Faik Öztrak'tan iktidara: Hatası çok olanın, hayâsı da az olurmuş
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Merkez Yönetim Kurulu toplantımız devam ediyor. Bugün toplantımızda; Mafya-Siyaset-Ticaret ekseninde derinleşen devlet krizini, milletimizi ezen ekonomik krizi, salgında yeterli destek alamayan toplum kesimlerinin sorunlarını, ağırlaşan toplumsal buhranı ve bu buhrandan çıkışın yollarını ele aldık.
Demokrasilerde, “Yetki, beraberinde sorumluluk getirir.”
Milletin verdiği yetkiyi kullananlar, yaptıklarının ya da yapmadıklarının hesabını millete verir. Ülkemizde Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin yetkisi çok ama sorumluluğu yok.
Ülkemizi, yetkileri sımsıkı kucaklayan, sorumluluğunu kabul etmeyen bir anlayış yönetiyor.
Böyle olunca; yandaşa ihale dağıtmayı, kendilerine saraylar yapmayı, itibardan tasarruf etmemeyi, saray beslemelerine üçer, beşer maaş bağlamayı, ülkenin dağını taşını, derelerini, denizlerini talan etmeyi, beytülmali ganimet sayıp yağmalamayı, atadan, deden kalan mirası satıp yemeyi, ülkenin geleceğine, geçilmeyen köprü ve yollarla ipotek koymayı, milletten acımasızca vergi toplamayı ve koskoca ülkeyi gırtlağına kadar borca batırmayı devleti yönetmek sanıyorlar.
Hükümetler, millete hizmet için vardır. Ama Erdoğan Şahsım Hükümeti, milleti kendilerine hizmetkâr görüyor.
Bu çarpık anlayış elinde, “Hepimiz bir avuç saray sosyetesinin, mutluluğu için çalışıyoruz.” Tüm nimetler bu mutlu azınlığa, külfet ise tüm millete…
Bu sorumsuzların elinde ülkemizi müsilaj götürüyor, Marmara denizi ölüyor.
İşsizlerimizin sayısı 10 milyonu geçmiş. Pahalılık milleti perişan etmiş. Milletin 128 milyar doları buharlaşmış. Sadece ülkemiz değil, insanımız da borca batmış. Milletin büyük bir kısmının geliri her gün erirken,
"ERDOĞAN SORUMLULUĞU MUHALEFETE YIKIYOR"
Saray, duran, uçan, kaçan saraylarında gününü gün ediyor, bir avuç saray sosyetesi malı götürüyor. Millet “açım” diye bağırıyor. Erdoğan ise “açları siz doyurun” diyerek, sorumluluğu muhalefete yıkıyor.
Faik Öztrak: Bahçeli bunu derhal Meclis'e sunmalıdır, aksi boş lakırdıdır
Son 19 yılda, milletten 2 trilyon 311 milyar dolar vergiyi kim topladı? Dışarıdan 109 milyar dolar, yurt içinden 63 milyar dolar borcu kim aldı? Millete ait 62 milyar dolarlık malı mülkü kim sattı? Hâsılı 2 trilyon 544 milyar dolarlık kaynağı, bu ülkede kim kullandı?
Bu paraları Erdoğan ve Erdoğan’ın başında olduğu hükümetler harcadı. Nereye gitti bu paralar? Bugün milletimiz sıkıntılardan bunalmış. “Bu ülkeyi kim yönetiyor?
Hükümet yok mu?” diye feryat ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Önderimiz Atatürk’ün ifadesiyle; “Bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.” devletimizin en iyi tarifi de budur.
Devleti 19 yıldır yöneten, bugün çıkıp muhalefete, “Aç dolaşanları buyurun siz doyurun” diyorsa, milletin dertlerine çare bulma sorumluluğunu üstlenmiyorsa, ozaman, o beyefendi sıcak koltuğundan da kalkacak. O görevi yerine getirecek bizlere koltuğu bırakacak.
CHP'den Süleyman Soylu'ya istifa çağrısı
Hatası çok olanın, hayâsı da az olurmuş. Erdoğan Şahsım Hükümetinin hataları, bir değil, yüz değil, bin değil…
Artık yapılması gereken bellidir. Sandığı biran önce milletin önüne getirin. Milletimiz emaneti bu kifayetsiz yönetimden almaya hazır. Biz de göreve hazırız.
Bu topraklarda hiçbir çocuğumuzun yatağa aç girmemesi için çarelerimiz, politikalarımız hazır. Aile Destekleri Sigortamız hazır.
"SANDIĞI GETİRİN"
Tekrarlıyoruz: Getirin sandığı, kapansın haram kapıları.
CHP iktidarında kardeşçe kurulacak Halil İbrahim sofrasında, tüm milletimize yer var.
“Ön teker nereye giderse, Arka teker de oraya gider.”
Erdoğan’ın atanmış yardımcısı da, 25 yıl İstanbul’u kimin yönettiğini bilmezden geliyor. 19 yıldır Erdoğan Şahsım Hükümetlerinin, Türkiye’yi yönettiğini unutmuş görünüyor. Marmara Denizi’ndeki deniz salyası felaketinin sorumluluğunu, iki yıldır görevde olan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımıza yıkmaya çalışıyor.
"SORUMLU ARIYORSANIZ AYNAYA BAKACAKSINIZ"
Sorumlu mu arıyorsunuz? Saraylarınızdaki aynalara bakacaksınız. Daha dün Çorlu’da, Çevre Bakanlığı’nın işlettiği “Derin Deşarj Sahili” kapkara oldu. Jandarma resim çekilmesini engellemek için önlem aldı.
