12 yıllık davada sona gelindi: Kılıçdaroğlu'nun 'Bombaları patlatıyorsunuz' sözleri hakkında karar
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefonda söylediği “bombaları patlatıyorsunuz” ifadesi hakkında karar verildi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2009 yılında, o dönem gazetecilik yapan RTÜK Üyesi İlhan Taşcı’ya telefonda söylediği “bombaları patlatıyorsunuz” ifadesi hakkında karar verildi.
OdaTV'den Mert Taşçılar'ın haberine göre Yargıtay, FETÖ savcılarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefon görüşmelerini dinleyip, Ergenekon dosyasına koymalarının yasadışı olduğuna oybirliğiyle hükmetti.
Yargıtay kararında, İlhan Taşcı ile Kılıçdaroğlu hakkında herhangi bir dinleme kararı olmadığına dikkat çekilerek, yasadışı eylem “özel hayatın, hayatın gizli alanının ihlali ve kişilik haklarına saldırı” olarak nitelendirildi.
RTÜK Üyesi İlhan Taşcı 2009 yılında gazetecilik görevini sürdürürken, dönemin CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile mesleğinin gereği telefon görüşmeleri yaptı.
Kılıçdaroğlu, dönemin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluklara ilişkin Sayıştay raporlarını yazan Taşcı’ya telefonda, haberlerin çarpıcılığını anlatmak için “bombaları patlatıyorsunuz” ifadesini kullandı. Daha sonra bu görüşme tapelerinin Ergenekon soruşturma dosyasının ekleri arasında yer aldığı ortaya çıktı.
FETÖ’CÜLERDEN KOMİK SAVUNMA
Bunun üzerine Taşcı, 2009 yılında FETÖ savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Yönder hakkında 20 bin liralık tazminat davası açtı.
Zekeriya Öz, Fikret Seçen’in de aralarında bulunduğu 6 savcı, mahkemeye gönderdikleri ortak dilekçede, yaptıkları yasadışı dinlemeyi “…İlhan (Taşcı) ve Kemal (Kılıçdaroğlu) isimli şahıs arasında yapıldığı belirtilen 4 Şubat 2009 tarihli telefon görüşmesinde ‘bombaları patlatıyorsunuz’ şeklindeki şüpheli sözlerin bu nedenle iddianame ekindeki klasörde yer almasında bir sakınca görülmemiştir” sözleriyle savundular.
DAVA 12 YIL SÜRDÜ
12 yıldır süren davada, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, FETÖ’cü savcıları oybirliğiyle tazminata mahkûm etti. Ergenekon savcılığının ardından 2011 yılında Yargıtay Üyeliğine seçilen Murat Yönder dışındaki savcıların dosyası ayrıldı. Üye sıfatı nedeniyle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Yönder hakkındaki kararı hükme bağladı. Diğer savcıların dosyası ise alt mahkemelerde görüşülecek.
Taşcı’nın avukatı Mutluhan Karagözoğlu, dairenin bu kararının yasadışı dinlemenin yanında, bu kişilerin savcılık görevini yaparken açıkça hukuka aykırı davrandıklarının tescil edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Karagözoğlu, “Murat Yönder Yargıtay Üyesi olduğu için daire onun yönünden karar verdi. Yargıtay’ın bu kararı ışığında mahkemelerin diğer savcılar hakkında da hükme varmasını bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Haklarında ceza soruşturması bulunmayan kişilerin iletişiminin tespiti ve kayda alınması açık bir biçimde hukuka aykırılık halidir” denilen dairenin gerekçeli kararında, “Davacı, dava dışı üçüncü kişi hakkında iddianame düzenlenip kovuşturmaya başlandığında ve iddianame ve ekleri aleni hale geldiğinde, ceza davasının taraflarının bildirmesi ile iletişiminin tespit edilip kayda alındığından haberdar olabilmiştir. Bu nedenle soruşturma aşamasında hakkındaki işlemler ile ilgili yasal yolları da kullanamamıştır” değerlendirmesi yapıldı.
