CHP'li Bülent Kuşoğlu: Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerekiyor
CHP’nin Ekonomi Masası toplantıları için Türkiye’yi dolaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, gözlemlerini anlattı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, “Bir ameliyat gerekiyor. Ameliyatın yapılabilmesi için de bir siyasi irade gerekiyor. Türkiye’nin iki yılını daha heba etmemesi için erken seçime gitmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi. CHP’nin iktidara gelmesi halinde özel sektörden hesap soracağı iddialarını reddeden Kuşoğlu, “Özel sektöre böyle bir şey yapılmaz, mümkün değil, doğru da değil” dedi.
Milliyet'ten Mehtap Gökdemir'in haberine göre, CHP’nin Ekonomi Masası toplantıları için Türkiye’yi dolaşan Kuşoğlu, gözlemlerini anlattı:
ÖNCELİKLİ SORUN BORÇ: Türkiye hala olması gereken ekonomi modelini oluşturamadı. Maalesef öncelikli sorunumuz borç. İki paraya sahip bir ekonomiyiz. Şu anda en büyük sorunumuz, faizi ve dövizi ayarlamak. Yerli para ile yabancı paranın seviyesini, rasyosunu ayarlayabilmek. Borcumuzu ödeyebilmek için yine borçlanmak zorundayız, borç faizi için de borçlanmak zorundayız.
VARLIK ÇIKIŞI: Türkiye’nin aşağı yukarı 200 milyar dolarlık bir varlığının yurt dışında olduğunu tahmin ediyoruz. Dünyada en fazla nüfusuna göre para, varlık çıkışı olan ülke, Türkiye. Sürekli döviz çıkıyor. İş çevrelerinin çok büyük bir bölümü maalesef Romanya’da, Hollanda’da, İngiltere’de, Bulgaristan’da yatırım yapıyorlar ama Türkiye’de bu kadar yatırım yapmıyorlar. (Bunun nedeni ne?) Ekonomik sebepler de var ama güven ortamı...
ERKEN SEÇİM: Türkiye’nin bu buhranı, ekonomik krizi aşabilmesi için yapısal reformlara ihtiyacı var. Kısa, orta ve uzun vadede yapması gerekenler var. İktidar da bunları çok iyi biliyor. Ama kısa vadede yapılması gerekenler dışında orta vadede dahil olmak üzere yapılması gerekenler bir seçim öncesinde toplumun canını acıtacak tedbirler. Hiçbir iktidar seçim öncesi böyle bir şey yapmaz. Seçim öncesi krizle ilgili tedbir alınmayacaktır. Normal zamanda seçim yapabilmek için iki yıla ihtiyacımız var. Üç yılı maalesef boşa harcadık. İki yıl içerisinde iktidarın yapısal önlemleri alması mümkün değil.
PAKETİN ETKİSİ OLMADI: Ekonomik reform paketi açıkladılar. Hiçbir etkisi olmadı. Çünkü gerçek olmadığını herkes biliyordu. Türkiye’nin bir an önce yapısal reformlarını gerçekleştirmesi için önce seçim yapması gerekiyor. Seçim sonrası oluşacak yeni siyasi iradenin hemen bunlara başlaması gerekiyor. Acı ilaç değil verilmesi gereken, acı ilaçlarla beraber bir ameliyat gerekiyor Türkiye ekonomisi için. Türkiye’nin iki yılını daha heba etmemesi için erken seçime gitmesi gerekiyor.
TAM KAPANMA ÇAĞRILARI: Tam kapanma diye bir şey söz konusu değil yani olamaz. Barındırdığımız yabancılarla 90 milyonluk bir ülkeyiz biz. Sürekli üretmesi gerekiyor.
HESAP SORMA AÇIKLAMALARI: Hesap sorma özel sektöre değil muhakkak ki, bunun sorumlusu olan kanunu, hukuku uygulamayanlara yönelik olacaktır. Özel sektöre böyle bir şey yapılmaz, mümkün değil, doğru da değil. Bunun daha iyi, daha net ifade edilmesi lazım. CHP’nin öyle bir algı sorunu var tabii ki. Ya da bazıları da biraz radikal bir şekilde bunu ifade edebiliyorlar maalesef. Kılıçdaroğlu döneminin CHP’sinde böyle bir sorun olmaması lâzım. Özel sektöre yönelik böyle bir şey yapmamız çok büyük yanlışlık olur. Tam tersine özel sektörle birlikte dünyada rekabet edebileceğimiz çok büyük kuruluşlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bugün Güney Kore’den başlayın ABD ve Avrupa’ya özel sektör kuruluşu gibi görünen kuruluşların arkasında hep devlet var, devlet desteği var. Bunlar o ülkelerin gücü. Bizim özel sektörü devlet olarak desteklememiz şart.
‘Üçüncü ittifak gerçekçi değil’
(HDP’li Selahattin Demirtaş’ın ‘Üçüncü ittifak’ çıkışı konusunda): Şu anda HDP ile kimsenin ittifak yapması mümkün değil. Doğrudan ittifak söz konusu olmaz. Herkes HDP’nin oyuna talip ama doğrudan bir ittifak yapacak bir parti de görünmüyor. Dolayısıyla çok gerçekçi değil. Millet İttifakı’nı, muhalefeti bölmeye yönelik de bir algı yaratmış oldu. Bu iktidara verilen bir mesaj olarak da algılanabilir. İçerideki bir genel başkanın mesajı olarak da değerlendirilebilir. Göreceğiz önümüzdeki günlerde. Ama normal bir zeminde söylenmiş bir söz değil. Kendisini özgürleştirmeye, partisi üzerindeki baskıların kalkmasına yönelik bir açıklamadır diye düşünüyorum.