CHP'den AİHM'in kararını tanımayan Erdoğan'a tepki: Size artık kargalar bile gülmez
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, AİHM'in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı 'tanımayacağını' söyleyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Öztrak, "Artık bir karar verin Sayın Erdoğan… Bir taraftan 'hukuk reformu', diğer taraftan 'Yüzünü Avrupa’ya dönme' laflarını ederken AİHM kararını tanımadığınızı söylerseniz size kargalar bile gülmez. Hukukun ve Anayasa’nın askıda olduğu ülkede güven olmaz yatırım olmaz iş olmaz. Hukukun askıda olduğu ülkede ekmek de askıda olur" dedi.
CHP'den Bahçeli'nin Meral Akşener'e yaptığı 'evine dön' çağrısına ilk yorum
Öztrak'ın konuşmasından satır başları:
Artık 2020’nin son günlerine giriyoruz. Ülkemiz, 2,5 yıldır dünyada tek bir örneği olmayan, “ucube saray rejimi” tarafından yönetiliyor. Bu 2,5 yılda şunu açıkça gördük; bu ucube rejim, küçük bir saray sosyetesi dışında hiç kimseye hayır getirmiyor.
Yaşadığımız haksızlıklardan, hukuksuzluklardan, milletin yağmalanan kaynaklarından, kokusu arşa çıkan yolsuzluklardan, devlette yok olan liyakatten, yapılan ikiyüzlülüklerden, aldatılmışlıktan, terk edilmişlikten, yaşadığımız krizlerden ve içine girdiğimiz buhrandan bu ucube rejimin ne olduğunu artık biliyoruz.
"UCUBE SARAY REJİMİ SEBEP, YOKSULLUK NETİCEDİR"
Ucube saray rejimi “Harun olacağız” diyenlerin, yetimin hakkıyla “Karun’a dönüştükleri” düzenin adıdır. Ucube saray rejimi; “Mücahit olacağız” diye yola çıkanların iktidar imkânlarıyla, “Müteahhit olduğu” düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi milletimizi askıda ekmeğe mahkûm eden vatandaşlarımız yiyecek kuru ekmek bulamazken, saray ve ufak ortağının sekiz ayrı uçakla,
Kıbrıs’a pikniğe gittiği düzenin adıdır. Ucube saray rejimi on binlerce mekân ve iş yeri kapalıyken müzisyenlerimiz “açım” diyerek canına kıyarken kahraman sağlık çalışanlarımız, ailelerinden uzak, uykusuz kumanya peşinde koşarken saray sosyetesine çalgılı, şarkılı, türkülü kuş sütü eksik sofraları kurduran düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi milletimizin çift diplomalı evlatları tek bir iş bulamazken sahte diplomalı saray beslemelerinin dört ayrı yerden maaş aldıkları düzenin adıdır. Ucube saray rejimi beş yandaşa milletin geçmediği yol, tünel, köprü, uçmadığı hava alanı için avroyla, dolarla milyarları öderken bunların milyarlarca liralık vergi borcunu silen milyonlarca emekçimizi günde 39 liraya talim ettiren düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi 156 ülkeye, 9 uluslararası kuruluşa milyonlarca dolarlık yardım yapmakla övünürken kendi milletine beş maskeyi bedava dağıtamayan düzenin adıdır. Ucube saray rejimi “Evimize ekmek götüremiyoruz” diyen vatandaşın kafasına “Al keyif çayı iç” diyerek çay paketi atan düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi yurttaşlarımız ellerine iş, aş yazarak yaşamına son verirken sarayın vekillerinin “Türkiye’de işsizlik yok. İş beğenmeyen var” diyebildiği düzenin adıdır. Ucube saray rejimi yüzbinlerce yurttaşımız çöp konteynerlerinden pazar döküntülerinden beslenirken atama bakanların “Türkiye’de yoksulluk kalmadı” diyebildiği düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi milletin dirisini, kış gününde; soğan, patates, salgında; hastane önlerinde test, ölüsünü ise gasilhane kuyruğuna sokan düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi devletine 40 yıl vergi veren esnaflarımıza, 40 gün bakamayan, sonra da bizim zorlamamızla vere vere üç ay için günde 33 lira verebilen düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi; damadı Bakan yapan, ona milletin Hazinesini emanet eden, kasadan milletin 128 milyar dolarının sorgusuz sualsiz peşkeş çekilmesine göz yuman bunun da hesabını sormayan düzenin adıdır. Ucube saray rejimi, borç alanın emir aldığı “Bu can bu tende olduğu müddetçe papazı vermem” dedikten sonra bir telefonla, papazı iadeli taahhütlü Washington’daki Beyaz Saray’a
Bir gecede gönderen düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi Rus uçakları 36 askerimizi şehit etmişken Moskova’ya koşa koşa giden Kremlin Saray’ının kapısında dakikalarca ayakta bekletilen buna da bir çift laf edemeyen düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi üç beş oy için İmralı’daki terörist başından mektup dilenen Kırmızı bültenle aranan teröristleri devlet televizyonuna çıkaran Cumhurbaşkanı danışmanlarını teröristlerin ayağına gönderen düzenin adıdır.
