'HDP'yi kapatmak yasal olarak mümkün değil; aynı isimle yeniden kurulabilir'
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile parti kapatma davaları hakkında konuştu.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile parti kapatma davaları hakkında konuştu.
Kanadoğlu'nun açıklamalarını köşesine taşıyan Öztürk'ün bugünkü yazısı şöyle:
"Siyasetin gündeminde “HDP'nin kapatılması” konusu hiç eksik olmaz. Bir siyasi partinin kapatılabilmesi için üç yol var. Bunun için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açması gerekiyor. Bir parti hakkında kapatma davası açılması için Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında toplanan kabinede partinin kapatılması için Adalet Bakanlığı'nın Başsavcılığa başvurması kararının alınması ikinci bir yoldur. Bunlar gündeme gelmezse, TBMM'de grubu bulunan bir siyasi partinin Yargıtay C. Başsavcılığı'na parti hakkında suç duyurusu yapması gerekir.
Sürekli gündemde olan HDP için hiçbirisi yapılmıyor ama televizyonların bir numaralı konusu HDP'nin PKK'nın siyasi uzantısı olduğu ve aralarında bağ bulunduğu iddiasıdır. O yüzden HDP'nin kapatılması konuşuluyor. Ama, bunlar gündeme getirilirken yasal boşluklardan söz eden olmuyor. HDP hakkında kapatma davası açsanız bile bu partinin dikkat ediniz başka bir isimle değil, aynı isimle hemen açılabileceğinden de söz edilmiyor.
KAPATILABİLİR Mİ?
Anayasa'nın, 68. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez” deniliyor.
69’uncu maddesinin altıncı fıkrasında da, “Bir siyasi partinin 68'inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak onun bu nitelikteki fiillerinin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilmesi halinde karar verilir.”
DAVA DÜŞER, PARTİ AÇILIR
Yani, parti hakkında kapatma davası açılabilir. Bu konuda bir kuşku yok. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, konuyu şöyle açıyor:
“Siyasi Partiler Kanunu'nun (SPK) 108'inci maddesine göre, kapatma davası açıldıktan sonra, parti yönetimi, partinin feshine karar vermiş olsa bile, açılmış olan kapatma davası devam ederdi. Onun tabi sonuçları da kapatmaya neden olanlar hakkında siyaset yasağı da getiriliyordu. Anayasa Mahkemesi, SPK'nun 108'nci maddesindeki bu hükmü iptal etti. İptal edilince şu manzara çıktı:
Eğer parti yönetimi, dava devam ederken partinin feshine karar verirse, açılmış olan kapatma davası düşer. Dolayısıyla, ertesi gün aynı isimle aynı parti tekrar kurulabilir. Anayasa'da şu hüküm var: Anayasa Mahkemesi tarafından temelli kapatılmasına karar verilen herhangi bir parti yeniden kurulamaz. Ama kapatma gerçekleşmeden, parti yönetimi, partiyi kapatırsa dava düşeceği için, ertesi gün o siyasi parti yeniden açılabilir.”
SONUÇLANDIRAMAZSINIZ
Sabih Kanadoğlu, “O yüzden, ‘Şu parti kapatılsın, kapatılmasın' diye yapılan konuşmalar birer lafı güzahtır. Yani boş sözlerdir. Artık Türkiye'de bir siyasi partinin, Anayasamızda belirtilen eylemlerin odağı olarak kabul edilse, kapatılması için dava açılsa bile kapatılmasına imkan yok. Parti yönetimi, partisini fesheder ve aynı isimle kurabilir. Yani açılmış olan bir kapatma davasını sonuçlandırma imkanı yok” diyor.
Parti kapatılmasıyla ilgili yasal durum dikkate alınmadan, parti kapatılması konuşuluyor ve böylece ekonomiden, işsizlik başta olmak üzere başarısızlıklar örtülüyor.
GÖRÜŞEN MİLLETVEKİLLERİ
HDP'nin terör örgütüyle ilişkisi varsa, bunun bir ucu da iktidara dokunur. Çünkü, HDP milletvekilleri, terör örgütünün Irak'ın Kuzeyinde bulunan kamplarına dönemin hükümetinin bilgisi dahilinde gitti. Unutmayalım, terör örgütleriyle yapılan görüşmelerden dolayı milletvekillerinin yargılanamayacağına ilişkin bir kanun maddesi de bulunmuyor.
Sabih Kanadoğlu'ndan sonra, Yargıtay C. Savcılığı döneminde siyasi partiler masasına bakan Ömer Faruk Eminağaoğlu'na sordum. 2010 yılından bu yana ülkemizde parti kapatmanın tarihe karıştığını belirtti. O da, SPK'nun 108'nci maddesini hatırlattı, “Hakkında kapatma davası açılan bir parti dava açıldıktan sonra kendisini kapatırsa, bunun davaya devam edilmesini ve kapatma kararı verilmesi durumunda doğacak hukuksal sonuçları etkilemeyeceği” yolunda hüküm bulunduğunu belirtti. Bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından 2010 yılında iptal edildi, iptal sonrası ise bir düzenleme yapılmadığını hatırlattı.
Başsavcılık HDP hakkında kapatma davası açsa bile, dava devam ederken partinin kapatılmasıyla dava düşmüş olacak, mevcut parti yöneticileri de HDP'yi yeniden kurabilecek. Yasalar böyle olduğuna göre “HDP'yi kapatın” demekle HDP'yi kapatamazsınız. Yasal düzenleme yapmadığınız sürece HDP'ye dokunulamaz. Durum böyle…