Demirtaş'tan 'Kobani' açıklaması: Yargı tarihinin en büyük siyasi kumpaslarından biridir
Demirtaş, Kobani soruşturmasının büyük bir siyasi kumpas olduğunu vurguladı. İktidarın yaptıklarının gündem saptırmak olduğu yorumlarına ise Demirtaş "Otoriter tek adam rejiminin yol açtığı zulüm, gündemin tam da kendisidir" dedi.
Cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani olaylarının AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Kobani düştü, düşecek” demesiyle başladığını yineledi ve kendilerine siyasi kumpas kurulduğunu dile getirdi.
Bianet'te yer alan söyleşide Demirtaş, yargı, siyaset ve medya manipülasyonlarıyla gerçeklerin karartılmaya çalışıldığını söyledi.
'BİZİ HEM ÖLDÜRÜP HEM KATİL İLAN EDENLER...'
"Bugünlerde bize yapılanlar yargı tarihinin en büyük siyasi kumpaslarından biridir. Ancak bilinmelidir ki, günü geldiğinde bu kumpasa dahil olan siyasiler, yargı mensupları ve medya şaklabanları yargı önünde kesinlikle hesap verecekler. Bizi hem öldürüp hem katil ilan edenlerin bizzat kendileri bu katliamların baş sorumlusudurlar" diyen Demirtaş,
"Bazı uzmanlar operasyona dair “gündem kaydırma” bazıları da “tam da gündemin kendisinin Kürt Sorunu” olduğunu söylüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine ise şu yanıtı verdi:
Bunun adına gündem değiştirme falan denilemez. Otoriter tek adam rejiminin yol açtığı zulüm, gündemin tam da kendisidir. Kürt sorunu ve demokrasi sorunu, bunlarla bağlantılı ekonomik sorunlar, işsizlik ve yoksulluk gündemin ta kendisidir.
AKP-MHP faşist iktidarı varlığını ancak zorbalıkla, baskıyla, tehditle, yalanla sürdürebiliyor. Yapılan her şey bizzat iktidar ortaklarının açık talimatlarıyla yapılan zulüm uygulamalarıyken, buna gündem saptırma demek zulmü normalleştirmek anlamına gelir.
‘Zulmün kime yapıldığına bakılmaksızın mağdurun yanında olunmalı’
Tutuklamalar da zulümdür. Pandemide, eğitimde, sağlıkta yaşanan dehşet verici boyutlara varmış eşitsizlikler de zulümdür. Kayyım uygulaması da zulümdür.
Yani zulüm, AKP-MHP faşist iktidarının temel politikasıyken biz o zulüm uygulamalarının birine gündem saptırma dersek zulmü görmezden gelmiş, hatta dolaylı olarak onaylamış oluruz.
Oysa doğru olan şey, her zulüm uygulamasına en yüksek sesle karşı çıkmaktır, itiraz etmektir, direnmektir. Zulmün kime yapıldığına bakmaksızın mağdurun yanında olmaktır. AKP-MHP faşist iktidarının gündemi zulümse muhalefetin gündemi de mücadele olmalıdır