Gürsel Tekin: Genel başkanımızın görmesi lazım
CHP İstanbul milletvekili ve önceki Genel Sekreteri Gürsel Tekin, olağanüstü kurultay ile dolu dolu olan CHP gündemini değerlendirdi.
Gürsel Tekin, Yenisoluk.com yayın kurulu başkanı Hasan Hınıslı’ya konuştu.
CHP'li Tekin, "Bu kadar imza toplandı, bu kadar imza toplandı adeta bir borsa niteliğinde böyle şeylerin doğru olamayacağına ama yeniden bir gözden geçirmenin de bir ihtiyaç olduğunu sayın genel başkanımızın da genel merkez yöneticilerinin de görmesi lazım." dedi.
Hasan Hınıs'lının Gürsel Tekin söyleşisi şöyle:
GENEL BAŞKANIM İLE SAYIN İNCE EKİBİNİN AYNI MASADA OLMAMASI DOĞRUSU BENİ DEHŞETE DÜŞÜRDÜ!
Referandum da bunların hepsini yaşamışız. Yani bildik, YSK değişmemiş, AA değişmemiş. Belli ki aynı yöntemler uygulanacak. Buna karşı alacağınız önlemler ne yazık ki gazetelerde demecin ötesine geçmiş değil. Bütün buna rağmen, içimi acıtan, gerçekten ben öfkesini kontrol eden bir insanım, ama söz konusu partim olunca gerçekten çılgına dönüyorum zaman zaman. Seçim gecesi, bu kadar stratejik bu kadar önemli bir seçim yapılıyor ve partimin genel merkez yöneticisi genel başkanım ile sayın İnce ekibinin aynı masada olmaması bile doğrusu beni dehşete düşürdü! Ne zaman bir arada olacağız? Niye ayrı ayrı yerlerdesiniz? Neden bir arada olup ta stratejiler yürütemiyorsunuz? Çok üzüldüm o akşam çokkk.
Taraflardan birini aradınız mı?
Efendim o gün aramadığım kimse kalmadı. Yani, maalesef söylenecek çok şey var da!
Şimdi bütün bunlar yaşanmış. Bizim buralardan bir ders almamız lazım. Hani bir deyim var ya; ‘insanlar cehennemi görmeden cennete inanmaz’ bütün bu cehennem dönemlerini geçiren her iki aktör sayın genel başkanım sayın muharrem İnce, her ikisini de çok severim. Gazete köşelerinde, televizyonlarda partimizin, CHP’nin tartışılması gerçekten beni çok üzüyor. Burada yapılması gereken; Sayın genel başkanımız sayın İnce ile, bizlere bir görev düşüyorsa, yapmamız gereken bir şey varsa sonuna kadar yapmak koşuluyla, bir araya gelip önümüzdeki sürecin daha sağlıklı yürüyebilmesi için bir strateji uygulanması lazım.
KİMSE KURULTAYDAN KORKMAYACAK
Kurultay mı? Elbette kimse korkmayacak kurultaydan. Sayın Genel Başkanımız, arzu ederdim ki böyle bir imzaya ne gerek var. Bir seçim atlatılmış, partinin negatif enerjisinin kurultayda bertaraf etmesi lazım. Bunun için şu kadar imza toplandı, bu kadar imza toplandı adeta bir borsa niteliğinde böyle şeylerin doğru olamayacağına ama yeniden bir gözden geçirmenin de bir ihtiyaç olduğunu sayın genel başkanımızın da genel merkez yöneticilerinin de görmesi lazım. Öyle şu kadar imza toplandı, yok o kadar olmaz tartışmaları çok üzücü partiyi ve seçmeni rencide eden tartışmalardır, inşallah ivedilikle buralardan kurtulmalıyız. Önümüzde çok kritik bir seçim var. 30 büyükşehir var. 30 büyükşehirden 20 büyükşehrin alınması için her türlü zemin hazırdır. Sadece bir ortak akıl işleyecek, profesyonellik işleyecek, partide sevgi egemen olacak. Efendim o gider bu gelir çokta önemli değil. Bende görev yaptım oralarda. Şu anda kendimi daha iyi hissediyorum. 4 yıldırı genel merkezde yönetici değilim, hiçbir şeyim eksilmiş değil.
YAPISAL DEĞİŞİKLİĞE İHTİYAÇ VAR
Bunun mutlaka bir gözden geçirilmesi lazım. Hiçbir şey maliyetsiz olmamalı. Başarıda başarısızlıkta maliyetli olmalı. CHP’nin klasik geçmiş dönemlerdeki olduğu gibi sürekli lider değiştiren bir anlayıştan da vaz geçmesi lazım. Yapısal değişikliğe ihtiyaç var, yapısal değişikliğe… Bakın bunu kısmen uygulayan bir il başkanı olarak söylüyorum. Herkes bize soruyor, İstanbul’da nasıl oldu da böyle başarılı oldunuz? İstanbul’da ben ilk atandığımda ilk işim ne oldu biliyor musun? Genel merkeze gittim, genel merkezdekiler bana; “listeni getirdin mi” dediler. “Hayır” dedim. “Nasıl?” Dediler. Şu anda görev yapan il yöneticisi arkadaşlarım var dedim. Herkes şaşırdı. “Nasıl olmaz, onlar uzaydan gelmedi ya” dedim. Onlarla da, benim bir çok arkadaşımla da zaman zaman karşı karşıya gelmişiz. Siyasette ne mutlak karşı karşıya kalmak nede mutlak beraber olmak vardır. Siyasetin tabiatı bu. Böyle olunca ben dedim ki “arkadaşlarımla ben çalışmak istiyorum” geldim il yöneticisi arkadaşlarımla toplantı yaptım. Onlarda şaşırmıştı. Çünkü bu yöntem hiç denenmemiş. Dedim ki “arkadaşlar ben sizle çalışmak istiyorum”. Herkes şaşırdı.
