CHP’li Yusuf Ateş’ten kayyumlara tepki: Adaletsizliği bir yangından daha önce önlemeliyiz
CHP Sancaktepe Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Ateş gündeme ilişkin açıklama yaptı. Cumhuriyet Halk Partili genç başkan HDP'ye yönelik operasyon için demokrasiye AKP kumpası yorumunda bulundu.
CHP Sancaktepe Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Ateş gündeme ilişkin açıklama yaptı. Cumhuriyet Halk Partili genç başkan HDP’ye yönelik operasyon için demokrasiye AKP kumpası yorumunda bulundu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşa da değinen Ateş, “Vatan savunması yapan Azerbaycan halkının yanındayız” dedi.
Yusuf Ateş’in açıklamaları şu şekilde:
Değerli halkımız; yozlaşma, yasak,yolsuzluk ve yoksulluğun AKP iktidarıyla daha da derinleştiği bu günlerde, adalete her günden daha da fazla susadığımız bu günlerde, ilk hakim Heraklit’in şu sözünü hatırlatmakta yarar var.
” Adaletsizliği bir yangından daha önce önlemeliyiz.”
Biz Atatürkçü Devrimci gençlik olarak Atatürk’ün de dediği gibi “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir, Yurtta barış cihan da barış ilkesini parolamız olarak bilmekteyiz. Azerbaycan Ermenistan savaşında yıllardır Karabag’da işgalci Ermenistan devletine karşı vatan savunması yapan Azerbaycan halkının yanındayız. Emperyalistler den aldığı güçle uluslararası anlaşmaları yok sayan sivil halka ateş saçan Emperyalizm taşeronu Ermenistan devletine karşı vatan savunmasında olan mazlum olan Azerbaycan halkının yanındayız. Değilse iki devlet tek millet olduğumuz kardeşimiz Azerbaycan davasında haksız olsaydı Azerbaycan devletinin karşısında tavır alırdık. Biz enternasyonal düşünceye sahip olan devrimci gençlik olarak Ermeni mahallelerinde Azerbaycan bayrakları sallayan provokasyon yapan milliyetçi duyguları köpürterek provokasyon yapmaya çalışan kirli odaklarında oyununu bozarız. Halkımıza çağrımızdır: Osmanlı da milleti sadıka olarak bilinen devletin en önemli görevlerinde yer alan, kurtuluş savaşında istiklal madalyalı olan Türkiyenin çağdaşlaşmanın da büyük emeği olan hepimizin annesi teyzesi olan Adile Naşit’ler, hepimizin tonton amcası dedesi olan Nubar Terziyan’lar, Kenan Parslar Cem Karacalar ve daha nice Ermeni olan vatandaşlarımızla biz aynı damarda kanız. Ermeni vatandaşlarımız da bu ülkenin asli vatandaşıdır. Devletlerin ulusal çıkar diyerek milli duyguları köpürtüp provokasyona dönüştüren emperyalist politikalarının karşısındayız.
AKP emperyalizme karşı savaş meydanlarında kurulan halkın meclisini, olağanüstü savaş döneminde dahi kurtuluş mücadelesini aldığı kararlarla yöneten halkın meclisini rafa kaldırıp, seçilmişler hukukunu değil üstünler atanmışlar hukukunu devreye sokarak ülkeyi KHK ve kayyum atamalarıyla yönetmeye çalışmaktadır. Yakın günlerde Kars Belediyesi’nde ve daha öncesi yaşanan belediye başkanlarına, milletvekillerine yapılan hukuksuzluklar ilk değildir. AKP başından bu yana dikta rejimini devam ettirmek için ihtiyacı olan bir kısmı yanına ittifak olarak almakta geri kalanına kan kusturmaktadır. Değişen AKP politikaları değil sadece AKP’nin dönemsel olarak ittifaklarıdır. Ergenekon kumpaslarından bugünlere AKP 12 eylül faşizmini aratır olmuştur. AKP için demokrasi ve hukuk yandaşlar için geçerlidir geri kalanı vatan hainidir. Esasında mesele AKP değildir. AKP kapitalist emperyalist egemen ideolojinin bir aracıdır ve üzerine düşeni layıkıyla yapmaktadır. Bizim kavgamız bu düzeni yaratan egemen burjuva düzenine karşı olmalıdır. Yoksulluk eşitsizlik ve adaletsizlikleri kader diye dayatan bu faşist egemen oligarşiye karşı olmalıdır bizim kavgamız. Mesele bataklıktaki sinekleri öldürmek değil bataklığı kurutmaktır. Biz devrimci gençliğin mücadelesi bu faşist düzene karşı halkı örgütlemek ve zinde tutmaktır.
