Nagehan Alçı'dan 'Boğaziçi eylemleri' yorumu: İktidar, gençleri kaybetmek istemiyorsa…
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması akabinde gelişen protesto eylemlerini köşesine taşıdı.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması akabinde gelişen protesto eylemlerini köşesine taşıdı.
Alçı'nın bugün kaleme aldığı "Boğaziçi Üniversitesi’de tansiyon düşecek mi?" başlıklı yazısı şöyle:
"Boğaziçi Üniversitesindeki protestolar ile ilgili çarşamba günü yeni rektör Prof. Dr. Melih Bulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ve LDP kurucu başkanı Besim Tibuk ile konuşarak bu köşede detaylı bir yazı yazdım. İsmi geçen tarafların görüşlerini alarak bir resim çizmeye çalıştım.
O yazıdan sonra önemli gelişmeler yaşandı. Rektör Bulu odasında göreve başlamışken Güney Kampüsün ortasında, Rektörlük binasının hemen altında protestolar artarak devam etti. En çarpıcı an Bulu’nun protestocu öğrencilere pencereden el sallaması idi.
Cüneyt Özdemir o anları canlı yayınlayarak bence çok başarılı bir iş yaptı.
Özdemir’in yayınında konuşan protestocu öğrenciler yumuşayacak gibi görünmüyordu.
Prof. Dr. Bulu’ya dün bir gelişme var mı diye sordum. "Öğrencilerle konuştuktan sonra ibre sakinleşme tarafına döndü diye düşünüyorum Nagehan Hanım" dedi.
Ancak daha sonra muhalif medyaya gözaltına alınan öğrencilere yapılan muamele ile ilgili bir takım haberler düştü. Bu iddiaların doğru olmadığını umuyor ve diliyorum. Yetkililerin bu konularda maksimum hassasiyet göstermelerini bekliyorum.
Gezi'deki çadır yakma provokasyonundan farksız olur. Devletin çok dikkatli olması gerekir.
İktidar gençleri kaybetmek istemiyorsa…
İktidar Boğaziçi protestolarında Boğaziçili öğrencilerin rolünün oldukça az olduğunu, esas dışarıdan manipülasyon yapıldığını, Boğaziçili protestocuların küçük bir azınlık olduğunu ileri sürüyor.
Bu yaklaşım çok yanlış. Dışarıdan gelen provokatörler var ama Boğaziçi'nden de hatırı sayılır sayıda öğrenci bu atamaya tepki gösteriyor. Şayet bu gençlerin varlığı inkar edilirse protestocu sayısı artar.
Gençler kendilerini hiçe sayılmış hissederlerse bunun yarattığı öfke ve hayal kırıklığı katlanarak büyür.
O gençler dikkate alınmak istiyorlar.
Yalnızca o gençler değil, başka üniversitelerden dayanışma için gelen gençleri de kazanma yoluna gitmek gerekir diye düşünüyorum. İllegal örgüt ve marjinal grup mensuplarını tespit ederek, şiddete bulaşanları ayırarak geri kalanlara itidalle yaklaşılabilirse Gezi’den itibaren ortaya çıkan kamplaşma, kutuplaşma kırılabilir."