Yani, çoğu bavulunu hazırlamıştı!
Tabi tabi, zaten genel merkezden yeni bir listenin atanacağını bekliyorlar. Ben listesiz gidiyorum, şok oluyorlar. Beş arkadaşım izin istiyor. Biz çalışmak istemiyoruz dediler. Hay hay dedim, yerlerine 5 isim yazdım ve o arkadaşlarımla devam ettim. Yani biz böyle kuluçka makinası gibi birbirimizi yiyerek nasıl büyüyeceğiz. Kolay mı yetişiyor siyasetçi. Tecrübe deneyim kolay mı yetişiyor.
Sayın Başkan bugüne gelirsek, süreç başladı. Keşke başlamasaydı, ama başladı. İmzanın, yeterli imzanın toplanıp toplanmaması gibi tartışmaları yerinde buluyor musunuz? Ya da bunun yerine genel başkanın “bu süreci başlattınız, öyleyse haydi yapalım diye en kısa zamanda, çünkü önümüzde yerel seçim olduğuna göre zaman darlığı var demektir. 15 gün imza süreci 45 günde genel başkanın kurultay çağrısı 60 gün yerine “haydi gelen hemen başlayalım” demek daha makul değil mi?
Şimdi gününü saatini dakikasını bilmem biz kurultaylar konusunda en tecrübeli siyasi partiyiz. Zaman zaman medyada enteresan tartışmalar görüyoruz. CHP’de iç savaş. Şunu herkesin bilmesi lazım; demokrasinin temel kuralı partinin kurumsal kimliğine zarar vermeden yarışmaktır. Bunu böyle abesmiş gibi karşılamak çok doğru değil.
BU İŞ PAZARLAMA İŞİ
Sayın Genel başkanımız tecrübelidir. Bu süreçte çok önemli görev yaptı. Kolay değil ittifaklar şunlar bunlar çok zor. Hiç birbiriyle benzeşmeyen partilerle bira araya gelmek. Çok zor görevler yapmıştır. Bu başarıya dönüşebilirdi. Muharrem İnce’nin başarıya dönüşebilirdi. Ama ne yazık ki dönüşmedi. Ben bunu şeye benzetirim; Sultan Ahmet köftecisine gidersiniz yüzde 80 et yüzde 20 katkı maddeleri vardır, Mcdonalds gidersiniz yüzde 20 et yüzde 80 katkı vardır, ancak Mcdonalds’ın müşterisi daha fazladır. Bu biraz da pazarlama tekniğidir. Baştan itibaren kriz iyi yönetilemediği için maalesef her iki isimde hedef tahtasına oturtuldu. Türkiye’nin bu kadar birikmiş sorunları var. İktidarın altından çıkamayacağı çok önemli sorunlar var. Ana muhalefete çok önemli ihtiyaç var bu dönem. Hiç olmadığı kadar var. Çünkü, ekonomi, iç politika, diş politika… Önümüzdeki günlerde papazın duruşması var. Büyük olasılıkla serbest bırakılabilir. Önümüzdeki günlerde İran’la sorun yaşanacak. İran konusunda, Türkiye’yle karşı karşıya gelebilir. Tüm bunlara iktidar hazır değil ama CHP’nin hazır olması lazım. Tıpkı 2010 yılındaki Ortadoğu’da olan olumsuzlukları gören bir CHP’ye ihtiyaç var.
9 EYLÜL'DE KURULTAY OLABİLİR
Bunları aşmanın yolu sayın genel başkanımızın ki ben genel başkanımızın böyle delege sayısı gibi arayışların içinde olacağını zannetmiyorum. Kimin kazanacağının önemi yok. Hatta mümkünse bu konuda bir uzlaşmayla, bu konuda da bize düşen görev varsa her türlü görevi de üstlenmek isteyen bir partili olarak söylüyorum; birbiriyle yarışan değil, kim kimi yenecek? Efendim böyle bir şey olmaz. Benim arkadaşımı yenmem beni asla tatmin etmez. Partimizin şanına yakışır bir şekilde, 9 Eylül partimizin kuruluş yıldönümüdür. O gün de tesadüf pazar gününe denk geliyor. O gün bir kurultay yapılabilir. Gerçekten CHP’nin tarihine yakışır görkemli, geçmiş hatalarından ders almış, arınmış, yeni bir yapı, yeni bir kadro, yeni bir anlayış, birbirini bütünleyen bir takım hareketiyle yola çıkmasını arzu edelim.
İÇİMİ ACITIYOR
Ben çok kurultaylar yaşadım. SODEP’ten itibaren bütün kurultaylara tanık oldum. Geçmiş dönemlerdeki yaşanılan negatif olayların, bir daha yaşanmaması, bakın bir önceki kurultaya, içimi acıtan bir durumdur. CHP’ye hiç yakışmadı. Öyle tribünlerde birbirine bağıran, birbirlerine hakaret eden- konuşmalara bakıyorum. Bu konuda tarafların, hele hele sözcülük yapan tarafların bir kere CHP’nin tarihini bilmesi lazım. Ne yazık ki bazı cümleleri kuran insanların CHP’nin tarihinden haberdar değil. Hele böyle kritik bir süreçte, bu kadar ihtiyaç olunan bir ortamda CHP’yi derbest etmeye izin vermeyeceğiz. En azından Gürsel Tekin olarak tek başıma da kalsam buna izin vermem.