Ucube saray rejimi askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde tek bir nota veremeyen ama bakanlara rüşvet dağıtan bir devşirme için iki ayrı nota veren düzenin adıdır.
“Dış mihraklar, döviz kurşunu” laflarıyla örtmeye çalışan ucube saray rejimi sebep yoksulluk neticedir. Ucube saray rejimi sebep hayat pahalılığı neticedir.
EKONOMİ
Bugün marketlerde fiyat etiketleri: Bir kilogram dana etinde 77 liraya, bir kilogram beyaz peynirde 50 liraya, 30’lu yumurta kartonunda 37 liraya, 5 litre teneke ayçiçek yağında 80 liraya kadar çıktı.
Hal böyleyken Sarayın beslemelerine Dört, beş yerden alınan ballı maaşlar yetmezken maden ocaklarınd, inşaatlarda, tersanelerde ter döken işçilerimize ayda 2 bin 792 lirayı yeterli gören düzenin adı ucube Saray rejimidir.
Asgari ücretin ortalama ücret olduğu bir ülkede TÜİK’in hesapladığı bu rakam zulümdür. Bu zulmün sebebi ise ucube Saray rejimidir. Asgari ücret en az 3 bin 100 TL olmalıdır.
Marketlerde bebek mamalarına, tıraş bıçaklarına, 5 litre ayçiçek yağına bile alarm takılır hale geldi. Takılan bu alarmlar yaşanan derin ekonomik krizin alarmıdır.
Ucube saray rejimi sebep, milleti çaresizliğe düşüren ekonomik kriz sonuçtur. Ucube saray rejimi sebep, işsizlik neticedir.
Ucube saray rejimi sebep yandaş kayırma neticedir. Bugün tüm dünyanın en büyük 10 şirketi içinde Türk şirketleri var mı? Yok! Dünyada en çok teknoloji üreten 10 şirket arasında bir tane Türk şirketi var mı? Yok! Dünyada en hızlı büyüyen 10 şirket arasında Türk şirketleri var mı? Yok!
Ama dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirket arasında Türkiye’den beş müteahhit birden var. Bu müteahhitlerin hangileri olduğu ise hepimizin malumu…
MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ ARTIRIMI
Saray’ın kibirlisi “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” diye damadıyla beraber milletin 128 milyar dolar döviz rezervini har vurup harman savurdu. Elde, avuçta döviz kalmayınca da, sıcak paracılara teslim bayrağını çektiler. Demediğini bırakmadığı faiz lobilerine “Aman biz ettik, sen etme” demeye başladılar.
Önce Damadın kellesini verdi. Sonra TCMB faizini 475 baz puan artırdı. Yetmedi, pandemi nedeniyle artırılan taksit sayıları azaltıldı, krediler daraltıldı. Yine kesmedi, dün de TCMB faizleri tekrar 200 baz puan artırdı.
Anlaşıldı ki ucube Saray rejimi sebep, yüksek faiz sonuçtur. Son 3 ayda,
Faiz artışında dünya rekoru kırdık. Hem de ne zaman? Pandemi nedeniyle ekonomimiz ikinci defa kapanırken.
Önceki kapanmada esnafımız, KOBİ’lerimiz borca batırılmışken. Bankalardaki sorunlu varlıklar çığ gibi büyürken, dünyada en yüksek faiz uygulayan 10. ekonomiyiz.
