Emin Çölaşan: Abdullah Gül bir konuşsa Recep Tayyip o makamda biraz zor oturur!
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta televizyona çıkarak CHP'yi hedef almasına tepki gösterdi.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta televizyona çıkarak CHP'yi hedef almasına tepki gösterdi.
Herkesin koronavirüs aşısıyla ilgili son gelişmeleri merak ettiğini ancak Erdoğan'ın konuşmasında bu konudan yalnızca 3 dakika bahsettiğini kaydeden Çölaşan, Saat tutmadım ama korona ve aşıyla ilgili sözleri yaklaşık üç dakika sürdü. Yeni bir durum olmadığı, yeni önlemler olmadığı ortaya çıktı. Dağ fare doğurmuştu. Sonra sıra geldi CHP'ye bindirmeye! Uzun uzun konuştu. Hiç kimse kendisine bu siyasi eleştirileri niçin yaptığını soramadı. Oysa CHP edebiyatı yaptığı dakikalarda hastanelerde binlerce insanımız tedavi görüyordu ve bazıları yaşama veda etmek üzere idi." diye yazdı.
"Açıklamalarını her fırsattan yararlanıp yapıyor ama bu hadise özellikle haftanın iki gününde yoğunlaşıyor" görüşünü dile getiren Çölaşan, "Pazartesi günleri Bakanlar Kurulu toplantısından sonra. Bütün televizyon kanalları devreye sokuluyor, canlı yayına hazır duruma getiriliyor ve partili beyefendi sözüm ona salgından kısaca söz edip işi siyasete getiriyor. İkincisi cuma günleri gerçekleşiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Çölaşan'ın yazısının devamı şöyle oldu:
"Türkiye'den nice cumhurbaşkanları geçti… Hiçbiri bugünkünün yaptığı gibi her fırsatta kürsülere çıkıp nutuk atmadı, fırsatlardan yararlanıp parti propagandası yapmaya kalkışmadı… Çünkü onlar gerçek anlamda, parti bağları olsa bile “Tarafsız kalmayı başaran cumhurbaşkanları” idi. Zaten o makama seçildiklerinde tarafsızlık yemini etmişlerdi… Ve ettikleri namus ve şeref yeminine hep bağlı kaldılar.
Yaptıkları her şey acaba her zaman doğru muydu? Elbette değildi. Onların da hataları ve yanlışları olmuştu. Her birinin sevenleri vardı, sevmeyenleri vardı. Ama bugün yaşadıklarımıza geçmişte asla tanık olmamıştık.
Abdullah Gül AKP'nin ilk cumhurbaşkanı idi. Düşünün ki o bile şu anda eski partisinden kopmuş durumda. Bazen düşünüyorum, kendi kendime söylenmeye başlıyorum!.. “Ahhh, Abdullah Gül bir konuşsa, bildiklerinin ve yaşadıklarının küçücük bir bölümünü olsun anlatsa, ya da birilerine fısıldasa, Recep Tayyip o makamda biraz zor oturur!”
Sonra biraz daha düşündükçe kendisine hak veriyorum… “Adamcağız nasıl konuşsun ki!.. Anlatması gereken her şeyin, her olayın ortağı idi o… Ağzını açtığı anda önce kendi başını yakar!” Abdullah Bey zaten ürkek adamdı. Ürkekliği şimdi de aynen devam ettiği için çareyi sütre gerisine çekilmekte buldu!"