Fuat Uğur açık açık yazdı: Kılıçdaroğlu öldürülecek
Tehditlerin ardından hükümet medyasında senaryolar başladı: "Tıpkı Karlov suikastındaki gibi bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’na tetiği doğrultacak..."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Alaattin Çakıcı’nın tehditleri konuşulmaya devam ediliyor.
Hükümete yakın Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur bugün “Kılıçdaroğlu kendisine ‘Çakıcı’ya sataş’ diyenlerin tehlikeli niyetini biliyor mudur?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Kılıçdaroğlu’nun suikasta uğrayacağını ileri süren Uğur, “Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de yeniden Çakıcı için ‘Beş paralık adam, mafya bozuntusu’ dedi. Kılıçdaroğlu farkında olmadan kendisine çizilen yolda yürüyor” ifadelerini kullandı.
Fuat Uğur yazısında “FETÖ’cü kripto kamikazelerden biri tıpkı Karlov suikastındaki gibi bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’na tetiği doğrultacak. Ama faili meçhul suikastın ardından suçlanacak kişi iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin yakını olduğu tescilli Alaattin Çakıcı olacak. Yani suikastı iktidar yaptırmış gibi bir algı oluşturulacak.” iddiasında bulundu
“MANTIK VE MUHAKEME YÜRÜTME KONUSUNDA HİÇBİR YETENEĞİ YOK”
Fuat Uğur’un yazısı şöyle:
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hepinizin tanık olduğu pek çok “becerisi”nin olduğunu hep söylüyorum ama aynı zamanda biliyorum ki mantık ve muhakeme yürütme konusunda hiçbir yeteneği yok.
Bu yüzden kendisine neden “Alaattin Çakıcı’yı hedef al, o Bahçeli’ye yakın bir isim. Böylece Cumhur İttifakı surlarında büyük bir gedik açmış olursun” dediklerini asla anlayamıyor.
CHP grup toplantılarında ya da kendisine her mikrofon uzatıldığında defalarca “Mafya babası” dedikten sonra beklenen oldu ve Alaattin Çakıcı Twitter hesabından “Akıllı ol, vatan hainleri ile Bahçeli’yi aynı kefeye koyarsan hayatının hatasını yaparsın” ve “Seni bakla kazığı ile tanıştırırım” tarzı tehdit ve hakaret dolu sözler yayınladı.
İstenen olmuştu.
Kılıçdaroğlu’na bu aklı verenler çok mutluydu. Tehdit belgelenmişti. Üstelik de tehditkâr kişinin kendi ağzından MHP lideri Devlet Bahçeli ile yakın ilişkisi de kayıt altına alınmıştı.
“TIPKI KARLOV SUİKASTINDAKİ GİBİ BU KEZ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA TETİĞİ DOĞRULTACAK”
Nasıl bir hazırlık yapıldığını size anlatayım. Türkiye ve Rusya, Joe Biden ile birlikte artık yeniden küresel düzenin hedefinde. Bu kesimler şunu çok iyi biliyorlar.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim dışı yöntemlerle indirilme girişimi ters teper. Bu durumda geriye Türkiye’yi allak bullak edecek ve kaos ortamına sürükleyecek bir olaya ihtiyaç var. Şimdi sonuç alıcı darbeyle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun son bir kez işlerine yaraması gerekiyor.
Sincan’da provası yapıldı ama plan şimdi daha büyük.
FETÖ’cü kripto kamikazelerden biri tıpkı Karlov suikastındaki gibi bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’na tetiği doğrultacak. Ama faili meçhul suikastın ardından suçlanacak kişi iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin yakını olduğu tescilli Alaattin Çakıcı olacak. Yani suikastı iktidar yaptırmış gibi bir algı oluşturulacak.
“ÖLÜ KILIÇDAROĞLU BİR İŞE DAHA YARAYACAK YERİNE EKREM İMAMOĞLU GETİRİLECEK”
Kaos, FETÖ ve PKK’nın da işin içine girmesiyle büyütülecek ve Türkiye’nin bölgedeki gücü sıfırlanmakla kalmayıp PKK ve HDP’nin istediği ilk aşama olan özerklik hayata geçirilecek. Bu arada ölü Kılıçdaroğlu bir işe daha yarayacak. Yerine Ekrem İmamoğlu getirilecek.
