Emin Çölaşan'dan AKP'lilere: Acaba diyorum, Allah bu özellikleri onlardan esirgemiş mi!
Emin Çölaşan, "Siz bunların üst düzey kadrolarında yer alanların günün birinde gülümsediğini falan hiç gördünüz veya duydunuz mu? Acaba diyorum, Allah bu özellikleri onlardan esirgemiş mi!" değerlendirmesinde bulundu.
Emin Çölaşan, "Siz bunların üst düzey kadrolarında yer alanların günün birinde gülümsediğini falan hiç gördünüz veya duydunuz mu? Acaba diyorum, Allah bu özellikleri onlardan esirgemiş mi!" değerlendirmesinde bulundu.
Çölaşan'ın bugünkü "Biraz gülümseyin be kardeşim" başlıklı yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, ramazan ayı geçti ama biz de toplum olarak bittik…
Birtakım yeni kurallar, yasaklar ve kısıtlamalar getirdiler ama pek bir işe yaramadığını kendileri de gördüler.
Sokağa çıkma yasaklarını gördünüz.
Herkes sokaklarda idi!
Denetim falan yoktu. Bu bayram süresince de olmayacak.
★★★
Öyle acayip kararlar aldılar ki!.. Örneğin gazete bayileri sabah saat 10'da açılıyor.
Nedenini bilen yok.
Erkenden gidip gazetemi alayım diyemezsiniz.
Hangisini sayayım.
Tablayı başında taşıyan, sokak sokak gezip üç beş kuruş kazanmaya çalışan gariban simitçiler yasaklandı.
Onun da nedenini bilen yok.
Canı simit isteyen gidip pastanelerden aldı.
Demek ki seyyarların simidi virüs taşıyordu ama bu tehlike pastane simitlerinde yoktu.
★★★
Ramazan ayları yasakların, baskıların, din ticaretinin ve din sömürüsünün zirve yaptığı dönemdir.
Pek çok kamu kuruluşunda yemekhaneler öğle yemeği için kapatılır ve içeriye kimse giremez. Pek çok Anadolu kentinde iftara kadar açık restoran bulamazsınız.
Sıkıysa itiraz et… Oruç tutmadığını söyle!
Mümkün değildir, seni çiğ çiğ yerler ve geleceğinle oynarlar.
★★★
Bütün dünyaya yön veren anlı şanlı liderimiz Recep Bey geçtiğimiz ramazan ayında da kuralı bozmadı ve ilk oruç gününde bir ailenin evinde iftar yaptı.
Yer sofrasında çektirdiği fotoğraflar medyaya servis edildi.
Evet, sofra özellikle yerde kurulmuş, yemekler büyük siniler içerisinde dışarıdan özellikle getirilmişti.
★★★
Bu işin kuralları bellidir.
Evine gidilecek aile ramazandan haftalar önce aranmaya başlanır. Sonunda bir aile bulunur, onlara bilgi verilir.
Ev günler öncesinden polis tarafından kuşatılır.
Yemekler dışarıdan taşınır.
Normal zamanda yemeklerini dört ayaklı masada yiyen babaya bilgi verilir:
“Haberin olsun, yemeği yerde yiyeceksiniz.”
Ayrıca büyük siniler getirilir, hazırlıklar tamamlanır, yere çökülür ve iftar açılmış olur!
Merak edenler için söyleyeyim, bu yıl da aynı durum oldu.
Yerde yenilen yemeğin resmi görevliler tarafından çekilen fotoğrafları anında medyaya servis edildi.
Bunlar ramazan ayının ikinci günü başta yandaşlar olmak üzere medyada yer aldı!
★★★
Kapanma süresince özellikle tatil beldelerinde denetim neredeyse sıfırdı.
Kitleler plajlara hücum etmiş, denize giriyordu.
Özel araçlar vızır vızır çalışıyordu.
Bazı içkili restoran ve kafeler zaten hiç kapanmamıştı!
Ama genelde gariban kesimin uğrak yeri olan kahvehaneler tümüyle kapalıydı!
Milyonlarca insanın akın ettiği tatil beldelerinde konulan yasakların ve getirilen kısıtlamaların çoğu göstermelikti. Bu bayramda da öyle olacak.
★★★
Bugün bayram…
Bayramlar bizim kültürümüzde çok önemli ve özel günlerdir.
Hem ulusal bayramlarımız, hem de dini bayramlarımız böyledir.
Bir düşünmeye çalışın bakalım, özellikle şu son yıllarda, yani bunların döneminde hangi bayramlarımızı hırgür olmadan, sürtüşme olmadan ağız tadıyla kutlayabildik…
Ulusal bayram gelir, sırf tavır koymak için örneğin Anıtkabir'e gitmezler.
Bunu kendileri için küçüklük olarak görürler.
Dini bayramlar öncesinde de milletin sinirini bozmak için mutlaka bir şeyler yaparlar, ortaya yeni konular getirirler.
★★★
Sevgili okurlarım, size şimdi bir şey sormak istiyorum… Kafamı kurcalayan bir konudur.
Siz bunların üst düzey kadrolarında yer alanların günün birinde gülümsediğini falan hiç gördünüz veya duydunuz mu?
Örneğin bir şaka yapmak…
Espri yapmak…
Acaba diyorum, Allah bu özellikleri onlardan esirgemiş mi!
Yabancı televizyon kanallarını hemen her gün izliyorum, bir sürü devlet adamını görüyorum.
Bütün Batı ülkelerinin başkanları gerektiğinde gülüyor, espri yapıyor, hatta fıkra anlatıyor.
Kimse onları kınamıyor, ti'ye almıyor.
★★★
Bir de bizimkilere bakın!
Hep asık suratlar, sağa sola posta koymalar, yakarız yıkarız, mahvederiz, haddinizi bilin edebiyatı…
Karşımızda sürekli aynı tablo.
Hele de Recep Bey, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı.
Yahu kardeşim anladık, siz çok büyük adamlarsınız!
Sizi eleştirmek bizim haddimize değil ama çok ender bile olsa biraz gülümsemeye çalışın be!..
O Arap şeyhleri gibi, Afrikalı, Latin Amerikalı diktatörler gibi asık suratlı ve kasıntı olmak size acaba bir şey mi kazandırıyor!
O katı ve sert tavırlarınızdan bıktık artık, sıktınız.
★★★
Geçenlerde Rus televizyonunda Putin'i, Çin televizyonunda da onların devlet başkanı Şi Cinping'i gördüm.
Ne dediklerini anlamadım ama Putin bir toplulukta kahkahalar atıyor, Çin devlet başkanı güldükçe gülüyordu.
Bizimkiler de keşke gülmeyi, espri yapmayı biraz olsun öğrenebilse!
İyi bayramlar diliyorum.