Süleyman Soylu'dan 'dinleme' iddialarına yeni yanıt: 'Whatsapp’tan emin miyiz?'
Habertürk yazarı Kübra Par, "Kılıçdaroğlu’nun dinlenmediğine kimse inanmaz" başlıklı yazısı nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tepkisiyle karşılaşmıştı. Par, bu tepkinin ardından yeni bir yazı kaleme aldı.
Habertürk yazarı Kübra Par, "Kılıçdaroğlu’nun dinlenmediğine kimse inanmaz" başlıklı yazısı nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tepkisiyle karşılaşmıştı. Par, bu tepkinin ardından yeni bir yazı kaleme aldı.
Kübra Par: Kılıçdaroğlu’nun dinlenmediğine kimse inanmaz
Par'ın "İçişleri Bakanı Soylu: “Kılıçdaroğlu devlete kara çalıyor, hukukun dışında hiç kimse dinlenemez” başlıklı yazısı şöyle:
"CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Telefonlarım dinleniyor” iddiasıyla ilgili bir yazı yazmış, “Sade vatandaş bile telefonunun dinlendiğini düşünüyor, bakkalından manavına hepimiz paranoyak olduk, Kılıçdaroğlu şüphe etmiş çok mu?” demiştim.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yazıma Twitter üzerinden sert bir yanıt verince şaşırdım ve üzüldüm açıkçası çünkü kastım Kılıçdaroğlu’nun Emniyet birimleri tarafından dinlendiği değildi. Sosyolojik bir algıya işaret ediyordum aslında.
Nitekim FETÖ’cülerin yıllarca haksız hukuksuz bir biçimde dinlemeler yapması, “Telekulak” skandalları, akıllı telefonlara yüklediğimiz programların güvenilmezliği vesaire derken artık hepimiz “Acaba dinleniyor muyum?” diye endişe eder olduk…
Son yıllarda yasa dışı dinlemelerin engellenmesi için önemli yasal değişiklikler yapıldı ama halkın bu yöndeki kaygısı kaybolmadı. Bu açıdan kamu yönetiminin bu algıyı değiştirmesi gerektiğine işaret ettim.
Esasında Bakan Soylu’nun, Kılıçdaroğlu’nun “Dinleniyorum” iddiasını en net biçimde yalanlaması ve kendisini ortaya koyarak “Hukukun izin vermediği kimse dinlenemez, ağır suçtur... Anamuhalefet başkanının dinlenmesi de devlet sapıklığıdır. Bunun iddiası da korkunç bir iftiradır!” demesi hepimizin içini rahatlatan, hukuk devletine olan inancımızı tazeleyen bir açıklama.
Konuyla ilgili Sayın Soylu ile telefonda da konuştuk. Kastımın ne olduğunu kendisine de anlattım.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’li ilçe belediyelerindeki taciz iddialarıyla ilgili gündemi değiştirmek için devlete kara çaldığını söyledi. Dinleme iddialarının kesinlikle doğru olmadığını bir kez daha anlattı.
“Böyle bir dinleme olabilir mi? Bu tuz kokmuş demektir, o durumda hiçbirimiz bu ülkede yaşayamayız. Anamuhalefet partisi liderini bırakın, hukukun dışında, mahkeme kararı olmaksızın tek bir kişinin dahi dinlenmesi ya da takip edilmesi mümkün değil.
Türkiye’de yasa dışı dinleme söz konusu değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukukun dışında kimseyi dinleyemez, bu kadar basit. Öte yandan yabancı iletişim mecralarının dinleme yaptığına dair endişe bütün dünyada var. Bazı istihbarat örgütlerine çok yüksek paralarla dinleme-izleme programları sattıkları sır değil. Örneğin Whatsapp’tan emin miyiz? Kılıçdaroğlu Batılı ülkeler gücenmesin diye bunlarla ilgili tek söz söylemiyor ama kendi ülkesini töhmet altında bırakıyor!
Bizim yürüttüğümüz sistemin temeli güvene dayalıdır. Devlet güven demektir. Eğer bu güveni birileri yıpratmaya çalışırsa, günlük siyaset malzemesi haline getirirse bu çok tehlikeli olur. Kılıçdaroğlu böyle asılsız bir iddiayı dile getirerek herkesi paranoyak hale getiriyor. Ayrıca FETÖ ve yabancı istihbarat örgütleri de devlet ve millet arasındaki güveni zedelemek için bu tür gerçek dışı bilgileri servis ediyorlar” dedi. Bakan Soylu’nun bu sözleri gerçekten güven verici. Toplumda oluşan yanlış algıları ve paranoyaları bu tür net açıklamalar giderebilir ancak."