Kılıçdaroğlu: Eğer böyle bir dil kullanan olursa CHP'de tutmam
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi İmam Hatipliler Derneği Üyeleri ile videokonferans toplantısında bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi İmam Hatipliler Derneği üyeleriyle görüşmesinde "Milliyetçi, muhafazakar kesim ile CHP arasında mesafe doğmuş ise bunun sorumluluğu CHP’ye aittir. Bugüne kadar oluşan mesafenin büyümesi CHP’nin kurduğu yanlış politikalardan. Şimdi CHP’nin yaptığı her kesime ulaşmak. Biz o duvarları yıkacağız. Kararlıyım" dedi.
Kılıçdaroğlu, imam hatiplilerden gelen Ankaragücü maçı davetine de olumlu yanıt verirken, “Mansur Başkanı da alırız” dedi.
Kılıçdaroğlu, Milliyetçi İmam Hatipliler Derneği üyeleri ile videokonferans toplantısında bir araya geldi.
Toplantıya Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fethi Açıkel, PM Üyesi Deniz Demir ve CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan da katıldı. Görüşmede Kılıçdaroğlu'na da Türk Bayrağı ve Kur'an-ı Kerim hediye edildi. Kılıçdaroğlu da Dernek üyelerine Türk ve Azeri bayraklarını hediye etti.
Milliyetçi İmam Hatipliler Derneği Başkanı Ersin Şimşek, üyelerinin Kılıçdaroğlu ile görüşürken çekince yaşandığını belirterek, “Acaba başımıza bir iş gelir mi? Fişlenir miyiz? Gelecekle alakalı problem yaşar mıyız?’ dediler. Bu kaygıyı yaşadılar. Bugün böyle bir kaygının yaşanması bizi altüst etti” dedi.
Kılıçdaroğlu imam hatiplilere kendisine istediği soruları sorabileceğini belirterek, “Bu soruyu sorarsam Genel Başkanı üzer miyim?’ diye düşünmeyin. CHP’ye yönelik bir algı ve CHP tabanının da imam hatiplilere yönelik bir algısı var. Artık 21’inci yüzyıldayız. Bu algıların kırılması lazım. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız. Bir beraber olduğumuz zaman bu ülkeye huzuru getiririz. Kavgadan hiçbir toplum, kişi, aile yarar sağlamamıştır. Huzur içinde birlikte yaşamak isteriz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, milliyetçi ve muhafazakar kesim ile CHP’nin şimdiye kadar neden buluşmadığı yönündeki soruyu “Bunun sorumluluğu CHP’ye aittir. Şimdi CHP’nin yaptığı her kesime ulaşmak. Biz gelip anlatmayınca CHP’yi size rakiplerimiz anlattı. Adalet mitinginde duvarları yıkacağız demiştim ve biz o duvarları yıkacağız. Kararlıyım” diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin başörtüsüne karşı aldığı tutumun yanlış olduğunu ifade ederek, “Başörtüsü konusunu Türkiye’nin temel sorunu haline getiren partilerden birisi CHP, kabul ederim. Ben CHP’yi eleştirmezsem size karşı samimi olmamış olurum. Kadının kılık kıyafetiyle erkeklerin uğraşması doğru değildir” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında imam hatiplilerin kapanmayacağını da vurgulayarak, “CHP, ilahiyat fakültelerini, imam hatip okullarını, Diyanet İşleri Başkanlığını kurandır. Biz zaman içinde kopmuşuz ve şimdi o kopuşu gidermeye çalışıyoruz” diye vurguladı.
Kılıçdaroğlu, imam hatiplilerden gelen Ankaragücü maçı davetine de olumlu yanıt verirken, “Mansur Başkanı da alırız” dedi. Kılıçdaroğlu görüşmeyi “Ayrımcılığa son kardeşliğe devam” diye sonlandırdı.
Kılıçdaroğlu’nun imam hatiplilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
(Ülkemiz ne zaman seçim atmosferine girse yada kritik günler yaşasa partinize yakın gibi görünen insanlardan dindar ve başörtülü kesime dair bir takım olumsuz açıklamalar geliyor. Bu da oy fikirlerini değiştirmek isteyen insanlarda ciddi baskı yaratıyor. Önümüzdeki süreçte bu konu hakkında bir önlem almayı düşünüyor musunuz?)
