İşte Erdoğan'ın Saray'dan görmediği ve AKP'nin gizlediği gerçekler
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşların yaşadığı sorunları görmezden geldi ve yoksulluğa dikkat çeken muhalefeti nankörlükle suçladı.
İktidar pandemi ve geçim sıkıntısıyla boğuşan yurttaşın taleplerini görmezden gelirken yoksulluk büyüyor.
Ekonomik kriz karşısında alım gücü düşen yurttaşlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken iktidar, çareyi gerçekleri manipüle etmekte arıyor.
Birgün'den Havva Gümüşkaya'nın haberine göre, partisinin grup toplantısında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yoksulluğa dikkat çeken muhalefeti hedef aldı, bir hafta 2’nci kez “nankörlükle” suçladı.
Erdoğan, “Neymiş, millet açmış. Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin! Nankörlük parayla değil!” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu ise Erdoğan’ın sözlerine, “Sen batırdın, biz koştuk. O kadar gönlün fakir ki; sahip olduğun tek şey sarayların, paraların ve kibrin” şeklinde tepki gösterdi. AKP’li Cumhurbaşkanı, sözlerinin devamında hemen hemen hepsi ‘yap-işlet-devret’ yöntemiyle yapılan ve birkaç müteahhidin elinde olan köprü, otoyol ile barajların yurttaşı doyurduğunu öne sürdü. Erdoğan’ın tepki çeken sözleri, iktidarın gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu gözler önüne serdi. Zira genç nüfus işsiz, açlık sınırı asgari ücretle yarışıyor, halkın alım gücü her geçen gün azalıyor.
Yurttaş, enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle tüketim alışkanlarını değiştiriyor. Ülkede geniş tanımlı işsizlik 9,2 milyona ulaşırken yoksulluk sınırı 9 bin 739 TL. 2003 Nisan’ında 4 kişilik bir aile, günlük minimum 15,51 TL’ye sağlıklı beslenebilirken, bugün ancak 93,85 TL’ye sağlıklı beslenebiliyor. Yurttaşın bankalara olan borcu 2002’de 6,8 milyar lirayken bu yılki kredi borçlarının toplamı 872 milyar lira. İktidarın “manipüle ettiği” gerçekleri derledik.
Asgari ücretli 443 lira yoksullaştı
DİSK-AR verilerine göre, bütün ücretli çalışanların yüzde 17’si yani yaklaşık 3,3 milyon işçi, asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. Asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışan işçi sayısı ise 1 milyona yakın. Ülke genelinde 10 milyonu aşkın emekçi ise yılbaşında 2 bin 825 lira olarak açıklanan asgari ücretle çalışıyor. Ancak asgari ücret hızla eriyor. Yılbaşında 7,37 lira olan dolar kuru, bugün itibarıyla 8,53 liraya çıktı. Ocak ayında 383 dolara denk gelen asgari ücret bugün 331 dolara düştü. Yaklaşık 6 aylık erime, 52 dolara denk geliyor. Başka bir ifadeyle asgari ücretli yılbaşından bu yana 443,5 lira yoksullaştı.
***
Borcu olmayan yurttaş kalmadı
Halkın bankalara olan borcu 2002 yılında 6,8 milyar lira seviyesindeyken 2011 yılında 230,5 milyar liraya, 2021 yılında ise 872 milyar liraya yükseldi. Salgında işsiz ve gelirsiz kalan milyonlar iktidar tarafından gerçek bir destek paketi açıklanmazken bankalara yönlendirildi.
Böylece yurttaşın tek çaresi kredi çekerek borçlanmak oldu. Yurttaşın bankalara olan tüketici kredisi borçları toplamı 872 milyar TL, çiftçilerin 149 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Kredi kartı borçları ise 153,5 milyar lira. Türkiye Bankalar Birliği’nin mart ayı verilerine göre bireysel kredi kullanan 34,5 milyon kişinin bankalara borcu bulunuyor. Son bir yılda 2,3 milyon kişi bireysel kredi kullandı. Sadece mart ayında 98 bin kişi ihtiyaç kredisi kullanmak durumda kaldı. 151 bin kişi ise mart ayında ilk kez kredi kartı kullandı.
