şunları söyledi:
“Alkollü içkilerde ‘tersiyer butil alkol’, alkolsüz içeceklerde ise ilaç etken maddesi bulunurken, ballarda prolinmiktarı yetersiz çıktı, fruktoz tespit edildi."
"Baharatlar ile bitki, çay ve kahve ürünlerinde boya saptanırken bir bitki çayında da ilaç etken maddesi olduğu belirlendi. Zeytinyağlarında tohum yağları olduğu görüldü, çikolatalar, enerji içeceklerinde ve takviye edici gıdalarda ilaç etken maddesi olduğu saptandı."
“Et ürünlerinde at eti”
“2006 yılında Resmî Gazetede dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu imzası ile at ve domuz eti kasaplık hayvan eti sayıldı. Bu nedenle kasap at ve domuzu kesip satabilir. Buradaki sorun at ve domuz etinin dana eti diye satılması. Eğer etiketinde domuz ve at eti karışımı olduğunu belirtirse suç değil. Bu nedenle konu iyi anlaşılmıyor. Bir de gençlere zararlı katkılı enerji içeceği var ki bu bağlamda daha sıkı denetim şart."
“Ülkede kaçak rakı kullanımı patlamış durumda”
“Bakanlığın kaçak ürünlerle mücadele edecek kadrosu yok. Ülkede kaçak rakı kullanımı patlamış durumda, sürekli zam ve vergi ile fiyat katladı. Bütçeye külfet ama vatandaş 'alkol' kullanımından vazgeçmedi.
"Bakanlığın kaçak ürünlerle mücadele edecek kadrosu yok"
Kendi üretiyor ve çok sayı da kaçak rakı tüketimi ile can kaybı oldu, oluyor. Bakanlığın bu anlamda kaç denetimi var? Yurt dışından getirilen kaçak çay gibi ürünleri piyasa da belirleyip kaçına denetim yapıldı? İhbar olmasa sorunlu ürün tespit edilemeyecek. Taklit, tağşiş kadar sahte ürünle, kaçak ürünle de mücadele edilmelidir."
“Ne yiyip içtiğimizi bilmiyoruz”
Gıda terörünün Türkiye’de her geçen yıl biraz daha arttığına vurgu yapan CHP’li Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu olumsuz tablo öyle bir hal aldı ki, insanlar ye yiyip içtiğini bilmez hale geldi. Cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle ceza almasına rağmen, taklit ve tağşiş ürün üretmeye ya da piyasaya sürmeye devam ediyorlar.
"Merdiven altı işletmeler çoğalıyor"
Çoğunluğu kaçak olan bu atölyelere sağlıksız bir şekilde üretilen ürünler ne yazık ki piyasaya sürülüyor. Olması gerekenin çok altında fiyatla piyasada yer bulan bu ürünler ise alım gücü düşük olan vatandaşlar tarafından tercih ediliyor.
İçeriği bilinmeyen, etiketi olmayan, yerel üreticiye ait olmayan ürünlere dikkat edilmelidir. Kaçak üretim yerli ve yerel üretime de zarar veriyor. Doğru çalışan üretici ciddi zarar görüyor. Etiket okumadan, üretim şekli öğrenilmeden ürün alınmamalıdır.
“Denetimler yetersiz”
Bakan’ın yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre, daha çok tüketicilerin yaptığı ihbarlara göre denetim yapılıyor. Piyasada o kadar çok taklit ve tağşiş ürün, hileli gıda var ki, Bakanlığın denetim ekibinin bunların tamamını denetleme şansı yok. Belediyeler bu konuda yeniden yetkilendirilmelidir. Çünkü denetim yapan ekip sayısı çok az.
Şayet denetim kadrosu yeterli olsa ve gerçek manada denetim yapılabilse, bugün açıklanan rakamların çok üstünde ürünün varlığı da ortaya çıkmış olurdu. Binlerce yerde gıda ürünü satılıyor, içeriği ne olduğu bilinmeyen ürünler piyasada var ancak bazı firmalar da daha çok kazanmak adına daha düşük üretim için hilelere yönelebiliyor.
Bakanlığın açıkladığı liste dışı günlük ve evde tüketilen her ürün esasen sık denetim sağlanıp ağır cezalar uygulanmalı, dürüst üretici de korunmalıdır.”