CHP'li Seyit Torun: Klavye kahramanları için gereğini yaparız
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Partiyi kamuoyunda tartışan, sosyal medyada eleştirenlere, asla ama asla tahammülümüz yok. O kirli alana kim giriyorsa, orada boğulur. İşte bu kadar netiz" ifadesini kullandı.
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Partiyi kamuoyunda tartışan, sosyal medyada eleştirenlere, asla ama asla tahammülümüz yok. O kirli alana kim giriyorsa, orada boğulur. İşte bu kadar netiz" ifadesini kullandı.
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Arama Çalıştayı" için geldiği İzmir'de, SonSöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Torun, çok önemli açıklamalarda bulundu.
İzmir'deki çalıştayla ilgili olarak, "Biz aslında bu toplantıları çoktandır planlıyorduk. Sadece İzmir'de değil, tüm illerde gerçekleştirme planlarımız vardı" diyen Seyit Torun, şunları söyledi:
"Bu çalıştayı, Bunu İzmir'den sonra diğer illerde de yapacağız. Farklı bir çalışma biçimi deniyoruz. Geçmişteki gibi herkes kürsüye çıkıp bilgilendirme yapmıyor. Uzman moderatörlerle belli sorular hazırlanarak ve çözüm önerileri ortaya konarak bir çalışma düzeni oluşuyor. Yani ortak aklın olduğu bir çıktıyı almış oluyoruz. Bunu da genel merkezimiz ve genel başkanımız ile paylaşacağız. İktidar yolunda ilerlerken, daha iyisini nasıl yaparız ve Türkiye'yi bu kadrolarla nasıl yönetiriz, bunların çalışmalarını yürüttük. Ortada çözüm bekleyen konular varsa da bunlara çözüm arıyoruz. Buradan üretimle, İzmir'le ilgili bir sonuç çıkacak ve bunlar genel merkezle paylaşılacak. Mahrem olan, yani parti içinde kalması gerekenler hariç vatandaşlarla bu çalıştayın sonuçlarını paylaşacağız."
SORUN VARSA, BİZ ÇÖZÜM İÇİN BURADAYIZ
"İzmir'de çok büyük bir nezaket ve hoşgörü gördüğünü belirten Seyit Torun, "Sorun varsa, biz çözüm için buradayız" dedi ve ekledi:
"İzmir'de son derece çözüme odaklanmış, çözümü nasıl ortaya koyabiliriz, partiyi nasıl iktidar yapabiliriz, diye çalışanları gördük. Bazı yerlerde bazı olumsuzluklarla karşılaşıyoruz ancak son derece seviyeli şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sorun varsa, biz çözüm için buradayız. Sorun varsa, yerinde çözmek için buradayız. Biz bu konuda arkadaşlarla bir araya geldik ve gelmeye devam edeceğiz. Burada iktidarız, güçlüyüz ancak eksik olan yerlerimiz var. Kaybettiğimiz ilçelerimiz var ve bunları yeniden kazanmak için gerekli çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ÇOK DAHA ÖNEMLİ ŞEYLER OLACAK
"Ulusal ölçekte yapılan anketlerde de CHP açısından İzmir farkı ortaya çıkıyor. İzmir'imiz bakıldığında iktidar partisinin yaptığı anketlerde bile İzmir, oldukça başarılı. Bir çok ilkleri de başardılar. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde çok daha önemli şeyler olacak. İzmir, geçmişten beri hep CHP'den memnun ki, bu başarılar geliştirilerek devam ediyor. Eksikler, aksaklıklar mutlaka vardır ancak sayın Tunç Soyer, sorunları iyi kavramış ve gerekli çalışmaları son derece başarılı bir şekilde yürütüyor. Tunç başkanın yeterli olup olmadığını tartışanlar var. Kesinlikle yeterlidir. Bir ilçe belediyesinde kendisini ispat etti ve Seferihisar'ı uluslararası ölçekte tanıttı. Yarattığı 'Sakin şehir' modelini bir çok kent alabilmek için yarış içindeler. Bunun önceliğini sayın Soyer yaptı. Bu tecrübesini İzmir'e aktardı ve İzmir'i marka kent yapmak için çalışmalar üretiyor. Önümüzdeki günlerde İzmir'in, sadece İzmir'in kaynakları ile değil, yurtdışı kaynaklarla da gelişmeye devam edeceğini hep birlikte göreceğiz."
