83 yaşındaki Çetin Doğan cezaevinden seslendi: 'Bu ne vicdansızlık'
Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, 28 Şubat davasında hüküm giyen, 83 yaşındaki kalp hastası emekli Orgeneral Çetin Doğan’ı eşi Nilgül Doğan'ın anlattıklarına köşesinde yer verdi.
Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “‘Bu ne vicdansızlık sözün bittiği yerdeyiz’” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Erkin bugünkü yazısında, 28 Şubat davasında hüküm giyen, 83 yaşındaki kalp hastası emekli Orgeneral Çetin Doğan’ı ve 4 emekli generali gündeme getirdi.
Erkin’e konuşan Doğan’ın eşi Nilgül Doğan “Sözün bittiği yerdeyiz” diyerek son süreci anlattı.
Yazının ilgili kısımları şöyle:
Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan'ı aradım. “Sözün bittiği yerdeyiz” diye başladı cümlesine ve son süreci anlattı:
“Altı ayı aşkın bir imza atılmasını bekliyoruz. Ne yazık ki bir gelişme yok. Ne diyeyim, söyleyecek bir şey yok. Kaloriferler yeterli yanmıyor. En son gittiğimde bere götürdüm. Elimizden bir şey gelmiyor, sessiz, sakin izliyoruz. Ne yapabiliriz ki?
“Çetin de ‘Bu ne vicdansızlıktır. Sözün bittiği yerdeyiz' diyor. Başka bir şey demiyor. Ortada bir darbe yok ki, hükümeti devirme gibi bir girişim olsa. En yakından siz biliyorsunuz, davayı takip ettiniz Aytunç Bey. “
Yaşlar kemale erdi. Emekliliğimizi bize yaşatmadılar. Yedinci seneye girdik cezaevinde. 4.5 yıl Balyoz, 2.5 yıl 28 Şubat. Günah bu insanlara. 4.5 yıl Balyoz'dan yattı ve torunlarının büyüdüğünü resimlerde gördü. Şimdi bugün yaşı ilerledi, dik durmaya çalışıyor. Biz üzülmeyelim diye sorunlarını aktarmıyor. Çok sonra avukatlardan öğreniyoruz.
“İki defa mide kanaması geçirdi. İkincisinde doktora gitmedi. Çünkü; ilkinde gittiğinde üç ay sonraya randevu verdiler. Kanama geçirdiğini söylüyorlar, yerini saptamamız lazım diyorlar ama üç ay sonraya randevu veriyorlar. Bu nedenden dolayı ikinci mide kanamasını kendisi tedavi etti. Öyle geçirdi.
“Söz bitti. İkimizin de gönlü yorgun artık. Karşılıklı birbirimize tiyatro oynuyoruz. O ‘beni merak etmeyin' diyor. Biz ‘sen bizi merak etme' diyoruz. Özgürlüğü yok ki!
“Bir tarihte Balyoz döneminde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e gitmiştim. Kaşif Kozinoğlu hayatını kaybettiği zaman (kalp krizi iddiası) ‘neden ambulans yok buralarda' diye sormuştum. Demiştim ki: ‘Sizin burada ne kadar şaşalı bir odanız var, hizmet edenleriniz var. Size ‘üç gün bu odadan çıkmayacaksınız' deseler –ki bu lükse rağmen- acaba dayanabilir misiniz?' Bir kişinin haksız bir şekilde özgürlüğünün alınması kadar ıstırap verici bir olay yok. Kızım dedi ki; ‘Tam tersi olsaydı. Babam suçlu olup içeride olsaydı daha mı iyi olurdu? Şimdi başımız dik hepimizin. Başımızı öne eğecek bir şey yapmadı babamız'.
Evet… Nilgül Doğan'ın anlattıklarının özeti böyle. Çetin Doğan'ın isyanı ve “Bu ne vicdansızlık' cümlesi…