Barış Atay'dan Devlet Bahçeli'ye hodri meydan
TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay, TİP İstanbul İl Örgütü'nün düzenlediği eylemde konuştu.
Organize suç örgütü Sedat Peker’in yayınladığı videolarla ortaya çıkan kirli ilişkilere karşı Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Örgütü Genel Başkan Erkan Baş ve Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay'ın katılımıyla Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda bir eylem düzenledi.
İleri Haber'den İzel Sezer'in haberine göre, TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay yaptığı açıklamada, "On yıllardır sağ siyasete dayandırarak oluşturdukları lağımın patlamasını izliyoruz. Bu patlamadan çıkan kokudan rahatsız olmayan tek kesim AKP-MHP faşist blokundan başkası değildir!" Bizi mezarlıkla tehdit edenlere sesleniyorum, Hodri meydan!" ifadelerini kullandı.
Öte yandan eylemde yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Ülkemiz, geçmişte de pek aydınlık sayılamayacak günleri olmasına rağmen, Saray Rejimi altında tarihinin en karanlık döneminden geçiyor.
Açlığın, yoksulluğun, işsizliğin, güvencesizliğin, sömürünün, yağma ve talanın, baskının, şiddetin, işkencenin, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının tırmanışa geçtiği AKP döneminde şimdi bir de gündemimizde iktidar-mafya-medya üçgeni yer alıyor. Bu gündem bizler için yeni değil. Türkiye İşçi Partisi olarak Saray Rejimi etrafında dönen bu kirli ilişkileri her zaman işaret ettik, hep yüksek sesle dile getirdik. Ancak konunun kamuoyunun gündemine girmesi bir suç örgütü liderinin kapana sıkıştıktan sonra yayınlamaya başladığı ifşa-itiraf videolarıyla oldu.
Bizlerin uzun yıllardır işaret ettiği bu çürümüş mafya düzenine ilişkin gerçeklerin bu videolarla görünür olması haklılığımızı bir kez daha kanıtlamıştır. Ancak biz, bir mafya bozuntusunun sözlerine sırtımızı yaslayacak değiliz. Temiz toplumu kirli ağızlardan çıkan laflarla yaratmayacağız.
Ülkeyi peşkeş çekenlerin, Saray bahçesinden halkı sülük gibi sömürenlerin, birbirlerine yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçılığı, faili meçhul cinayetler gibi suç ve çıkar ortaklığıyla bağlanmış kirli öznelerin her biri suç duvarının tuğlalarını oluşturuyor. Suçlular ördükleri duvarın çok güçlü olduğunu sanıyor ama yanılıyorlar. Emekçiler, alın teriyle geçinen, bu ülkenin onurlu insanları, yaşamları çalınan kadınlar, gelecek hayalleri çalınan gençler hep birlikte tuğlaları çekip duvarı yıkacaktır.
Biz, kurtarıcıyı hiçbir yerde aramıyoruz. Bizim gücümüz kendi ellerimizdedir. Bundan eminiz ancak kaybedecek vaktimiz yok!
Çete iktidarından, açlıktan, yoksulluktan kurtulmak için, sömürüye ve adaletsizliğe son vermek için, İstanbul Sözleşmesi’ni geri kazanmak için, kadınların yaşam hakkı, gençlerin gelecek hakkı için, Kanal İstanbul’u durdurmak için, İkizdere’yi, Salda’yı, Marmara Denizi’ni, Kazdağları’nı kurtarmak için vaktimiz yok. Kaybedecek tek bir günümüz dahi yok.
Şimdi yan yana gelme, sesimizi çıkarma ve mücadeleyi büyütme zamanıdır.
Biz bu çete düzeniyle asla helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız. Suçluları yargılayacağız ve aydınlık yarınları, temiz bir geleceği öyle kuracağız."
Eşit, özgür, adil bir dünyada inat ediyoruz ve biliyoruz, mutlaka inadımız kazanacak.