Ahmet Takan: Bugüne kadar duymadığımız, bilmediğimiz çok şey ortaya dökülebilir
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşe yazısında, AB'deki Halkbank davasına bağlı olarak mayıs ayında 'bugüne kadar duymadığımız, bilmediğimiz çok şey ortaya dökülebilir' iddiasında bulundu.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşe yazısında, "Türkiye’nin üzerine totaliter milliyetçilikle, çağdışı ihvancı bir kılıf geçirilmeye çalışılıyor. Şu anda taşları döşüyorlar ama tüm soruların cevabını bulabilmemiz için biraz daha dişlerimizi sıkmamız gerekecek. Mayıs ayında tablonun daha da netleşeceğini tahmin ediyorum. ABD’deki Halkbank davasına bağlı olarak... Bugüne kadar duymadığımız, bilmediğimiz çok şey ortaya dökülebilir" dedi.
Takan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
AKP’de bugün yapılacak büyük kongreden beklentileriniz nelerdir?.. Veya herhangi bir beklentiniz var mı?..
Saray iktidarının vitrin süslerinde yüzde bilmem kaçlık değişim mi bekliyorsunuz?..
“Manifesto” mu dediniz!..
“İnsan hakları eylem planı”nı gördük… “Ekonomik reform paketi” ni de gördük…
Gece yarısı patlatıldı… Gece karanlığında yönetilen bir ülke olduk!..
Ayasofya imamı devlet yönetiminde… Alınan her karar için fetva veriyor… Yön, ayar veriyor… Vitrin değişse ne olur değişmese ne olur!.. Manifesto açıklansa ne olur? Nasıl olsa çok geçmez bir gece yarısı patlatılır!..
Bakın, sizlere naçizane bir öneride bulunayım. Bugünkü AKP kongresindeki laf kalabalıklarına farklı bir açıdan bakın;
Uzun bir süredir, saray iktidarında nefes kesen bir kapışmaya tanıklık ediyoruz. Klikler kapışmasına… “Gürcüler Konseyi” ile “Güvenlikçi grup” amansız bir mücadelenin içinde… Tayyip Erdoğan’da bu klikler arasında gidip geliyor… Kah yer yer denge kurarak kah konjonktüre göre birine diğerinde daha fazla kıyak çekerek… Kliklerin kimlerden oluştuğuna dair isimlendirmelere girmeyeceğim. Zaten kamuoyu önünde meydana gelen olaylardan siz onları kolayca tahmin edersiniz. İki örnekle fotoğrafı netleştireyim; Andımız’ın yasaklanması “1994 ruhu” diye adlandırılan “Gürcüler Konseyi” ne, HDP’ye açılan kapatılma davası ise “Güvenlikçi” gruba yapılan jestlerdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ile “Gürcüler Konseyi” ne büyük kongre öncesinde biraz daha fazla kıyak yapılmış oldu!..
★ ★ ★
Şimdi, bugünkü kongreden çıkacak her türlü sonuca şu gözle incelemenizi öneririm;
-Saray iktidarında ileriki günlerde kadrolaşma açısından “Gürcüler konseyi” mi yoksa “Güvenlikçi grup” mu daha fazla söz sahibi olacak?..
-AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan iki dişli klik arasında denge politikasına devam edebilecek mi?.. Veya hangisini biraz daha ön plana çıkarmayı deneyecek?..
Eğer bu soruların cevaplarını bulursanız, NATO, ABD, AB, Çin ve Rusya ile ilişkiler, Suriye, İran, Irak ve Libya politikalarının geleceği hakkında daha fazla tahminde bulunma şansı elde edersiniz. Türkiye’nin iç ve dış politikalarında İngiliz ekolu mu, yoksa ABD/NATO çizgisi mi daha fazla etken olur, onu da görebilirsiniz…
Bir ipucu daha;
Tayyip Erdoğan, biraz geri plana çekilip “gizli güç” olarak mı devam edecek? Yoksa, ”Erdoğan’ın bekası ile milletin bekası aynıdır” felsefesinden tam gaz devam mı eder?.. Sarayda uzun süredir klikler, dehlizler amansız bir şekilde kapışıyor. Bugün fotoğrafı biraz daha net görebiliriz gibi geliyor bana…
Ha!.. Bir de uzun bir süredir seslendirilen “Hilafetin geri gelmesi” konusu var…
Ona biraz daha zaman var… Türkiye’nin üzerine totaliter milliyetçilikle, çağdışı ihvancı bir kılıf geçirilmeye çalışılıyor. Şu anda taşları döşüyorlar ama tüm soruların cevabını bulabilmemiz için biraz daha dişlerimizi sıkmamız gerekecek. Mayıs ayında tablonun daha da netleşeceğini tahmin ediyorum. ABD’deki Halkbank davasına bağlı olarak.. Bugüne kadar duymadığımız, bilmediğimiz çok şey ortaya dökülebilir. Unutmayın!.. Biden hâlâ telefon etmedi…”Manifesto”, işin masal kısmı…