Akp dış politikada Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh politikasını, halkların ve insanlığın eşit çıkarlarını, evrensel değerleri değil; iktidarın çıkarını düşünmekte ve halkın milli hassa siyetlerini iç politikaya meze yapmaktadır. Onlara göre iki tip insan vardır. AKP politikalarına uyum sağlayanlar yerli ve milliler, ülkesini seviyorlar, akp politikalarına uyum sağlamayanlar gayrı milli, FETÖ yada başka terör örgütlerinin propagandacısı dış güçlerdir. İktidarını militarist bir devlet haline getiren, demokrasiyi rafa kaldırıp ülkeyi tek parti devletine dönüştüren, oligarşinin temsilcisi akp kendisi gibi düşünmeyen herkesi vatan haini olarak nitelemektedir. Liyakat demokrasi değil AKP ailesinin çıkarları esastır. Ülkenin en büyük turizm şirketlerinin sahibi turizm bakanı, özel okullar sahibi eğitim bakanı, özel hastahaneler sahibi sağlık bakanıdır ve devletin ihaleleri bunlardan sorulur. Hele soylu bir bakan vardır ki mafya lideri gibi aklı sıra kendi avanelerine hedef gösterip kaostan beslenmektedir.
İktidarı kaybetme korkusu akp yi daha da saldırganlaştırmaktadır. Seçimlere hele bir girsinler kaybetsek bile terörist der kayyum atarız düşüncesi hakimdir. Ellerine aldıkları devlet güçleri kurum ve medyasıyla ülkeyi demokratik bir Avrupa ülkesi gibi pazarlamaktadırlar ancak gerçekler ortadoğu demokrasisidir. Tecavüzcüler tacizciler sapıklar iyi hal indirimiyle serbest bırakılırken muhalif diye ülkenin aydınlık örgütleri halkın sağlık koruyucuları Tabipler odası kapatılmakla karşı karşıyadır. AKP Avrupa Birliği nin baskısıyla iktidarını ayakta tutmak için bir dönem reformist politikalarla istemeyerek te olsa İstanbul Sözleşmesi gibi belli demokratik adımlar atmıştır ancak bugün kendi imzaladıkları anlaşmalara da saldırmaktadırlar. Cumhuriyete reklam arası diyen demokrasiyi kendi siyasal İslamcı dikta rejimleri için zaman zaman kullandıkları araç olarak gören, meydanlarda soy sorgulayan, Kurtuluş ve Kuruluşun devrimci önderi Atatürk’e ayyaş diyen, 30 ağustosları dahi yasaklayan, ilerici devrimci kuruluşlara kayyum atamaya çalışan, seçilmişler i terörist damgasıyla görevden alan, özgür düşünen aydınları KHK ile görevden alan halkı yoksullaştîran egemen sistemin taşeronu akp artık son durağına gelmiştir. Azgınlaşmasının nedeni budur. Halkımıza ilericilere devrimcilere, ötekilere vicdan sahibi olan bizlere düşen görev rehavete kapılmamak boyun eğmemek, halkı bilinçlendirmek ve sokakları boş bırakmamaktır. Hepimiz biliyoruz ki çaresiz kaldığımız da ayağımız da çarığımızdan başka birşey olmadığı bir dönemde, Aydın ve asker çevrelerinin bile mandaciligi düşündüğü bir dönemde bir yiğit çıkmış halkı kendisine inandırmis ve haklı davasında emperyalizmi denize dökmüş bir geleneğin çocuklarıyız. Tarihler boyunca ezen ve ezilen sınıflar arası mücadeleler tarihinde ezene karşı ezilenlerin önderleri Boyun eğmeyen Pirsultanlar, bedrettinler, Nesimi ler, Mustafa Kemal’ ler geleneğinden geliyoruz. Geçmişteki devrimci birikim ve geleceğimizi parola yapmak gelecegimizi aydınlatacaktır. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.