Bizim Ümit Akdemir bu hain planın ipuçlarını aldığını söylediğinde taşlar yerine oturdu. Muhalefetteki azgınlaşma emareleri boşuna değil. Ümit, FETÖ’cülerin iç yazışmalarından, yayınlarda ağızlarından kaçırdığı her şeyi tek tek topluyor. Tıpkı bana bir ay önce WhatsApp’tan gönderdiği mesajdaki gibi.
Evet, Ümit aynen böyle yazdı 3 Ekim 2020 tarihli mesajında bana. Nitekim geçen hafta Bülent Arınç da Habertürk’e çıkarılıp konuşturulunca tekrar aradım onu dün, “Nereden öğrendin?” diye. Bana “FETÖ’cüler sıkıştırıyorlardı Abi bir süredir. Sonunda Biden’ın kazandığı kesinleşince onun da konuşması gündeme geldi” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NUN SAF SAF KENDİ ÖLÜM FERMANINI İMZALADIĞINI ANLATTI ÜMİT”
Şimdi de FETÖ’cülerin yazıları ve konuşmalarının bir süredir Türkiye’yi bekleyen kaos üzerine şekillendiğini, Kılıçdaroğlu’nun saf saf kendi ölüm fermanını imzaladığını anlattı Ümit. Kemal Bey bunu anlayacak durumda değil. Tehlike işte bu yüzden çok büyük.
Peki, eğer KAOS isteniyorsa Küresel Çete Erdoğan’a da suikast düşünebilir, neden Kılıçdaroğlu tercih ediliyor?
Ümit “Erdoğan’ı düşünmüyorlar çünkü Allah korusun böyle bir şey olursa, AK Parti mutlaka yerine liderini seçer ve erken seçimle çok daha fazla oyla iktidara gelir” dedi.
Doğru, mağdur edilen iktidarsa bu komplo kendi tabanlarında bile rağbet görmez ama muhalefet liderinin suikasta uğraması dünyayı da ayaklandırır ve PKK ve FETÖ’cülerin de katılımıyla en az Gezi’den 5 kat daha etkili eylemler ve iç karışıklıklar hayata geçirilmeye çalışılır. Hatırlayacaksınız, FETÖ, ilk başta desteklediği Geziciler, Bank Asya ATM’lerine ve yayın organlarına saldırınca hemen karşı pozisyon almıştı. PKK ise katılmamıştı Gezi’ye. Selahattin Demirtaş, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’dan aldığı talimat uyarınca aynen şöyle demişti:
“Hükûmeti devirecek, darbeye doğru götürecek bir halk hareketini çıkarabilir miyiz anlayışı vardı. Bu kısmına şiddetle karşı çıktık. Gezi’ye mesafe koyduk”
Bugün aynı şey olmayacak.
Çünkü kaos ve karışıklıktan asıl amaçlanan, Irak-Suriye-Türkiye topraklarında kurulacak bir PKK devletinin temelini atıp Türkiye’nin bölgedeki rolünü sonlandırmak.
DEAD MAN WALKING-ÖLÜ ADAMIN YÜRÜYÜŞÜ
Ve dün.
Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de yeniden Çakıcı için “Beş paralık adam, mafya bozuntusu” dedi. Kılıçdaroğlu farkında olmadan kendisine çizilen yolda yürüyor.
Amerikalılar idam için elektrikli sandalyeye giden mahkûmların yürütülmesine “Dead man walking” derler.
Yani şöyle:
“Ölü adamın yürüyüşü”
Çünkü idam kararı kesinleşen mahkûm zaten “Ölü adam” olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu da kendisini kışkırtanların niyetini sorgulamadan “Dead man walking” modunda devam ediyor.
Bakın CHP’li Aykut Erdoğdu ne diyor:
“İş başa düşerse kendimizi koruruz. Devlet çökmüşse kurduğumuz devleti de kurtarırız”
Mesaj alınmış.
O malum “Seçimle ya da başka şekilde” iktidara gelme hedefindeki ikinci seçenek devreye sokulacak.
Hazırlıklı ve uyanık olmalı. Karşımızdaki Küresel Çete ve Türkiye’deki maaşlı elemanları demokratik bir rakip değil, artık düşman konumundadır ve ona göre muamele görmelidir.”