BELEDİYE BAŞKANLARI VE ÖRGÜTE ÖNEMLİ MESAJ
Örgütün ve belediye başkanının görevlerinin belli olduğunun altını çizen Seyit Torun, bu konuda şu açıklamayı yaptı: "Ne belediye başkanı örgütü yönetmeye kalkışacak, ne de örgüt başkanı belediyeyi yönetmeye kalkacak. Herkesin görev tanımlaması zaten yapılmış. Bu, saygı ve sevgi halinde ilerlerse zaten çok güzel bir eğim sergiliyor ve bunu vatandaşlar da görüyor. Belediye Başkanı da bu partinin bir parçası. Belediyeyi belediye başkanı yönetir, yani o onun üstünde, diye bir şey yok. Belediye Başkanın örgüte karşı sorumluluğu var, örgüt başkanının da belediye başkanına bir sorumluluğu var. Partiyi kamuoyunda tartışan, sosyal medyada eleştiren hiçbir kimseye asla ama asla tahammülümüz olamaz. O kirli alana kim giriyorsa, orada boğulur. Bu konuda netiz. Klavye kahramanlığı yapmanın anlamı yok. Varsa bir sorun, bulur yetkili mercilerde görüşülür ve sonuca bağlanır. Ancak siz sosyal medyadan bunları gündeme getirirseniz, bunun gereği yapılır. Bu konudaki disiplin süreçleri sürekli çalıştırılıyor."
BELEDİYELERİMİZ, İKTİDARIN YAPAMADIĞINI YAPIYOR
"Bizim belediyelerin özkaynaklarını üretmeleri için belirli önerilerimiz var. Bazı gelirlere nasıl ulaşabilirler diye onlara bir katkı sağlayacağız. Ancak pandemi öncesi zaten ekonomik buhranın içerisindeydik. Pandemi ile birlikte bu artarak devam ediyor. Belediyelerimiz de bundan en çok etkilenen kesim. Belediyeler, vatandaştan aldığı vergilerle yaşar. Vatandaş da vergi ödeyemeyince gelirler azalıyor. Ancak her şeye rağmen hizmetler azalmıyor tersine artarak devam ediyor. Belediyeler de sorunları gidermek adına ek bir maliyete katlanmak zorunda kalıyor. Pandemi sürecinde iktidarın 5 maskeyi dağıtamadığı süreçte belediyelerimiz her şeyi vatandaşlarımızın evlerine kadar götürdü. Geçmişte nasıl sen maske dağıtamazsın diye cezalandırdıysa, şimdi de eğitim alanlarındaki yardımlarımızda iktidar aynı şeyi yapıyor. Bugün en önemli konumuz olan, çocuklarımızın geleceği olan eğitim konusunda belediyelerimiz yardımlarına devam edecek. Belediyelerimizin okulları dezenfekte etmesinden o kadar rahatsız oldular ki, belediyelerimizi oraya sokmadılar. Belediyelerimiz her türlü desteklerini veriyor. Birçok belediyemiz internet olmadığı alana kablolar döşeyip internet götürüyor."
KİMSE İŞTEN ÇIKARILMAYACAK, ANCAK...
"Genel Başkanımız, hiç kimse ekmeğinden olmayacak diye talimat verdi. Ancak bankamatik memurları, buna dahil değil. Bu konunun mazereti yok. İşine gider, mesaisini yapar, o ayrı. Rencide edecek, hakaret içeren paylaşımlar varsa, bunlar da doğru değil. Biz bunlara da asla ama asla göz yumamayız. Faydalı değilseniz, yani üretmeden kazanmak istiyorsanız, bizim bunlara tahammüllümüz olamaz. Eğer siyasi düşüncesinden dolayı işten çıkarmamız söz konusu olsaydı, bizim İstanbul, Ankara belediyelerini boşaltmamız lazım. Çoğu eski kadro… Bırakın çalışanları, amirleri bile aynı şekilde devam ediyor. Bizden alınan belediyelere bakalım, inanılmaz kıyımlar var. Belediyeye hizmet eden vatandaşa hizmet eden davranışları olmadığı taktirde kesinlikle keyfi işten çıkartma söz konusu olamaz."
URLA'DAKİ UYGULAMA, SİYASİ BİR UYGULAMA
"Urla Belediye Başkanımız Burak Oğuz'a yapılan, tamamen keyfi bir uygulama. Hukuki değil, siyasi bir uygulama. Urla'da olduğu gibi diğer illerde de aynısı. Belediye başkanımıza el çektirme gibi bir hukuksuzluk söz konusu. Kars'ta 6 yıl önce olmuş bir olay, ki kendisine yapılan hukuksuzluktan dolayı tazminat almış biri bile görevinden el çektiriliyor. Bugün de terör falan diyorlar… İspatlayın o zaman… Henüz hukuk süreci devam ediyor. Bir suç ispatlanmadığı sürece bu suçludur diyemeyiz. Biz herhangi bir karar çıkmadan şudur demek doğru değil."
