CHP'li üç isimden İnce'ye sitem
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Muharrem İnce'nin CHP'den istifa sürecini köşesine taşıdı ve CHP'li Baydar, Çetin ve Karayalçın'la görüşmelerini aktardı.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Muharrem İnce'nin CHP'den istifa sürecini köşesine taşıdı ve CHP'li Baydar, Çetin ve Karayalçın'la görüşmelerini aktardı.
Saymaz'ın bugünkü yazısı şöyle:
Beklenen oldu ve Memleket Hareketi'nin lideri Muharrem İnce, istifa etti.
Halbuki geçen hafta CHP'de barış rüzgarları esiyordu. Eski milletvekilleri Metin Lüftü Baydar, Hakkı Akalın ve Mevlüt Dudu, ayrılığın önüne g eçmek için girişimde bulundu. Uzlaşı için üç şart saptandı:
-Cumhurbaşkanı adayı CHP üyeleri tarafından belirlenecek.
-Genel başkanı üyeler seçecek.
-İki dönem birinci olamayan lider istifa edecek.
İnce, şartlara “Evet” dedi. CHP'de adettir. Partide birlik arayışlarında “Abi” diye andıkları eski genel başkanlar etrafında uzlaşma aranır. Benzer şekilde davranıldı.
Heyet 3 Şubat'ta eski genel başkan Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın'ı ziyaret etti. İstanbul'da bulunan Altan Öymen telefonla arandı. Karayalçın ve Çetin, 5 Şubat'ta Deniz Baykal'ın evinde toplandı. Görüşmeden sonra Karayalçın, Kılıçdaroğlu'nu aradı. Kılıçdaroğlu, sel felaketinden ötürü İzmir'de olacağını, hafta başında üç vekille görüşeceğini söyledi. Ancak İnce, temasların bitmesini beklemeden istifa etti. Kılıçdaroğlu'nun aradığı Akalın ve Dudu, İnce'nin partisine katılacaklarını söyledi. Baydar ise CHP'de kaldı. Eski Başbakan Yardımcıları Çetin ve Karayalçın ise çok üzgün ve şaşkın… Üçü de İnce'yi eleştiriyor.
Baydar: Yaralamadan gitmeliydi
– CHP'den ayrılmadınız değil mi?
Ayrılmadım. Benim (bu temaslara) başlayışım, partinin birlik ve bütünlüğü sağlansın diyeydi. Genel başkanlara gittik. Telefon bekledik. Muharrem Bey istifa edeceğini açıkladı. İnce'yi aradım. “Süreç tamamlanmadan istifanın yapılması siyasi etik açıdan uygun değil. Bunu yapmayalım, bekleyelim” dedim.
– Ne dedi?
“Ya zaten Kılıçdaroğlu karşı çıkacaktı” dedi.
– Neden böyle hareket etti?
Muhtemelen istifa eden arkadaşlarının zorlaması… Zor durumda kalmış olabilir.
– İnce'nin açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Süreci tamamlasak daha şık olacaktı. Belki Kılıçdaroğlu kabul edecekti görüşlerimizi. Muharrem Bey, partinin kurulmasını sekteye uğratacağını düşünmüş olabilir.
– Eleştirilerine katılıyor musunuz?
Eleştirilerine katılıyorum da meramı anlatırken, CHP'lileri yaralamadan ayrılmalıydı. “CHP tabela partisidir” lafı her CHP'liyi yaralar.
– Siz ne yapacaksınız?
CHP'de mücadelemi sürdüreceğim.
Çetin: CHP, Atatürk'ten kopmadı
– İnce'nin istifasını nasıl yorumluyorsunuz?
İstifaya kararlıydı. Genel başkanla konuşsa belki zor durumda kalıp gitmeyebilirdi.
– Açıklamasını nasıl buldunuz?
“Atatürk demeyen il başkanı” ve “işgal” gibi laflar söyledi. İktidarın söylediği lafları söylüyorlar. Partiyi Atatürk üzerinden suçlamak doğru değil. Ben bazen “Mustafa Kemal” diyorum, bazen “Gazi” diyorum. Bunu gündeme getirmek haksızlıktır.
– Amerika'dan demokrasi dilenmekle suçluyor.
Onu nerden çıkardı, bilmiyorum. Dışarıdan demokrasi gelmez. Örneği de yok. Irak'a bak, Suriye'ye bak, her yerde öyle.
– Partinin Atatürkçü köklerden koptuğunu düşünüyor musunuz?
Düşünmüyorum. Aklımın köşesinden bile geçmiyor
– HDP ile ilişki suçlaması var.
Öyle bakarsanız, cumhurbaşkanı adaylığında kendisi Demirtaş'ı Edirne'de ziyaret etti. Diyarbakır'da eşi Başak Demirtaş'ı ziyaret etti. Bunlar hata mıdır? Kurultayda konuşması var. “Kürtler hep yanlış mı söyler? Hiç doğru söylemez mi?” diye bağırıp çağıran oydu. Altı milyon oy almış. Terörle bağı varsa kesilmesinde yardımcı olmak lazım.
Karayalçın: İttifakta HDP de olmalı
– İstifayı nasıl buldunuz?
Çok üzgünüm. İstifa edersen et ama bunlar doğru değil.
– Heyetin görüşmeleri sürerken istifa geldi.
Sorma ya… O zaman bizimle niye konuştunuz? Madem bize geldiniz. Müdahalede bulunmamızı istediniz. Biz de sevgiyle karşıladık. Olur mu bu? Biz eski genel başkanlar olarak ne duruma düşeriz?
– Eleştirileri var, Atatürk diyememek gibi…
CHP'nin Atatürk'ün temel değerlerinden koptuğunu söylemek çok doğru değil. Ağır bir suçlama. CHP'nin programında altın üçgen var. Bir köşesinde, Atatürk'ün devrimleri. Bir köşesinde Sosyalist Enternasyonal'in ilkeleri. Üçüncü köşesinde, Anadolu'nun felsefi değerleri. Bir CHP'li, üçgenin Atatürkçü köşesine yakın olabilir, bir başkası sol köşeye… Önemli olan, üçgen içinde olmaktır. Sen o köşede niye duruyorsun diye eleştirmeleri doğru değildir. Bir de Cumhuriyet'in altın üçgeni var: Üniter devlet, ulusun ve yurdun bütünlüğü.
– İnce ve arkadaşları HDP'ye itiraz ediyor.
Üçgenin içinde olunduğu sürece herkesle konuşuruz.
– İttifakta HDP de olmalı mı?
Kesin! Hiçbir dostumuzu bir yere bırakamayız. Tüm dostlarımızla ilerlemeliyiz. Tüm dostlarımız yoksa da tek başımıza seçime girmeliyiz. Kısmi birliktelik olmaz, olmamalı. O nedenle hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde buna göre hazırlık yapmalıyız.