AKP Kongresi'nde gözden kaçan detay

DAMGA Yazarı Barış Yarkadaş, bugünkü köşesinde AKP Kongresi'ne dair izlenimlerini kaleme aldı.

İşte o yazı:

AKP’liler sahada ne anlatacak?

Bu yazı kaleme alındığı sıralarda, iktidar partisi AKP’nin 7. Olağan Kongresi Ankara’da yapılıyordu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, KoronaVirüs salgınına rağmen Türkiye’nin dört bir yanından getirilen partililerine hitaben yaptığı konuşmada “sivil anayasa”dan söz etti, “Güçlü bir Türkiye inşa ediyoruz” dedi.

Biz o güçlü Türkiye’yi tam 19 yıldır ne yazık ki; bir türlü göremedik… Milyonlarca gencin işsiz olduğu ve artık kendisine bir hayat kuramayacağını düşündüğü ülkenin adıdır AKP Türkiye’si…

Bunu sadece ben değil, tüm veriler söylüyor ve ortaya koyuyor. Önceki akşam KRT TV’de konuğumuz olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Göreve başladığım günden bu yana 300 bin genç, belediyede çalışmak için kurumumuza başvurdu” dedi.

Hani nerede o “inşa edilen güçlü Türkiye?”

19 yıldır iktidarda olmanıza rağmen, hala “inşa ediyoruz – edeceğiz” diyorsanız, size sadece “Geçmiş olsun” denir.

GÜÇ GÖSTERİSİ

AKP’nin KoronoVirüs salgınına rağmen hiçbir tedbir almadan ve tüm tedbirleri de hiçe sayarak yaptığı kongre, aslında Erdoğan’ın “güç gösterisi”nden başka hiçbir anlam ifade etmiyor. Erdoğan da TV’den kongreyi izleyenler de biliyor ki; bu kongre formaliteyi yerine getirmekten başka hiçbir anlam ifade etmiyor. Zira; bu gerçek bir kongre ve gerçek bir seçim değil. Eğer gerçek bir seçim olsaydı, Erdoğan “Yeni MKYK ile saat 17.00’de genel merkezde toplanacağız” demezdi.

Çünkü; 17.00 sandıkların kapandığı ve oy sayımının başladığı saattir. Erdoğan, hazırladığı listenin üzerinde hiçbir oynama – çizme – rekabet olmayacağını bildiği için, seçim sürecinin bitmesini, itiraz süresinin dolmasını bile beklemeye gerek görmüyor. Oysa ki; sandıklar açılınca, oyların sayım - döküm işlemi bile en az iki saat sürer. Belli ki; Erdoğan artık formalitelere bile icabet etme gereği duymuyor.

HDP İÇİN NE DİYECEKLER?

Bu yüzden, AKP MKYK’nın üye sayısının 51’den 75’e, yedeklerle birlikte 105’e çıkmasının hiçbir anlamı yok. Örneğin, MKYK’ya alınan eski vekillerin ağırlıklı çalışma alanı Doğu ve Güneydoğu olacak. Peki, MKYK’daki bu vekiller HDP’nin ağırlıklı seçmeninin olduğu bu bölgelerde ne anlatacak? “Biz artık AK – KURT olduk. MHP ile elele verip HDP’yi kapattırıyoruz” mu diyecekler…

İstanbul Sözleşmesi’nin anayasaya aykırı bir şekilde kaldıran, kadının adını silen, KADIN yerine ısrarla AİLE kavramını yerleştirmeye çalışan AKP’li kadın MKYK üyeleri sahaya indiklerinde ne anlatacak?

Kuşkusuz ki; hiçbir şey…

Çünkü; AKP’nin anlatacak ne bir hikayesi ne de sahada dolaşacak enerjisi kalmıştır. AKP siyaseten tükenmiştir. Bu yüzden, salgını yayma pahasına güç gösterisi yapmaya, Biden’dan gelmesi beklenen telefonu erkene aldırmaya çalışıyorlar. Milyonlar açlığa mahkum edilmişken, yapılan güç gösterisi hiçbir anlam ifade etmez. AKP’nin sözü de enerjisi de tükenmiştir. Sorun, onun yerine konulacak alternatifin muhalefet partileri tarafından inşa edilip edilemeyeceğidir.