BEN YAPTIM OLDU, MANTIĞI İLE GİDİLİYOR
Türkiye'nin yönetilemediğini söyleyen, ülkenin her alanda inanılmaz açmazın içerisinde olduğunu iddia eden Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her gün damat çıkıyor ve burası çok önemli diyor ancak alınan kararların hiçbir önemi yok. Sağlık konusunda da başta olumlu gibi gözüküyordu ancak şimdi gördük ki alınan tedbirlerin yetersizliği ortada. Biz geçtiğimiz günlerde ildeki ölümleri ilan ettik… Sadece CHP'li 20 belediyemizin açıkladığı rakam bile, bakanın açıkladığından daha fazla. Kalan 61 ildekileri de hesaba katarsak, rakamların nereye varacağızı, siz düşünün. Ben yaptım oldu, mantığı ile gidiliyor. Meclis'te ne tartışma var, ne de değerlendirme… Adına Türkiye Büyük Millet Meclisi demişiz ve insanların iradesini yansıtıyor ancak orayı etkisizleştiriyorsunuz ve hiçbir kararı oraya getirmiyorsunuz. Geçmişte de birçok araştırma komisyonu kuralım, dedik ancak cevap yok."
ÇÖZÜM MAKAMINDA OLANLAR ŞİKAYET EDEMEZ
"AKP'nin oyunun yüzde 40'ının çok altında olduğu ortaya çıkıyor. Onlar da artık halkta karşılıklarının olmadığını görüyorlar. Kendileri sokağa çıktığında vatandaş şikayetlerini iletiyor onlara. Çözüm makamında olanlar şikayet edebilir mi? Şikayeti ben ederim. Seni denetlemek ile bizi görevlendirmiş vatandaş… Ancak sen ne yapıyorsun? Sen şikayet ediyorsun. Senin şikayet etme hakkın yok, sen çözüm üretmelisin. Aynı gemideyiz, diyorlar ancak verdiğimiz hangi öneriyi dikkate aldılar? Eleştirdiğimizde de teröristsin, dış güçlerin adamısın diyorlar. Bugün her konuda sadece şikayet ediyorlar. 8 sene önce kişi başı milli gelirimiz 12 bin dolardı, şimdi 8.6 milyar dolar. 18 yılda 15 kez değişmiş eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Bundan hayır gelir mi? Biz istiyoruz ki her şeyin iyisi güzeli olsun. Belgeli olayları bile söylerken inanılmaz tepki gösteriyorlar."
DESTEK, LAFLA DEĞİL, İCRAATLA OLUR
"AK Partili milletvekilleri destek olmak istiyor da onların ellerinden tutan mı var? Bu iş lafla değil, icraatla olur. Bazı belediye başkanlarımız gelirken, falanca bakanla görüşeceğim, diyor. Tabii ki görüşebilirsin diyoruz. Bazı belediye başkanımız saraya dahi gitti. Mesele, vatandaşın sorununu çözmekse herkese gidebilirsin. Bunda hiçbir engel yok. Tabii bizim de nezaketen bilgi almamız gerekiyor ancak vatandaşa hizmet konusunda bir arkadaşımıza görüşemezsin demeyiz. Genel Başkanım da bu konuda oldukça duyarlı."
ATATÜRK'Ü TARTIŞMAK, ASLA KABUL EDİLEMEZ
Canan Kaftancıoğlu'nun Atatürk ile ilgili söylemleri hatırlatıldığında, Seyit Torun, şu değerlendirmeyi yaptı: "Söylenen sözlerin hepsi söylendi. Atatürk bizim tartışmasız kurtarıcımız ve kurucumuzdur. Genel başkanımızdır. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak değeridir. Onu bir tartışmaya dahil etmek kesinlikle kabul edilemez."
ÖNSEÇİM, HEP TERCİHİMİZ OLMUŞTUR
Bazı milletvekillerinin önseçimle ilgili yorumlarına da cevap veren Seyit Torun, "Bizim için zaten önseçim, genel başkanımız ile başlayan süreçte hep tercihimiz olmuştur. Ancak bazen baskın bir seçim olmuştur, önseçim için süre kalmamıştır, o zamanlar yapılamamıştır. Yoksa önseçim hep olmuştur. Önseçim, milletvekilliği seçimi gibi değil, belediye başkanlığı için de önemli. Biz her zaman önseçimi önde tutan ve daha fazla bölgede yapmaya özen gösteren bir partiyiz."
İZMİR'E GELDİĞİMDE, ÇOK MUTLU OLUYORUM
İzmir ile duyguları sorulan Seyit Torun, şu yorumu yaptı: "İzmir'i çok seviyoruz. İzmir'e gelince çok daha mutlu oluyoruz, nefes alıyoruz. Tabii İzmir'in yaşama bakışı, Atatürk'e, Cumhuriyete bakışı, İzmir'in çağdaş yaşama bakışı çok değerli. Herkesin mutlu yaşadığı güzel bir kentimiz. İzmir'de olmaktan ve İzmirli hemşehrilerimizle birlikte olmaktan memnuniyet duyduk. İnanıyoruz ki ileriki süreçte belediye başkanlarımızın koyduğu katkılar ile birlikte İzmir çok daha güzel bir kent olacak.