“AÇIK VE BARİZ KEYFİ YASADIŞI DİNLEME”
FETÖ’cü savcıların, “Konuşma metninde geçen ‘bombaları patlatıyorsunuz’ cümlesi nedeniyle dava konusu görüşme kaydını iddianame ekine aldıklarına ilişkin savunmalarına” itibar etmenin mümkün olmadığı vurgulanan kararda, bunun nedeni şöyle açıklandı:
“Çünkü söz konusu cümlenin geçtiği görüşmeyi yapan kişiler hakkında açılmış bir ceza soruşturması bulunmamaktadır. Kaldı ki bu cümleyi sarf eden kişinin dönemin ana muhalefet partisi grup başkanvekili ve İstanbul milletvekili, muhatabının da gazeteci olduğu, konuşmanın devamında da önemli bir haberin içeriği hakkında yapılan değerlendirmelere bakıldığında söz konusu cümlenin kamuoyunun dikkatini çekecek bir habere ilişkin olduğu izahtan varestedir.
Bir yargı mensubunun, hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak açıklıkta düzenlenmiş kanun hükümlerine özellikle haklarında ceza soruşturması bulunmayan kişiler bakımından dikkate almaması ağır kusur kabul edilmelidir. Bu durum açık ve bariz bir keyfilik anlamına gelir. Kanun koyucu bu keyfiliği yaptırıma bağlamıştır.”
“KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI”
Dava dışı kişilerin görüşme içeriklerine iddianamede yer verilmesinin, suçun kanıtlanmasıyla bir ilgisinin bulunmadığı vurgulanan kararda, “Bir mahkeme kararına dayanmadığından açıkça hukuka aykırı bir biçimde özel hayatın ve hayatın gizli alanının ihlali kapsamında, ilgililerin kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilmiştir” denildi.
“HAYSİYET CELLATLIKLARI TESCİLLENDİ”
RTÜK Üyesi İlhan Taşcı Odatv’ye yaptığı açıklamada kararı, “Bir dönemin karanlık dehlizlerindeki işbirliğinin, Türkiye’ye ve ülkenin saygın insanlarına, aydınlarına dönük haysiyet cellâtlığının tescillenmesi anlamına geliyor. Hukuktan, adaletten uzak bir dönemin utanç vesikasıdır bu karar” sözleriyle değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem yaşam tarzıyla, hem de söylemiyle siyasetçiler arasında şeffaflık ve sadelik sembolü bir siyasi lider olduğunu söyleyen Taşcı, şunları kaydetti:
“Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye ile ilgili meselelerde gizlisi saklısı olmayan, her türlü düşüncesini toplumla paylaşan bir siyasi kişiliktir. Durum buyken ve ne benim ne de Sayın Kılıçdaroğlu hakkında herhangi bir yasal dinleme kararı yokken yapılan bu hukuksuzluk, bu keyfilik 12 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından somutlaşmış oldu. Memleket meselesini konuşmamızdan daha doğal ne olabilir? Ancak anayasayla güvence altına alınan haberleşme özgürlüğümüzün ihlal edildiğini ispat etmek ancak, 12 yıl hukuk mücadelesi vermek; pek çok yasa değişikliğine karşı yeni duruş geliştirmek ve farklı mahkemelerde dert anlatmakla mümkün olabildi.”
“TARİHE NOT DÜŞÜLMÜŞTÜR”
Ergenekon savcılarının kendilerini herkesten üstün gördüğü, her gün onlarca insanı keyfi olarak tutukladıkları bir dönemde haklarında bu davayı açtığını anımsatan Taşcı, şunları söyledi:
“Bu bireysel bir mücadele olmayıp, çocuklarımızın, ülkemizin demokratik geleceği adına bir çabaydı. Bu karar aynı zamanda, Türk yargısını bir dönem tahakküm altına almış olan FETÖ ve militanlarının hukuk tanımazlığına, adalet duygusunu yerle bir etmelerine karşı elde edilmiş bir kazanım ve tarihe düşülmüş bir nottur. Ancak bu kararla iş bitmiş sayılmamalı. Türkiye bugün de en çok adalet ve hukuk konusunu tartışıyor. Dileğim, bu karar bundan sonrası için özellikle hukuk dışına çıkma heveslilerine bir ders ve örnek olur.”