CHP'DA TUTMAM:
Seçim süreci olsun veya olmasın, sadece imam hatiplilere değil dindarlara, inanç sahibi olan insanlara ayrımcılık yapmak, farklı dil kullanmak kabul edilemez. Bu CHP’li olabilir, başka birisi olabilir. İnsanlar belli bir yapının içine doğarlar, aileden, okuldan, üniversiteden alırlar. Herkesin bir değeri vardır. Bu değerler ortaktır. Hangi kültürden, inançtan olursa olsun ortak bir değerdir. Örneğin ahlak, liyakat, adalet, hak, hukuk. Bunlar ortak değerler olmak zorunda. İnsanların inançlarına, yaşam tarzlarına yönelik yapılacak bir ayrımcılık hiçbir zaman ülkeye hayır getirmez.
Eğer böyle bir dil kullanan olursa, sayın başkan burada, CHP’li olduğunu bilsem CHP’de tutmam. Başka birisi olursa onu da yeri geldiğinde uyarırız. Bugüne kadar bir sürü görüş farklılıkları olabilir. İmam hatipliler, CHP, AK Parti, MHP’liler arasında görüş farklılıkları yok mu? Var. Görüş farklılıklarından korkmamak ve büyütmemek lazım. Allah’ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Aklımızı kullanmamız gerekiyor. Aklın yolu adalet, hak, hukuktan geçecek.
Böyle bir muamele ile karşılaşırsanız bana haber verin, ben gereğini yaparım.
(Sizin iktidar olmanız durumunda imam hatip okulları kapatılır mı ya da başörtüsü yasaklanır mı?)
YÖK'E TELEFON ETTİM:
Genel Başkan olduğumda Türkiye’nin temel sorunlarından birisi başörtüsü olayıydı. Özellikle üniversitelerde okuyan kızlarımız başörtüsü taktığı için YÖK tarafından üniversiteye sokulmuyordu. Dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a bir konuşmamızda telefon ettim, ‘Biz hepimiz çocuklarımız dahi iyi okusun diye bir sürü fedakarlıkta bulunuyoruz. Başörtüsü yasağını kaldırın, yazıktır, günahtır’ dedim. Özcan açıklama yaptı, benim de talebim olduğunu ve başörtüsü yasağını kaldırılacağını söyledi.
Başörtüsü konusunu Türkiye’nin temel sorunu haline getiren partilerden birisi CHP, kabul ederim. Ben CHP’yi eleştirmezsem size karşı samimi olmamış olurum. Kadının kılık kıyafetiyle erkeklerin uğraşması doğru değildir. Kadınlar arzu ettikleri gibi giyinirler. İster inancı dolayısıyla, ister başka bir gerekçeyle başörtüsü takar. Başörtüsü taktı diye insanlar suçlanır mı? 21’inci yüzyıldayız artık.
İMAM HATİPLER NİYE KAPANSIN
İmam hatip okullarını niye kapansın ki? Defalarca söyledim. İmam hatip okullarında okuyan çocuklar bizim evlatlarımız değil mi? Nasıl ki diğer okullarda okuyan çocuklar iyi yetiştiriliyorsa, imam hatiplerde okuyan çocukların da çok iyi ders almaları gerekiyor. İstediğimiz tek şey o. İmam hatipler kapatılır mı? Açan zaten CHP. Bana imam hatip mezunları geldi, 1937 yılında bir öğrencinin diplomasını çerçeve içinde verdiler. İnsanlar inançlarını daha iyi öğrensinler, kültürlerini geliştirsinler. Ama biz şunu yapacağız. Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Bu liseler de yatılı olacak. Burada organize sanayi bölgesiyle Milli Eğitim Bakanlığı ortak proje hayata geçirecek. Motor bölümünü, elektrik, elektronik bölümünü okuyan kişi artı puanla gitmiş olacak.
Bütün okullarda eğitimin nitelikli, kaliteli ve sorgulayıcı olması lazım. Benim bildiğim kadarıyla Kur’an’da 3 ayrı yerde ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz?’ sorusunu yüce yaradan sorar. Aklımızı kullanmamız lazım.
(Muhafazakar kesimler tarafından Atatürk ve ilke, inkılaplarının ve özellikle laiklik ilkesinin yeterince anlaşılmadığını görüyorum. Bu hususta ne gibi bir yol haritası izlenmeli?)
KİM DAHA MÜSLÜMAN
Laiklik nedir? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması. İnsanların inançlarına müdahale edilmemesidir. Herkesin inancına saygı duymalıyız. Bizim gibi İslamiyet’i kabul eden toplumlar için Allah ile kul arasına giren kimse yoktur. Kimin daha fazla Müslüman, kimin daha dindar olduğuna kararı bir başka kişi veremez. Bunu bilen sadece rabbimizdir. Her yerde Allah’a ibadet edebilirsiniz. Laikliği böyle düşünmemiz lazım. Laikliği dindar insanları suçlama aracı olarak düşünürseniz, en büyük hatayı yapmış olursunuz.
