İYİ Partili Çıray'dan hükümete çağrı: Barışçıl olmak aciz olmak değildir
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Milli Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray, Türkiye’nin 25 Ocak’ta Yunanistan ile yapacağı müzakerelere ilişkin masada konuşulacak konulara istinaden çok önemli detaylarla hükümete yeniden çağrıda bulundu.
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Milli Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray, Türkiye’nin 25 Ocak’ta Yunanistan ile yapacağı müzakerelere ilişkin masada konuşulacak konulara istinaden çok önemli detaylarla hükümete yeniden çağrıda bulundu.
Çıray, yine geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasında da Yunanistan’ın Türkiye’yi manipüle etmeye çalışmasını eleştirerek Türk hükümetine “barışçıl olmak aciz olmak değildir” vurgusu yapmıştı.
DOĞU AKDENİZ MASASINDA YUNANİSTAN’IN NE İŞİ VAR?
Aytun Çıray, “Türkiye Cumhuriyeti gücünü milli mücadele geçmişinden alan, köklü ve bağımsız bir devlettir. Bu ülke zor zamanlarda her daim birlik olmayı bilmiştir. Bu ülke bugün de aynı geçmişte olduğu gibi kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına birlik olmuş ve sınırları Lozan’da çizilmiş Mavi Vatan’ını savunmaktadır.” dedi. 25 Ocak’ta Yunanistan ile gerçekleştirilecek olan İstikşafi Görüşmeler kamuoyunda tedirginlik yaratmaktadır diyen Çıray sözlerine şöyle devam etti: Doğu Akdeniz’de kıyısı bulunmayan ve Doğu Akdeniz konusunda GKRY ve haritada tespiti bile zor olan Meis Adası üzerinden taleplerde bulunan Yunanistan ile masaya oturacak olmamız başlı başına anlaşılamamakta, masada konuşulacak olanlar halkımızda merak uyandırmaktadır. Soruyorum; Doğu Akdeniz masasında Yunanistan’ın ne işi var?”
YUNAN HEYETİNİN BAŞKANI ÖCALAN’IN KENYA OLAYLARINDA ÖNEMLİ ROL OYNAMIŞTI
Çıray, Yunan tarafının ardı ardına dile getirdiği gibi; masada yalnızca kendi taleplerinin konuşulacağı ve Türkiye’nin hukuki olarak zarara uğratıldığı “EGAYDAAK, adaların askerileştirilmesi ve hava sahası” konularına asla değinilmeyeceğinin bizzat Yunan Başbakanı tarafından altı çizilerek dile getirildiğini belirtti. Yalnızca bununla da kalınmamış diyen Çıray şöyle devam etti: Karasularının İyon Denizi’nde 12 mile çıkarılmasından sonra bugün Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, karasularında 12 mil uygulamasının Yunanistan’ın diğer kıyı bölgelerine de uygulanacağını ifade ederek yakında Adalar Denizi’nde de bu uygulamayı başlatıp Türkiye-Yunanistan ortak açık deniz alanlarının gasp edileceğini açıkça ilan etmiştir.
DIŞİŞLERİNİN LOZAN’DA KAZANDIKLARIMIZIN GASP EDİLMESİNE TEPKİSİZLİĞİ ENDİŞE VERİCİ
Çavuşoğlu, Lozan’da büyük zorluklarla kazandığımız haklarımızın Yunanistan tarafından gasp edilmesine ve Yunanlı yetkililerin haklı olduğumuz bu konuları kırmızı çizgi olarak ifade edip görüşülmeyeceğini söylemesine tepki vermemektedir diyen Çıray, ayrıca Yunan Heyeti başkanının eski Yunan İstihbaratının Başkanı ve terörist başının Kenya’ya kaçma olayında rol oynayan kişi olmasına da Dışişleri Bakanlığımızdan hala tepki gelmediğini söyleyerek hükümete yüklendi. Bu konuda endişesini dile getiren Çıray sözlerine şöyle devam etti: “Bizler kamuoyu olarak bu derece önemli mevzulara tepki vermeyen, itiraz etmeyen resmi birimlerimizin masada da tepkisinin zayıf kalmasından ve Türkiye’mizin hakkı olan hukuki ve doğal haklarının Yunanistan tarafından müzakereye açılmasından ve haklarımızdan istemeden de olsa taviz verilmesinden son derece endişe etmekteyiz.”
MAVİ VATAN’IMIZ HEPİMİZİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR
EGAYDAAK, Gayri-Askeri statüdeki Adalar, Hava Sahası sınırlandırması, Karasularının 6 milde kalması konularında halkımızın kesin olarak haklarının savunulmasını istediğini belirten Çıray, Türk Milleti terörist başı’nın kaçmasını sağlayan bir Yunan İstihbaratçının heyet başkanı olduğu masada ülkesinin görüşmeye oturmasını hazmedebilecek bir millet değildir dedi. Çıray son olarak sözlerini şöyle tamamladı; “Mavi Vatan’ımız hepimizin kırmızı çizgisidir. Biz, tarih boyunca her zaman olduğu ve olacağı gibi, bugün de Türk milletinin hak ve onuruna yaraşır milli bir dış politika öneriyoruz. Devleti bugün adeta yanlış ve korkak AKP dış politikalarının aracı haline getiren sayın hükümet yetkililerinin, ‘Türk deniz alanlarının’ tartışmaya açık olmadığına dair kamuoyuna ve Yunan yönetimine açıklama yapmalarını bekliyoruz.”