Saray'dan İstanbul Sözleşmesi hakkında akılalmaz menfaat savunması
Meral Akşener'in İstanbul Sözleşmesi hakkında Danıştay'a yaptığı başvuruda Saray'ın savunması ortaya çıktı.
Danıştay, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in; Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin kararın yürütmesinin durdurulması talebini reddetti.
ANKA'dan Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre; Cumhurbaşkanlığı, Danıştay'a gönderdiği savunmada, "Cumhurbaşkanı Kararı’nın doğrudan davacı hakkında uygulanma imkânı bulunmadığından, davacının iptal davası açmakta menfaatinin bulunmadığı ve davanın bu nedenle ehliyet yönünden reddedilmesi gerekmektedir” görüşünü ifade ederek Akşener’in dava açma yetkisi olmadığını ileri sürdü.
Danıştay 10. Daire, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın yürütmesinin durdurulması talebini oyçokluğu ile reddetti. Karar, 28 Haziran 2021 tarihinde alındı. Cumhurbaşkanlığı'nın daireye gönderdiği savunmada dikkat çeken başlıklar şöyle:
"DAVACININ MENFAATİ YOK"
Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nın doğrudan davacı hakkında uygulanma imkânı bulunmadığından, davacının iptal davası açmakta menfaatinin bulunmadığı ve davanın bu nedenle ehliyet yönünden reddi gerektiği.
"BİLDİRİMLE FESHETME YETKİSİ VAR"
Cumhurbaşkanı Kararı’nın dış ilişkiler çerçevesinde tesis edilen ve münhasıran Cumhurbaşkanının yetkisi dahilinde bir işlem olduğu ve iptal davasına konu edilemeyeceği; Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin 80. maddesinin, taraf devletlere; Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği'ne herhangi bir zamanda yapacağı bildirimle sözleşmeyi kendisi bakımından feshetme yetkisi verdiği.
"UYGUN BULMA KANUNU ONAY İŞLEMİ DEĞİL"
Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca, maddenin 2. ve 3. fıkralarındaki istisnalar haricinde; uluslararası antlaşmaların TBMM'nin onaylamayı uygun bulmasının ardından Cumhurbaşkanınca onaylandığı, uygun bulma kanununun onay işlemi olmadığı, anlaşmanın bu kanunla onaylanmadığı, sadece yürütme organının antlaşmayı onaylamasının uygun bulunduğu, Cumhurbaşkanı'nın yürütme organının diğer düzenleyici işlemlerden farklı olarak herhangi bir kanuna dayanmadan ya da yasama organının onayı olmadan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri yoluyla ilk elden düzenleme yapabildiği.
"FESİH İÇİN ANAYASA HÜKMÜ YOK"
Uluslararası antlaşmaların feshi usulüne ilişkin olarak Anayasada hüküm bulunmadığı, uluslararası ilişkilerin yürütülmesi ve buna ilişkin olarak antlaşmaların imzalanması, müzakere edilmesi, onaylanmasının yürütmesi yetkisine ilişkin olduğu.
"TBMM'NİN YETKİSİ YOK"
TBMM'nin antlaşmaların imzalanması, hatta TBMM'ye sunulması ve onaylanması aşamasında yetki sahibi olmadığı, antlaşmaları nihai olarak yürürlüğe koyma yetkisinin yürütme organına ait olduğu; TBMM'nin yetkisinin onaylamayı veya katılmayı uygun bulmakla sınırlı olduğu, TBMM'nin uygun bulma yetkisi gerekçe gösterilerek antlaşmaların onaylanması ve feshi konularının Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyeceği iddiasının yerinde olmadığı.
"TBMM'NİN KARAR ALMASINA GEREK YOK"
TBMM tarafından, kanunla onaylanması uygun bulunan bir antlaşmanın feshi için uygun bulma kanununun yürürlükten kaldırılmasına veya TBMM'ni bu yönde bir karar almasına gerek olmadığı, bu yönde bir sürecin ne Anayasada ne de TBMM İçtüzüğü'nde öngörüldüğü.
"KANUN, SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNİ İÇ HUKUK BAKIMINDAN YÜRÜRLÜĞE KOYMUYOR"
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunmasına ilişkin 6251 sayılı Kanun'un sözleşme hükümlerini iç hukuk bakımından yürürlüğe koymadığı, uluslararası hukuk bakımından Türkiye Cumhuriyeti'nin sözleşme ile bağlanmasını sağlamadığı, bu kanunun hukuki etkisinin yürütme organının sözleşmeyi onaylayarak yürürlüğe koymasını mümkün hale getirmek olduğu, bu nedenle sözleşmenin feshi için 6251 Kanun’un yürürlükten kaldırılmasına gerek olmadığı.
"ANAYASA 90, TBMM İŞLEMİNE İHTİYAÇ ŞEKLİNDE YORUMLANAMAZ"
Anayasa'nın 90. maddesinde yer alan usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmaların kanun hükmünde olduklarına ilişkin hükmün, antlaşmaların organik açıdan TBMM'nin kabul ettiği bir kanun hükmü olduğu ve bu nedenle sona erdirilebilmesi için TBMM'nin işlemine ihtiyaç duyulduğu şeklinde yorumlanamayacağı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin antlaşmaların hükümleri ile kanun hükümleri arasında farklılık olması durumunda antlaşma hükümlerinin esas alınmasının, antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti bakımından yürürlükte olduğu sürece ilişkin olduğu, bu türden antlaşmalarda da yetkinin yürütme organına ait olduğu.
"ÇEKİLME, BİR EKSİKLİĞE YOL AÇMAYACAK"
İç hukukumuzda, kadınlara yönelik şiddetle mücadele konusunda gerekli düzenlemelerin bulunduğu, sözleşmeden çekilmenin bir eksikliğe yola açmayacağı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın ve yasal şartları gerçekleşmeyen yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır."