Deniz Zeyrek: Danıştay, hükümetin yasal güvencesine dönüştü
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, "Türkiye'de son dönemde yaşanan en önemli sorunlardan biri yargının, hukukun gücünü değil, siyasetçinin güçlüsünü tercih etmesidir." değerlendirmesini yaptı.
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, "Türkiye'de son dönemde yaşanan en önemli sorunlardan biri yargının, hukukun gücünü değil, siyasetçinin güçlüsünü tercih etmesidir." değerlendirmesini yaptı.
Zeyrek, Danıştay'ın Andımız kararını köşesine taşıdı.
Zeyrek'in bugünkü yazısı şöyle:
“Adalet Mülkün temelidir” sözündeki “Mülk” devlet anlamındadır. Çağdaş demokrasilerde devleti ayakta tutan, tartışmasız bir şekilde “adalet”tir.
Adalet, bunu vatandaşların, diğer vatandaşlar ve devletle arasındaki ilişkileri düzene sokarak gerçekleştirir. Zayıfı güçlü, yoksulu zengin, azı çok karşısında korur, kollar.
Bir devlette adalet olmazsa kaos olur, devlet çöker.
Adaletin en önemli teminatı yargı, yargının temel dayanağı da hukuktur.
İşte bu yüzden adalet çürürse devlet çöker. Zayıfın güçlü, yoksulun zengin, azın çok karşısında hiçbir güvencesi kalmaz.
Türkiye'de son dönemde yaşanan en önemli sorunlardan biri yargının, hukukun gücünü değil, siyasetçinin güçlüsünü tercih etmesidir.
★★★
Son zamanlarda yargının önemli bir ayağı olan Danıştay'da yaşananlar, hukuka değil kişiye ya da partiye göre verilen kararlar, hukukun gücünün değil, siyasetçinin güçlüsünün etkisindeki yargı mensuplarından kaynaklanıyor.
Lafı dolandırmayacağım:
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun üyeleri, kararlarını adalet terazisine, kamunun çıkarlarına göre değil, bulundukları makamı borçlu olduklarına inandıkları siyasetçilerin taleplerine ve çıkarlarına göre şekillendiriyorlar.
Bunu neden mi bu kadar rahat söyleyebiliyorum?
2016'dan bu yana Danıştay üyeliklerine atananlara, Dava Daireleri Kurulu'ndaki değişiklere bakarsanız anlarsınız:
2016'da yapılan yasal değişiklikten sonra Danıştay üyelerinin üçte birine yakını, iktidarın siyasi referanslarıyla atanmış.
Dava Daireleri Kurulu'nun yapısı baştan sona değişmiş.
Bakın HSYK'nın Danıştay'a üye seçtiği son üç kişiden birini rastgele seçtim ve sosyal medya hesabına baktım.
AK Partili olduğunu hiç saklamamış.
Gerek “Andımız” ve madalyadan “Atatürk siluetinin kaldırılması” kararları, gerekse Mansur Yavaş Belediye Başkanı seçildikten sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı davayla ilgili olumsuz karar bu değişimin eseri olmuş.
★★★
Danıştay, eskiden idarenin yanlış işlemleri karşısında vatandaşın hakkını hukukunu, kamunun çıkarını korurdu. Şimdi ne yazık ki hükümetin ve idarenin her türlü adımının yasal güvencesine dönüştü.
Ülkenin kurucu lideri Atatürk'ü dahi hiçe saymaları, “Türküm, doğruyum, çalışkanım” ile başlayan bir andın tarih olmasını sağlamaları, sırf belediyeyi muhalefet kazandı diye yıllardır geçerli olan bir uygulamayı ortadan kaldırmaları işte bu yüzdendir.
Emin olun, MHP'nin “Andımız” kararına sert tepki göstermesinden sonra o karardan nasıl döneceklerini kara kara düşünüyorlardır şimdi.