Aynı ligde olduğumuz ekonomiler: Venezüella, Arjantin, Zimbabve, Yemen, Surinam, Kongo, İran ve Haiti… Türkiye yüksek faizin şampiyonlar liginde... Dünyada ise faizler dipte. İngiltere’de, Almanya’da, Japonya’da iki yıllık devlet tahvilinin faizi negatif… Bizdeki bu faiz artışları, işte bu ülkelerdeki faiz baronlarını abat ediyor. Kendi ülkelerinden faizsiz borç alacaklar, bu parayı olağanüstü faizle bize borç verecekler, milletimizin sırtından vurgun vuracaklar.
"SAYIN ERDOĞAN NE ZAMAN YÜKSEK FAİZCİ NEO-LİBERALLERİN SAFINA KATILDINIZ?"
Bugün “Benim alanım ekonomi” diyen Saray’ın kibirlisi dilini yuttu. Faizle ilgili ağzından tek söz çıkmaz oldu. Sayın Erdoğan siz ne zaman “yüksek faizci neo-liberallerin” safına katıldınız? “Faiz kudurunca dükkânı yer” derler… Sıcak paracılara bol bol verilen bu faizlerin bu kazançların faturası dönecek dolaşacak, millete çıkacak. İngiliz’in faiz baronu malı götürürken olan işçi Ali’nin, çiftçi Veli’nin ekmeğine olacak.
AİHM'İN SELAHATTİN DEMİRTAŞ KARARI
Ucube saray rejimi sebep adaletin çökmesi sonuçtur. Ucube saray rejiminin düğmesine basıldığı 2014’ten bu yana hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 48 sıra geriledik. 128 ülke içerisinde 107. Sıraya düştük. Burada aynı ligde olduğumuz ülkeler Mali, Nijerya, İran, Angola, Gine…
Artık ortada uygulanan bir Anayasa kalmadı. Türkiye Anayasal bir devlet olmaktan görünürde “Anayasalı bir devlete” dönüştürüldü. Daha önce üç defa ayrı ayrı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran Saray’ın kibirlisi bugün AİHM kararını tanımadığını söylüyor. Bu, Anayasa’yı rafa kaldırmaktır. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga etmektir.
1954’den bu yana akıp, giden bir ırmağın yönünü değiştirmektir. Türkiye, 1954’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalayarak taraf oldu mu? Oldu. 1987’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuruyu kabul etti mi? Etti. Bununla da yetinmeyip 2004 yılında “Usulüne uygun uygulamaya konan, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalar iç hukuktan üstündür” hükmünü Anayasa’nın 90. Maddesine hep beraber eklemedik mi?
Artık bir karar verin Sayın Erdoğan… Bir taraftan “hukuk reformu”, diğer taraftan “Yüzünü Avrupa’ya dönme” laflarını ederken AİHM kararını tanımadığınızı söylerseniz size kargalar bile gülmez.
Hukukun ve Anayasa’nın askıda olduğu ülkede güven olmaz yatırım olmaz iş olmaz. Hukukun askıda olduğu ülkede ekmek de askıda olur.
KİTLE İMHA SİLAHLARININ YAYILMASININ FİNANSMANININ ÖNLENMESİ YASA TEKLİFİ
Şu anda Meclis’te görüşülen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi” yasa teklifi var. Bu teklif derneklerimizi ve sivil toplum örgütlerini hizaya getirmeyi amaçlayan hükümler içeriyor.
Çok açık söylüyorum. Bu teklifin bazı maddeleri demokrasimize yöneltilmiş “kitle imha silahıdır”. İçişleri Bakanı’nın bir kararıyla beğenilmeyen makbul görülmeyen derneklerin mal varlıklarına kayyum atanmasının yolu açılmaktadır. Yine avukat-müvekkil ilişkilerinin gizliliği ihlal edilmekte avukatlar muhbirliğe zorlanmaktadır.
Tekrar ediyorum. Bu düzenleme, demokrasimize karşı bir “kitle imha silahıdır”. Örgütlenme hürriyetinin içine sokulan bir Truva atıdır. Bu ucube rejim demokrasi diyerek demokrasiyi hukuk diyerek hukuku katletmektedir.
KORONAVİRÜS AŞISI
Ucube saray rejiminin yalanları o kadar çok ki… Şu salgında millete pek çok yalan söylediler. Gerçek vaka sayılarını sakladılar. Vefat sayılarını sakladılar. Şimdi de aşı meselesinde millete doğruları söylemiyorlar. Hani Çin aşıları 11 Aralık’ta gelecekti.
