CHP'li Gülizar Biçer Karaca: 42 milyon hakkını düzenleyen sözleşmeyi bir avuç oy için çöpe attı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla çıkması hakkında değerlendirmelerde bulundu.

CHP'li Gülizar Biçer Karaca: 42 milyon hakkını düzenleyen sözleşmeyi bir avuç oy için çöpe attı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Diyarbakır'da konuştu.

Karaca, “Diyarbakırlı gençlere iş olanağı sağlayacak yatırımlara harcamak yerine; 4,5 milyon TL’yi, 3-5 ucube heykele yatıran sonra da pardon diyerek heykelleri kaldıran kayyuma sesleniyorum: Diyarbakırlı gençlerin, kadınların, çocukların, yurttaşlarımızın üzerinden elinizi çekin” dedi.

CHP'nin İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 18 kişilik CHP heyeti ile Diyarbakır’da çeşitli temaslarda bulundu. İki günlük ziyaret kapsamında Diyarbakır’a gelen ve CHP Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Karaca, “Siz Diyarbakırlı gençlere iş olanağı sağlayacak yatırımlara harcamak yerine; 4,5 milyon TL’yi, eski parayla 4,5 trilyon lirayı 3-5 ucube heykele yatıran sonra da ‘pardon’ diyerek heykelleri kaldıran kayyuma sesleniyorum: Diyarbakırlı gençlerin, kadınların, çocukların, yurttaşlarımızın üzerinden elinizi çekin!” dedi.

Karaca'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“42 MİLYON KADINI BİR AVUÇ OY İÇİN GÖRMEZDEN GELDİ

Medeniyetler şehri, barışın, özgürlüğün, bir arada yaşamanın başkenti diyebileceğimiz kadim şehir Diyarbakır’da olmanın heyecanı içindeyiz. 2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nin ikinci başlığı olan toplumsal barışı, başta Kürt sorunu olmak üzere çözerek nasıl hayata geçireceğimizi Diyarbakırlı dostlarımızla paylaşacağız. Bugün 1 Temmuz… Basın mensuplarımız aracılığı ile Türkiye’ye güzel haberler verebilmeyi çok isterdik. Ancak bugün kadın mücadelesinin uzun yıllardır verdiği, bedel ödediği ve en büyük kazanım olan İstanbul Sözleşmesi maalesef resmen yürürlükten kaldırıldı. 20 Mart 2021 gecesi tek kişi, bir tek imza ile 42 milyon kadının işkence görmeme hakkını düzenleyen sözleşmeyi bir avuç oy için çöpe attı.

ZAM YAĞMURU İLE UYANDIK

Bugün başka bir karanlığa daha uyandık. Toplum ekonomik buhrandan nasıl çıkılacağına evine bir kuru ekmek götürebilme mücadelesinde umutlarının nasıl büyüyeceğine ilişkin haberler beklerken 1 Temmuz sabahına doğalgaza, elektriğe, akaryakıta ve dolayısıyla tüm ürünlere zam yağmuruyla uyanmak zorunda kaldı. Bugün Türkiye’nin dört bir yanından ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’, vazgeçmeyeceğiz diyen tüm yurttaşlarımıza sizlerle ses vereceğiz.

DİYARBAKIRLILAR HESABINI SANDIKTA SORACAK

Diyarbakırlı gençlerimiz işsizliğin pençesinde mücadele verirken, sarayın bürokratları, başdanışmanları bakan yardımcıları, 3-5 maaş ile keyif sürüyor. 10 milyon civarında asgari ücretliyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etmişken devletin kurumlarında üç-beş maaşla keyif sürenler gün gelecek bunların hesabını verecek. Bir yandaş 3-5 maaş alıyorken; işsizlikten dolayı, yaşamdan umudunu kesen binler, iş ve aştan umudunu kesen milyonlar bunun hesabını sandıkta soracak.

RANT DÜZENİNİN SONU GELDİ

Üçer beşer maaş alanların çocukları, Ankara’daki beylerin yakınları kendilerine ballı maaşlı koltuklar seçerken; Diyarbakırlı gençler umutsuzluktan, çaresizlikten, kendilerine reva görülen bu hayattan vazgeçiyor. CHP heyeti olarak 2 gün boyunca Diyarbakır’da saha ziyaretlerinin yanı sıra, toplumun farklı kesimleriyle toplantılar yapacağız. İşsiz Diyarbakırlı gençlere iş olanağı sağlayacak yatırımlara harcamak yerine; 4,5 milyon TL’yi, eski parayla 4,5 trilyon lirayı 3-5 ucube heykele yatıran sonra da ‘pardon’ diyerek heykelleri kaldıran kayyuma sesleniyorum: Diyarbakırlı gençlerin, kadınların, çocukların, yurttaşlarımızın üzerinden elinizi çekin! Biliniz ki rant düzeninizin sonu geldi, Diyarbakırlı yurttaşlarımızın önlerine en yakın zamanda sandık gelecek; çürümüş, kokuşmuş iktidarınız tarih sahnesinden silinecek! Diyarbakırlı yurttaşlarımızın rantçılara peşkeş çektiğiniz haklarını ‘söke söke’ sizden geri alacak!

HAKKIMIZI ARAYAMAZMIŞIZ

20 Mart 2021’in gece yarısı, ilk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından alanlarda eylemlerle, Danıştay’da hukuki mücadele ile, TBMM çatısı altında hep birlikte bu sözleşme ve sözleşmeden çıkma kararının ortadan kaldırılması için mücadele ettik. Ne yazık ki Danıştay, dün kararını açıkladı, yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verdi. Gerekçede diyor ki, ‘Cumhurbaşkanı’nın kararına karşı yargı yolu kapalı.’ Yani Cumhurbaşkanı, Saray’daki tek kişilik Şahsım Hükümeti 42 milyon kadının ve ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin en önemli kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nden keyfekeder çıkabilirmiş. Buna bizler hakkımızı arayamazmışız. Diyor ki ‘beni ne Anayasa ne kanun bağlar’.

BU KARAR HUKUKİ DEĞİL

42 milyon kadının çığlığı da umurunda değil. Bir avuç kadın düşmanı zihniyetin Saray’a yaptığı baskıya boyun eğdi. Onların bu isteğini emir kabul etti çünkü koltuk gidiyor. O 3-5 oya muhtaç bir durumdalar. 42 milyon kadın sessiz kalmayacak. İstanbul Sözleşmesi’ni TBMM’de oybirliği ile kabul eden milletin iradesini yok saydı ve ‘tek irade benim iradem’ dedi. Danıştay’ın 5 hakiminden 2’si son anda değiştirildi. Şaşırdık mı? Buna rağmen 3 oy ile bu kararı geçirebildi. O 3 oydan biri Saray’ın avukatı, Saray’a çok yakın birisi. Bu karar hukuki değildir. Siyasi otoritenin yargıya el uzattığı açık ve net bir şekilde ortadadır.

NEDEN BU DÜŞMANLIK

Tüm kadınların çığlığına neden bu kadar düşman bu kadar karşılar? Çünkü İstanbul Sözleşmesi; kadına yönelik şiddeti önle diyor, engelle diyor, önleme ve engellemeyi sağlayamamış isen şiddetin failini cezalandıracaksın diyor. 18 yaşından küçük çocukları evlendirmezsin diyor. Şiddete uğrayan kadın şikayetinden vazgeçse de devlet olarak attığın imza ile kadını koruyacak, davayı sürdürecek, şiddet failini cezalandıracaksın diyor." (ANKA)

Etiketler
İstanbul İstanbul Sözleşmesi Türkiye Gülizar Biçer Karaca