Laiklik herkesin inancına saygı duymaktır. Türkiye’nin şöyle bir gerçeği de var. Müslümanların değişik inanç grupları var. Alevisi, Sünnisi, Hanifisi. Müslümanlar dışında Museviler, Hristiyanlar, Ezidiler var. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Biz laikliği herkesin inancına saygı çerçevesinde kabul eder ve kabul edersek, Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda bir araya gelmiş oluruz.
İnsanları ayrıştırırsak Ortadoğu olur. Müslümanlar bir birini öldürür. O silahları da dünyanın egemen güçleri verir. Egemen güçlerin oyununa gelmemek lazım.
(Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmada partinizin dış politikaya ilişkin öngörüsü nedir?)
Azerbaycan ile soy bağımız ve kültür birlikteliğimiz var. Rahmetli Aliev ‘İki devlet, bir millet’ diye tanımlamıştı. Aynı şekilde tanımlıyoruz. Ermenistan, Azeri topraklarını işgal etmiş durumda. Hukuku istiyorsak, Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi lazım. Bu konu Türkiye’deki bütün siyasi partilerin ortak konusu gibidir. Bu haksızlığa karşı durmazsak sadece Azerbaycan halkına değil kendi vicdanımıza karşı da sorumlu hissederiz.
Aynı şekilde Filistin’de İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından da çekilmesi gerektiğini söylüyoruz. Filistinliler kendi devletlerini kurmak için de mücadele ediyorlar. 68 kuşağındanım, o dönemde birçok devrimci genç Filistin’e gidip, Filistin hareketini desteklemiş ve İsrail’e karşı mücadele etmişlerdi. O gençlerin mezarları şu anda Filistin’dedir. Haksızlık nerede varsa karşı çıkmak hepimizin ortak görevidir. Benim hiç sevmediğim bir kişiye de haksızlık yapılmışsa ona karşı durmak lazım.
Azerbaycanlılar yıllardır Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bir de geliyorlar Azerbaycanlıları şehit ediyorlar. Gerekli mücadeleyi hep birlikte yapacağız.
(CHP milliyetçi, mütedeyyin kesime ulaşmak için hangi faaliyetleri yapıyor?)
İNANÇ ÜZERİNDEN SİYASET OLMAZ:
Bizim altı okumuzdan bir tanesi de milliyetçiliktir. Mütedeyyin inanç sahibi insanlar. Bizim milyonlarca namazını kılan, orucunu tutan partilimiz var. Bizim özelliğimiz siyasette dini kullanmamayı doğru kabul ediyoruz. İnsanların inançlarını siyasete malzeme etmeyi yanlış kabul ediyoruz. Etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Ben anne-babamı seçme özgürlüğüme sahip değilsem etnik kimlik üzerinden siyaset doğru mudur? İnanç üzerinden siyasette yanlıştır, bir kişinin Allah’a daha yakın öbürünü uzak olduğu yönünde bir yetki bana verildi mi? Yaşam tarzı üzerinde de siyaset yapılmaz. Siyasetin konusu bir toplumun kendi değerlerini koruması ve evrensel değerlerle buluşturmasıdır. Biz bunları bir tarafa bıraktık, Ortadoğu siyasetinin bataklığına taşıdık. Az gelişmiş ülkeler ağırlıkla İslamiyet’i kabul eden ülkeler. Neden Müslüman ülkeler az gelişmiş ülkeler arasında yer alıyor sorusunu sorduk mu?
Kötülük, adaletsizlik yapmazsan, rüşvet, kul hakkı yemezsen seni Cehennem ’den korkacağın bir şey yok. Biz değerlerimizi 13’üncü yüzyılın inancı üzerine inşa edersek çok şeyi aşmış oluruz. Bingöl’ün Genç ilçesinde arabaya binmenin günah olduğunu söyleyen hocalarla karşılaştım, gavur icadı diye. Kabahat hocada değil. Onu eğitmeyende. Biz milliyetçiler, mütedeyyinler olarak Türkiye’yi birbirimizi kucaklayarak büyütmek zorundayız.
(Ahmet Mahmut Ünlü bahsetti. Cihatçı selefi terör yapılanmalarını engellemek için CHP iktidar olsa ne gibi politikalar üretirdi?)