***
16,8 milyon kişi yardıma muhtaç
Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneğiyle asgari ücretin altına mahkûm edilenlerin sayısı ile işini kaybeden kayıtsız işçiler göz önüne alındığında, asgari ücretin altında gelirle yaşamak zorunda olanların sayısı çarpıcı boyutlara ulaşıyor. Bugün 16,8 milyonu aşkın kişi ise sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor.
***
Gramla sebze, taneyle meyve
Mayıs ayı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 16,69 düzeyinde. Salgın döneminde gıda fiyatlarındaki yükseliş, yurttaşın tüketim alışkanlıklarını değiştirmesine neden oldu. Mayıs ayında gıda fiyatlarındaki artış yüzde 17,04 seviyesinde gerçekleşti. Yılbaşından bu yana fiyatı en çok artan ürünleri ise et ve süt ürünleri oluşturdu. TÜİK’in mayıs ayı enflasyon sepetine göre sütün fiyatı bir yılda yüzde 22,31 arttı. Pastörize inek sütünün litresi geçen yıl süpermarketlerde 4-6 TL arasında satılıyordu. Bu yıl ise süt fiyatı 7-9 TL’ye ulaştı. Çarşı pazarda artık gramla sebze taneyle meyve alınıyor.
***
İşsiz, umutsuz ve geleceksiz
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine ülke genelinde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 12,8. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise son bir yılda 2,5 milyon kişi artarak, 10 milyona dayandı. Fakat işsizlerin içerisinde genç nüfusun oranı giderek yükseliyor. Ülkede gençlerde işsizlik oranları 2018 Eylül’ünde görülmeye başlayan ekonomik kriz ve Covid-19 salgını ile daha fazla arttı. Türkiye, OECD ülkeleri içinde ne eğitimde ne de istihdamda olan genç nüfus oranına sahip en yüksek ülke konumunda. Gençlerde işsizlik oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 13,3, AB ülkelerinde ise yüzde 17,1 seviyesinde. Ülkede alarm veren 15-24 yaş arası genç işsizliği yüzde 25,3 seviyesinde. Genç kadın işsizliği de yüzde 31,7.
***
Açlık sınırı ücretsiz izin parasını katladı
DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası (BİSAM) nisan ayı raporuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için ihtiyaç duyduğu harcama tutarı 2 bin 816 TL’ye çıktı. Ücretsiz izin ödeneği ise bin 500 lira. Açlık sınırı nisan ayında ücretsiz izin ödeneğinin neredeyse iki katına çıktı. ÖTe yandan açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırının 9 bin 739 lira.
***
Bir çocuğun hayali: Evde yiyecek olması
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Neymiş, millet açmış” ifadelerini sarf ettiği anlarda sosyal medyada ise hayalinin “fakir olmamak” olduğunu söyleyen bir çocuk konuşuluyordu. Zonguldak’ta ise Z Haber adlı yerel medya kuruluşunun “Hayalin nedir?” sorusuyla uzattığı mikrofona yanıt veren çocuk, “Hayalim şey olmaması abi fakir olmaması. Yani evde yiyecek yok ki. Ben şimdi şeye geldi. Burada çalıyorum. Eve yiyecek getireceğim. Odur hayalim. Evde yiyeceğimiz olması” ifadelerini kullandı. Fakat tablo Zonguldak’taki çocukla sınırlı değil. Zira işsiz ve yoksul kalan halk iş bulma çağrısını artık sosyal medyaya taşıyor. Sadece iş bulma ümidiyle sosyal medya hesabı açan ve hemen her paylaşımın altına iş aradığını yazan yurttaşlar, “evlerine ekmek götürmek istediklerini” belirtiyor.