Ve bugünlerde millete aşı yapılmaya başlanacaktı. Dün anlaşıldı ki aşıların yapılmaya başlanması Ocak ortasını bulacak. Ama İngiltere, ABD, Kanada, Rusya, Suudi Arabistan, Bahreyn, İsrail, Kuveyt, Katar, Sırbistan, İsviçre gibi ülkeler vatandaşlarını aşılamaya başladı.
Çin aşısı neden gecikti? Makul bir açıklama yok. Şimdi aşının rötarlı geleceği söyleniyor. Türk bilim insanları Almanya’da aşıyı buldu. Milletimizin gururu oldu. Türk bilim insanı, “Türkiye için yeterli doz depoladık görüşmeler halen sürüyor, umarız kısa sürede anlaşma imzalayabiliriz” diyor. Neden bu sözleşme bir türlü imzalanamıyor? Yoksa çarkların dönmeye başlaması için yağlanmasına mı ihtiyaç var?
ERDOĞAN'A YERLİ VE MİLLİ MUHALEFET YANITI
Vatandaşın canı boğazına gelmişken memlekette, bunca yokluğa bunca işsizliğe çözüm bulamayan millete taahhütlerini yerine getirmeyen sarayın partimize saldırmaktan başka çaresi kalmadı. Millet derdine deva beklerken liyakat ve beceri malulü Saray hükümeti on parmağında on kara bize sürmeye kalkıyor.
Yanına aldığı minik ortağını tuluatına payanda eden Sarayın kibirlisi son grup toplantısında yine bir sürü boş lafı cilalayıp parlatıp milletin önüne koydu. Ama şecaat arz ederken sirkatin de söyledi: “Yerli ve milli muhalefet de bizim sayemizde gelecek” dedi. Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.
Önümüzdeki ilk seçimlerde milletimiz, kibrinizle, beceriksizliğinizle, milletin sesine tıkanan kulaklarınızla birlikte sizi sandığa gömecek. Pek sanmıyoruz ama muhalefet tarafında bir yerlere tutunmayı belki becerebilirsiniz. Ama emin olduğumuz tek şey var siz hiçbir zaman “Yerli ve milli” olamazsınız.
Biz dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz. Yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolarla Türkiye’miz kendisine giydirilmek istenen bu deli gömleğini yırtıp atacak. Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem ile yılların kirini, pasını, yıpranmışlığını silip atacağız.
SORULAR
ÇÖZÜM SÜRECİ
Bundan önceki süreçlerde de söyledik. Kapalı kapılar ardında gizli saklı görüşmelerle yürütülen süreçlerin milletin derdine devam olması mümkün değildir. Kürt meselesine çözüm aranıyorsa bunun yeri Meclis'tir. Bu çözüm Meclis'in çatısının altında belli bir uzlaşma içinde davranarak hareket etmesi sonucunda gerçekleşecektir.
MHP GENEL MERKEZİ'NDEKİ MÜZE SERGİSİNDE AK PARTİ'YE DÖNÜK ÇÖZÜM SÜRECİ, 17-25 ARALIK SÜRECİNE İLİŞKİN YAYINLAR SERGİLENMESİ...
Arşivler önemlidir. Özellikle siyasi partilerin arşivleri son derece değerlidir. Söz uçar, yazı kalır. Arşivler kimin arşiviyse o kurumun nereden nereye geldiğini gayet güzel ortaya koyar arşivler yalan söylemez.
HAMZA YERLİKAYA
Yerlikaya, bir şampiyon pehlivandı. Milletin gönlünde yer etmişti. Keşke sarayın gözüne girmek yerine milletin gönlünde kalmaya devam etseydi. Maalesef bu ucube saray rejimi koskoca bir cihan pehlivanını da artık sinekle dahi güreşemeyecek hale getirmiştir.
CHP'Lİ VEKİLE KASET ŞANTAJI
Soruşturmanın gizliliği esastır. Gözaltına alınanlar vardır. Bu işin yurt dışı bağlantıları vardır. Önemli bir soruşturmadır. Bu konuyu ihbar eden suç duyurusunda bulunan da bizim milletvekili arkadaşımızdır. Milletvekili arkadaşlarımızın bu tür kumpaslara kurban edilmesi kabul edilebilir değildir.