TAŞERONLAR:
Cihatçı selefi gruplar, aslında inançları istismar eden kişiler. Bunların toplumdaki derin ayrılıkçılığı önleyecek olan imam hatipliler. Güzel dinimizi topluma aktararak, sizler önleyeceksiniz. Dini istismar edenlerle mücadeleyi siz yapacaksınız. Bilime en büyük değeri veren Peygamberimizdir, İslamiyet’tir.
Farklı düşündü diye birçok profesörü üniversitelerden attık. Farklık düşünmezsek bilim nasıl gelişecek? Üniversitelerin varlık nedeni bu. Aykırı düşünceden korkmamak lazım. Ortaçağda bir adam dünya yuvarlaktır dediği için engizisyon mahkemesine götürmüşler. Neden? Herkes dünyanın düz olduğunu kabul ediyor. Ama şimdi biliyoruz ki dünya yuvarlaktır. Dolayısıyla aykırı düşünceyi kabul etmeyebilirsiniz.
Cihatçı selefi gruplar egemen güçlerin İslam ülkeleri arasında ayrımcılığı sağlamak, insanların birbirini öldürmesini sağlayan ve egemen güçlerin taşeronlarıdır. Bu gruplara kimsenin itibar etmemesi lazım.
(Millet İttifakı nasıl yol izleyecek?)
Millet İttifakı ortak payda oluşturdu. Ülkede demokrasiye ihtiyaç var. Demokrasiyi büyütmeliyiz ki huzur içinde yaşayalım. İnsanlar 21’nci yüzyılda düşüncelerinden ötürü hapse atılmamalı. Millet İttifakı’nın özü budur. Demokrasiyi savunanlar bir tarafta, tek adam rejimini savunanlar bir tarafta. Millet İttifakı’nın varlık nedeni de budur. Umarım amacımıza ulaşmış oluruz.
Hepiniz vergi veriyorsunuz. Tek vergi vermediğiniz alan nefes aldığınız hava. Demokrasinin özü verilen vergilerin nereye harcandığının bilinmesidir. Siz siyaset kurumuna ödediğiniz vergilerin hiç hesabını sordunuz mu? Bu ülkede neden 10 binlerce çocuk yatağa aç giriyor. İttifakın özünde de ödenen vergilerin nereye harcandığının hesabının sorulmasıdır.
BU KADAR YOKSUL VARKEN:
Şehir hastaneleri var. Bu hastaneleri kaça yaptınız diyoruz, ticari sır diyorlar. Adalet, kul hakkı yememek diyorsunuz. Bu konuda niye bir şey demiyorsunuz. Fakirin, fukaranın hakkını sormayacak mısınız? 21’inci yüzyılda çöp konteynerlerinden beslenen 10 binler var. Bunların ben söylüyorum. Sizin de isyan etmeniz gerekmiyor mu? Lüks ve şatafat. Abuzer’i siz benden daha iyi bilirsiniz. Muaviye’nin şatosuna ‘Devletin parasıyla yaptıysan haramdır, kendi paran ile yaptıysan israftır’ diyor. Bu kadar yoksul varken sen kendine saray yapamazsın diyor.
(Milliyetçi, muhafazakar camia ile CHP arasına örülmek istenen duvarlara karşı nasıl bir yol haritanız var?)
SORUMLULUK CHP'NİN:
Milliyetçi, muhafazakar kesim ile CHP arasında mesafe doğmuş ise bunun sorumluluğu CHP’ye aittir. CHP vekil, vatandaş sizin dertlerinizi dinlemezse sorumluluk CHP’de. Bugüne kadar oluşan mesafenin büyümesi CHP’nun kurduğu yanlış politikalardan. Şimdi CHP’nin yaptığı her kesime ulaşmak. Biz gelip anlatmayınca CHP’yi size rakiplerimiz anlattı. ‘CHP dinsiz partidir’. İstanbul’da vaiz kardeşlerimle konuştum. Konuştuktan sonra ‘CHP’yi böyle bilmiyorduk’ dediler. CHP, ilahiyat fakültelerini, imam hatip okullarını, Diyanet İşleri Başkanlığını kurandır. Biz zaman içinde kopmuşuz ve şimdi o kopuşu gidermeye çalışıyoruz. Adalet mitinginde duvarları yıkacağız demiştim ve biz o duvarları yıkacağız. Kararlıyım.
(Bizimle en yakın zamanda Ankaragücü maçına gelebilir misiniz?)
Gelirim tabi ki. Bizim Kadın Kolları Genel Başkanımız var. Ankaragüçlüler onu çok seviyor. Yeter ki siz davet edin. Mansur Başkanı da alırız.