Erdoğan yine CHP'yi hedef aldı: 'Aradıkları fırsatı vermeyeceğiz'

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği üyelerini kabulünde yaptığı açıklamada yine CHP'yi hedef gösterdi.

Erdoğan yine CHP'yi hedef aldı: 'Aradıkları fırsatı vermeyeceğiz'

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Heyeti, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları MKYK Üyelerine hitap etti.

Erdoğan, "Türkiye'nin son 8 yıldır yaşadığı her hadise bu sinsi dinamiklerin oyunudur. Sınırlarımızın tacizinden darbecilerden ekonomik tetikçilere tüm yöntemler kullanılarak Türkiye'nin sinir uçları ile oynamaya çalışanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle oldu:

Son 1 yıldır, koronavirüs salgını sebebiyle insanlık olarak sancılı, sıkıntılı günler geçiriyoruz. 3 milyon insanın hayatına mal olan salgın dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor. Allah'tan tüm insanlığı bu musibetten kurtarmasını niyaz ediyoruz.

Tamam diyerek sloganlaştırdığımız, temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek bu hastalığın üstesinden geleceğiz.

Allah'ın izniyle Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır. Milletin sıkıntısını siyasi ikmal kapısı olarak gören muhterislere aldırmadan, salgınla mücadelemize devam edeceğiz.

Bu tür önemli hadiselerin küresel ölçekte değişimlere yol açtığını görüyoruz. Dünya sisteminde kırılmalara sebep olacak yeni bir dönemin kapılarını aralayacaktır. Türkiye bu sürece en hazırlıklı giren ülkelerden birisidir. 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir.

Son 1 yıldaki tecrübelerimizin eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum. Türkiye'nin örnek başarısı yurt dışındaki vatandaşlarımız tarafından daha iyi görülüyor.

Krizin başından bu yana 142'den 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye'ye getirdik. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak ihtiyaç sahiplerine sırtımızı dönmedik. 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım göndererek Türk milletinin ali cenaplığını gösterdik.

Avrupalı Türkler, 1960'lı yıllardaki misafir işçi kimliğini geri bıraktılar, o iş bitti. Bugün Avrupa genelinde 6 milyon insanımız var. Bir dönem sadece işçi, emekçi olarak çalışan kardeşlerimiz artık iş dünyasından ticarete, eğitimden akademiye geniş bir yelpazede varlık gösteriyorlar. Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerin hayatına daha fazla katkıda bulandıklarını görmekten gurur duyuyoruz.

Türklerin ötelendiği, dışlandığı, sadece belli mesleklere hapsedildiği günler artık geride kaldı. Sizlerin başarısı, bizim başarımızdır, milletimizin başarısıdır. Çok ciddi mücadeleler verdik. AK Parti olarak, tüm dünyada yaşayan vatandaşlarımızın oy kullanma hakkını kendilerine kazandıran biz olduk. Bizden öncekiler lafını yaptı.

Uğur Şahin ve Özlem Türeci hocalarımızın yakaladıkları başarı, kendilerine destek olunması ve fırsat verilmemesi halinde insanlarımızın neler yapabileceğini göstermiştir. Bu tür iyi örnekler diğer göçmen topluluklara da cesaret aşılamaktadır.

Avrupalı Türkleri hala 1960'ların dar kalıplarına sıkıştırmaya çalışanlar, diaspora gerçeğini kabullenmek istemiyorlar. İslam düşmanlığı bu hazımsızlığın birisidir. İslam modelleri de bu hastalıklı bakış açısının yansımalarından biridir. İslam düşmanlığı batılı siyasetçilerin başarılarını örtmek için istismar aracına dönüşmüştür.

Dış politikada başarısızlığa uğrayan, içeride sıkışan siyasetçiler bu kifayetsizliklerini şahsıma ve Müslümanlara saldırarak kamufle etme çabasındadır. Birkaç gündür süren tartışmalar bunun örneğidir. Irkçı dalgadan sadece Türkler değil diğer toplum kesimleri de mağdur oluyor.

Geçtiğimiz yıl öncekilere senelere göre nefret suçları iki kat artmıştır. Sadece 2020'de Almanya'da 400'ü bizim insanlarımıza yönelik olmak üzere 900'ün üzerinde ırkçı saldırı kaydedilmiştir. yine geçen yıl cami ve cami derneklerimize yönelik 121 eylem düzenlenmiştir. Avrupa'da da kamusal alan özel alan kurnazlığı üzerinden Müslüman kadınların hakları gasp edilmektedir.

Meselenin asıl vahim tarafı ise bize demokrasi ve insan hakları konusunda ders verenlerin kendi ülkelerinde insan haklarının çiğnenmesine ses çıkarmamasıdır.

Göreviniz sıradan bir görev değildir. Hem çok anlamlı hem de bulunduğunuz ülkede dayanışmanın ruhunu kavrayarak oradaki haklarınızı almak ve savunmaktır. Birlik kuruluşundan bu yana Avrupa'daki kardeşlerimizin haklarını koruma noktasında önemli bir STK haline dönüştü. Önümüzde halen kat edilmesi gereken ciddi bir mesafe bulunuyor.

Sizler politikalarını belirlerken kimi devletlerin gözünün içine bakan değil BM'de Dünya 5'ten büyüktür diyerek tüm ülkeler için hak ve adalet talep eden bir ülkenin evlatlarısınız. Her birinizden al bayrağınızdan iftihar etmenizi istiyorum. Sizler yurtdışında kendiniz, aileniz, ülkeniz adına tarihi bir durul sergilerken bizde içerde benzer bir mücadele yürütüyoruz.

CHP'YE TEPKİ

Türkiye'nin son 8 yıldır yaşadığı her hadise bu sinsi dinamiklerin oyunudur. Sınırlarımızın tacizinden darbecilerden ekonomik tetikçilere tüm yöntemler kullanılarak Türkiye'nin sinir uçları ile oynamaya çalışanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz.

Son dönemde niçin olduğu bilinen kimi konular üzerinden başlatılan kirli kampanyaları da bu sürecin bir parçası olarak görüyoruz. Özellikle CHP yalan yanlış iddiaları sürekli tekrarlayarak kendisine yeni bir misyon oluşturmaktadır.

Bugün CHP kime ne duymak istiyorsa onu söyleyen, lümpenliği siyasetin merkezine yerleştirmiş bir yapı haline dönüşmüştür. Yalanın ve iftiranın dozu öyle bir artıyor ki milletimize olan saygımız gereği bunlara cevap vermek zorunda kalabiliyoruz.

Dün Ukrayna Cumhurbaşkanı ile İstanbul'da bir araya gelerek toplantımızı yaptık. Aynı mesele bir önceki gün Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede ele aldığımız konulardan biriydi. İki ülkenin aralarındaki anlaşmazlıkları müzakere ile çözmelerini istiyoruz. Önceki gün Beykoz Cam ve Billur Müzesi'nin açılışını gerçekleştirdik.