Ne demiş Peygamber Efendimiz: “İnsaf dinin yarısıdır.” İslam’ın şartı beş ise, altıncısı da haddini bilmektir.
Ama bunlar kibre kapılıp, güçten şımarıp, insafı da yitirmiş. Ar damarları çatlamış.
TALAN ZİHNİYETİ
Oksijen yuvası Kazdağları siyanürle, zümrüt yeşili Cerattepe dinamitle, güzelim İkizdere iş makineleriyle yıkılıyorsa, dünyanın gözbebeği Salda Gölü betonla sıvanıyorsa, güzelim Marmara Denizimiz salyaya boğulduysa, bunların tek sorumlusu Erdoğan Şahsım Hükümetidir.
Şimdi bu talan zihniyeti, 25 yıl yönetip “İhanet ettik” dedikleri İstanbul’a, öldürücü darbeyi vurmaya hazırlanıyor. Bunu da muhalefete çamur atarak saklamaya çalışıyorlar.
Biz bu ihanetin sorumlularını da, bu ihanete ortak olacakları da bir kez daha uyarıyoruz:
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, talan İstanbul’a tek kuruş çalışmayacak. Herkes bunu bilip, hesabını, kitabını buna göre yapsın.
Uluslararası Para Fonu, 4. Madde Konsültasyonları çerçevesinde Türkiye’ye gelmiş.
Yetkililerle görüşmüş. Bu görüşmelerden sonra hazırladığı raporu da, geçtiğimiz günlerde açıklamıştır.
Raporda, Türkiye ekonomisini takip edenlerin bilmediği çok fazla bir şey yok. “Biz aylardır 128 milyar dolar nerede?” diye sorduk, soruyoruz.
Para Fonu da, net döviz rezervlerini artıran ve azaltan işlemleri incelemiş. Net rezervlerin, 2020’de 95 milyar dolar artması gerekirken, 27 milyar dolar gerilediğini tespit etmiş. 2020’de net rezervlerde, toplam 122 milyar dolarlık bir kayıp-kaçak tespit etmiş. Bunu da tüm dünyaya ilan etmiş.
“128 milyar dolar nerede?” diye soran afişlerimizi indirenler, nedense Para Fonu’nun tespitlerine itiraz edememiş. Bu konuda hükümet yetkililerinin tek bir aksi beyanını, yayımladığı raporda kayda geçirmemiş. Hükümet bu eriyen rezerv meselesinde, Para Fonu’na neden iki çift laf edememiş.
Rahmetli Erbakan Hocanın dediği gibi; “Sizi gidi IMF’ciler sizi…”
Eriyen rezervlere, düşen rezerv kalitesine, bunun ekonomide yaratacağı kırılganlıklara, biz ve aklı başında ekonomistler zaten uzunca bir zamandır dikkat çekiyoruz.
Buharlaştırdığı 128 milyar doların hesabını veremeyen Erdoğan, dün çıktı; Çin ile imzalanan 2,4 milyar dolarlık SWAP anlaşmasının, 6 milyar dolara çıkarıldığını bunun Türkiye ekonomisi için bir “sıçrama” olduğunu söyledi.
Güler misiniz, ağlar mısınız? 128 milyar dolar rezervi yok yere erit. Kasada Merkez Bankası’na ait tek bir sent kalmasın. Rezervler kısa vadeli emanet borçla makyajlansın. Rezervlerin kalitesi dibe vursun.
Sonra Erdoğan çıksın, Çin’den alınan emanet 6 milyar dolarla finanse ettiği, “Çakma” rezervlere “sıçrama” deyip, millete yutturmaya kalksın.
Ne güzel demiş atalarımız; Can çıkar, huy çıkmaz!
El atına binerek, çalım satmak, bunların bildikleri tek marifet…
Erdoğan memleketin döviz bilançosunun varlık tarafına sahip çıkıyor. Bilançonun borç kısmını öksüz bırakıyor.
4 Haziran itibariyle, Resmi rezerv varlıklarımız 93,8 milyar dolar. Vadesi bir yıl ve bir yıldan daha az olan, SWAP dâhil toplam döviz yükümlülüklerimiz ise 131,4 milyar dolar. Yani 4 Haziran itibariyle kasadaki döviz açığı 37,6 milyar dolar.
ERDOĞAN EMANET REZERVE SEVİNİYOR
Türkiye dünyanın en yüksek 7. faizini uyguluyor.
Bu yüzden ülkemizin risk primi, En yakın rakibinin iki katından fazla.
Bu yüzden Türk Lirası, yılbaşından bu yana dolar karşısında, en fazla değer yitiren ikinci para birimi.
Bu yüzden hayat pahalılığı milleti eziyor. Bunların sorumlusu öznesi belirsiz dış güçler değil. Bunların sorumlusu; 128 milyar doları yok yere eriten, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek, akıl ve bilimle çarpışan, salgında doğrudan destek vermek yerine kredi musluklarını sonuna kadar açan, TL’ye güveni tamamen bitirip ülkeyi dolar müptelası yapan, öznesi Erdoğan olan iç güçlerdir.
Şimdi o hale düştüler ki, Çin’den alınan ilave 3,6 milyar dolar emanet rezerve, Erdoğan “sıçrama” diyerek seviniyor.